İnci halamın deniz kokulu bahçesinde uzunca kahvaltı masası kurulmuştu, son tabağımızı da yerleştirdikten sonra herkes masanın etrafına toplanmıştı. Masanın başında Enver amcam yer alırken, eşi Aycan yengem yanına oturmayı tercih etmişti. Yanlarına Eylül, Mete ve Han otururken biz de karşılarına yerleşip, halamı beklemeye başlamıştık.
Tabağıma sosis, peynir ve bolca yeşillik doldurmuştum. Peyniri yutacağım esnada aklıma Asaf'ın cevapsız çağrısı geldi. Öksürmeye başladığımda Eylül hemen su uzattı. Ona gözlerimle teşekkür ettiğimde, özür dileyerek masadan kalktım. Bahçenin arka tarafına doğru yürüyordum, beyaz çardağa oturduğumda telefonu kulağıma götürdüm...
"Alo Mahur?"
Sesi çok karizmatik gelmiyor mu Mahur..? İç sesim derhal kafamı karıştırmayı bırakmalıydı.
"Merhaba Asaf"
Heyecanımı bastırmaya çalıştım.
Hadi artık selamlaşmayı bırakıp neden aradığını sor!
"Çağrına yeni dönme imkanım oldu, nasılsın?"
"Ben iyiyim teşekkür ederim de..." kesin heyecanlı olduğunu anladı.
"Sesin bir garip geliyor, sen iyi misin?"
"Evet evet, bir sorun yok..."
"Sevindim öyleyse." Ve ardından devam etti;
"Benim seni arama sebebim şuydu aslında..." Hadi ama söyle artık! "Eğer sana eşlik etmemi kabul edersen, yarın için bir akşam yemeği yiyebilir miyiz?"
Aslında Asaf ile bir kaç kez dışarıda görüşme imkanımız olmuştu, Fakat bu birlikte yiyeceğimiz ilk akşam yemeğimizdi.
"Olabilir tabii..." dışında başka bir şey çıkmamıştı dudaklarımdan.
Heyecanlanınca dilin tutuluyor Mahur!
"O halde yarın yedi uygun mu senin için?"
"Evet uygun."
"Tamam, adresini atarsan seni almaya geleceğim. Yarın görüşmek üzere..."
"Görüşürüz." Dedikten sonra çağrıyı sonlandırmıştık. Ardından tekrar kahvaltı masasına geçmek için yürümeye başladım...
*
Saat altı buçuğu gösterirken son kez saçıma ve makyajıma baktım. Göz makyajım güzel gözüküyordu, Ardından iki elbise arasından tercih yapmam gerekince arkadaşıma WhatsApp'dan fotoğraf gönderdim.
"Selam kuzu nasılsın? Sana iki tane fotoğraf atacağım şimdi, hangisi daha iyi olmuş seçer misin?"
Önceden iki elbiseyi de giyip fotoğrafı çekmiştim. Gönderdikten sonra cevabını beklemeye başladım.
"Mahur sorduğuna inanmıyorum! Tabii ki ikinci elbise, çok güzel olmuşsun."
Bir kaç dakika daha mesajlaştıktan sonra ikinci seçenek olan vişne çürüğü, derin yırtmaçlı, kalın askılı ve kuşağı belimi tamamen saran elbisemi giymiştim. Aksesuarlar ile tamamladığımda akşam yemeği için hazır gözüküyordum.
Asaf'ın çağrısını cevapladığımda geldiğini söylüyordu, rujumu ve telefonumu çantaya atıp aşağıya indim. Demir bahçe kapısını açtığımda biraz ileride gözüme çarpan siyah son model araba sanırım ona aitti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SİMASI
Storie d'amoreBir simada aşkı yeniden bulmak mümkün mü..? Mahur, üç yıl önce hayatını kaybetmiş sevgilisine çok benzeyen Asaf ile karşılaştığında onları neler bekliyor olacak..? Üstelik bu benzerlikten Asaf'ın haberi yokken... "Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kita...