first and last.

2.5K 64 48
                                    

yemin ediyorum ilk defa yazdığım bir sey 1k okundu diye kıyamıyorum, silmiyorum AMA COK KOTU YAZMISIM CIDDEN SIMDIDEN OZUR DILIYORUM IYI OKUMALAR...

"tanrım, zengin, yakışıklı, okulumuzun en başarılı öğrencisi lee taeyong evinde parti veriyor diyorum! bu partiyi kaçırmak mı istiyorsun jeongin? beni yalnız mı bırakacaksın?"

bana yalvaran gözlerle bakan changbin hyung'a çevirmiştim tekrar kafamı, "hyung son kez söylüyorum, partiye falan gelmek istemiyorum. bir tatil günüm vardı onu da mahvedemem, üzgünüm."

"ama innie~," diyip dudağını büzmüştü, "hem felix de orada olacak. hani bizim aramızı yapacaktın sen? sözlerini tut bari!"

"ne alakası var hyung? öyle ortamları sevmediğimi biliyorsun, niye zorluyorsun ki! beni en iyi sen tanıyorsun, hem en son gittiğimiz partide neler yaşandığını hatırlıyorsundur umarım." diyip kollarımı önümde birleştirmiştim. hangi partiye gidersek gidelim, sarhoş olup bir şekilde rezil ediyordu beni. cidden changbin hyung, sarhoşken hiç çekilmiyordu.

"yemin ederim bu sefer çok içmeyeceğim jeongin. yeter ki gel, bu gece felix'e açılacağım. sen olmazsan yapamam bunu. bir seferliğine, nolur." diyip bana üzgün üzgün bakmıştı. "hem hwang hyunjin de orada olacak." diyip göz kırpmıştı.

kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkmıştı, "cidden mi? bak beni oraya getirmek istediğin için söylüyorsan-"

"işim gücüm yok sana yalan mı söyleyeceğim jeongin? o da geliyor işte. onun yanına falan gidersin işte ne güzel."

oflayarak, "bak, eğer gelmem için yalan söylüyorsan bir saniye beklemem, çekip giderim hyung. haberin olsun. bu gece de felix işini halletsen iyi olur. çünkü sürekli açılacağım diyip asla utancından yanına bile gidemiyorsun."

gülümseyerek yanıma gelip kolunu omzuma atmıştı "ben eve gidip hazırlanıyorum. birkaç saat sonra gelip seni alacağım, sen de hazırlanmaya başlasan iyi olur."

onu başımla onaylayıp vedalaşmıştım. hazırlanmam için birkaç saatim vardı, zamanımı iyi değerlendirmeliydim. sonuçta hyunjin de orada olacaktı.

...

son kez boy aynasından kendime baktım. altımda dar kot pantolon, üstümde dar beyaz bir gömlek vardı. parmaklarımı gümüş yüzükler süslüyordu. yüzümde de hafif bir makyaj vardı. kısacası, çok iyi görünüyordum.

kapının çalmasıyla telefonumu ve cüzdanımı alıp evden çıktım. changbin hyung ile arabaya binip yaklaşık 5 dakikaya varmıştık partinin olacağı eve. bayağı güzel ve büyük bir evdi. gerçekten tam taeyong'u yansıtıyordu.

içeriye girdiğimiz gibi daha şimdiden sarhoş olmuş mark, elimize içkileri tutuşturmuştu. "yüzünüz bembeyaz olmuş sizin, alın için de biraz kendinize gelin!" dediği şey ile ikimiz de kıkırdamıştık.

mark gittikten sonra changbin hyung'u dürtmüştüm, "sakın sarhoş olayım deme, tamam mı hyung? git ve düzgün bir şekilde konuş felix ile."

göz devirerek, "tamam dedim ya jeongin." diyip kalabalığın arasına karışmıştı. ben de ilerideki tanıdık yüzleri görmemle gülümsemiştim. çoğu arkadaşımı uzun zamandır göremiyordum çünkü bir yandan işe gidiyordum, bir yandan da okulla ilgilenmeye çalışıyordum. sonuç olarak da arkadaşlarıma pek vakit ayıramıyordum doğal olarak.

gözlerim hyunjin'i ararken içki masasının yanında seojin ile konuştuğunu fark ettim. sürekli gülüşüyor, flörtleşiyorlardı. açıkçası bu beni çok sinirlendiriyordu çünkü sürekli ona ondan hoşlandığımı belli ediyordum, ama asla siklemiyordu beni. sonuç olarak kırılan taraf da ben oluyordum ama pes etmeyecektim, sırf onun için bu ortama katlanıyorsam beni fark etmeliydi.

pleasure, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin