Azarlanma

86 12 19
                                    

Gökyüzünden inen Bakugo ile şaşkınca ona bakıyordum. Bu saatte okulda olması gerekmiyor muydu? 

"Hey ucube korkmana gerek yok. Sadece seni bir günlüğüne okuldakilerin yanına götürme emri aldım" bu söylediklerine gözlerimi devirdim ve etraftaki dumanları toplayıp evi ve şirketin etrafını sarmaya başladım. Madem okulda kalacaktım orada güvende olurdum ve buralarda olmadığım için kötüler ziyarete gelebilirdi. 

"Tamam o zaman hadi gidelim. Beni okula kadar sen mi taşıyacaksın?" Alayla kurduğum cümleye bağırması ile kahkaha attım ve yere çökerek büzdüğüm dudaklarımla ona bakmaya başladım. 

Bu sefer alevlerini üstüme gönderecek gibi olduğunda elimi kaldırarak onu engelledim. "Ah hadi ama tüm gün kahramanlık yapmakla uğraştım. Bacaklarım kopuyorr" Kendimi acındırmama karşı gözlerini devirdi ve yanıma gelerek yere eğildi. 

Beni sırtına aldığında gülmemek için dudaklarımı ısırmaya başlamıştım "Bundan birine bahsedersen senin o saçlarını yakarım" cümlesiyle beraber gülümsememi zorla yuttum ve kimseye söylemeyeceğime dair söz verdim. 

"Bakugo normalde bunu kimseye söylemeyecektim fakat hiç değilse benim dışımda birilerinin bilmesi gerektiğine karar verdim. Ben geçen gün sokaklarda devriye gezerken bir çocuğu ölmek üzereyken buldum ve onu tedavi edip evime aldım. Şuan evimde birkaç ruhla beraber çalışma yapıyor güçlenmek için. Normalde onu okula teslim etmem gerektiğini biliyorum ama edemedim işte."

 Sözümü kesmeden dinlerken derin bir nefes alıp devam ettim "Neyse daha sonra bugün birkaç ruha görev verdim ve sokaklarda yaşayan daha doğrusu saklanan çocukları bulup şirkete getirmelerini istedim. Onlara şirkette kalacak bir yer, yemek ve güçlenmelerini sağlamak için birkaç hoca ayarladım. Yani yaşadıkları zamanların en  iyileri olan ruhları ayarladım desem daha doğru olur" 

Daha fazla uzatmamaya karar vererek asıl gelmek istediğim yere geldim. "Eğer bana bir şey olursa şirketteki çocuklara okullarda bir yer ayarlamanı istiyorum. Ama eğitim görebilecekleri bir yer olsun. Ve evimdeki çocuğa gelirsek ona senin bakmanı istiyorum" cümlem bittiğinde kısa bir an tökezlemişti. Bunu beklemediğini bu kadar belli etmesine gerek yoktu ki 

"Hemen itiraz etme ve nedenimi dinle. O çocuk çok zor şeyler yaşamış ve şuan Midoriya gibi benliksiz. Belki ileride benliği çıkar bilmiyorum. Neyse şuan güçleri olmamasına rağmen evimde güçlenmek için savaş aletleriyle çalışmalar yapıyor tabiki dövüş sanatlarıyla beraber. O sana çok benziyor. Gözlerinde güçlendiğinde tüm dünyayı yakıp yıkabilecek bir ateş var. Bunun boşa gitmesine izin veremem. Ve hayatımda o ateşi en iyi kontrol edebilen kişi sensin. O yüzden bunu senden istiyorum. Ve lütfen ben söyleyene kadar kimseye söyleme. Çocuklarım elimden alınsın istemiyorum" 

En sonunda okulun giriş kapısına geldiğimizde beni yere bıraktı ve içeri doğru yürümeye başladı. Bende peşinden koşuşturarak giderken konuşmaya başlamıştı bile "Benim nasıl biri olduğumu bilmene rağmen bunu istiyor musun" sorusuyla beraber koşarak kolundan tutup onu durdurdum. "Bana bak Bakugo Katsuki  sen hayatımda gördüğüm en muhteşem kahramanlardan biri olabilirsin. Boş ver diğerlerinin saçmaladığı şu kuralları. Bana baksana ben de uymuyorum onlara ama bu benim muhteşem bir kahraman olduğum gerçeğini değiştirmiyor değil mi ?" 

Saçımı savurarak bitirdiğim cümleden sonra kahkaha atıp yürümeye başladım. Arkamdan gelirken bu sefer sakin tuttuğum sesimle konuşmama devam ettim "Korkmana gerek yok. Bu işin altından çok güzel kalkacağına eminim" 

Bana yetişip elindeki patlamaları gözüme sokarken kafamı hafifçe geriye çekip dik dik ona bakmaya başladım. Kim bilir yine neye kızmıştı bu deli? "Eğer bu aptallıkların yüzünden sana bir şey olursa kötülerden önce seni ben öldürürüm" kurduğu cümleye gülerek başımı salladım. Aynı cümle içinde hem isteğimi kabul ettiğini hem de benim için endişelendiğini belli etmişti. 

Gerçek KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin