3.BÖLÜM•MASKE

9.9K 602 214
                                    

Medya: Drink Before The War

Selaammm!

Bu kitaba an itibariyle geri dönüş yapmış bulunuyorum. 

Keyifli okumalar ❤️

♠️

"Sır kapıları aralandığında, maskeler düştüğünde kalpler de bir olacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sır kapıları aralandığında, maskeler düştüğünde kalpler de bir olacaktı."

♠️

"Hemen yapışmışsınız kıza!"


"Uyurken çok güzel değil mi?"

"Sessiz olun onu uyandıracaksınız."

Akarcalı erkekleri söylenerek uyuyan Lema'yı izlerken Reha ve Deha onlara göz devirdi. Lema kulağına dolan seslerle huysuzca homurdanarak birkaç kez dönmüş ve yeniden uykuya dalmıştı.

Akel elini ağzına kapatırken haylaz bir gülüş dudaklarından kaçmıştı. Diğerleri de gülmemek için kendini sıkarken elbette bunun sebebi Lema hareket ettikçe açılan örtüden gözüken ayıcıklı pijamalarıydı.

"Çok tatlı uyuyor!" Reha yatakta oturur pozisyona gelirken kocaman açtığı gözleriyle hayranlıkla Lema'yı izliyordu.

"Kızımı rahat bırakın sizi haytalar!" Agâh bey oğullarına kızarken kendisi de kızını izlemekten gözlerini çekemiyordu. "Hadi herkes kahvaltıya."

Eflah boğazını temizleyerek kollarını göğsünde birleştirdi ve gözlüklerinin üstünden onlara baktı. "Ben Lema'yı uyandırırım. Siz gidin." Herkes hiddetle Eflah'a baktığında bakışları ne yapmaya çalıştığını biliyoruz der gibiydi.

"Ben uyandırırım Eflah. Hadi abim ikileyin." Pars'ın sert çıkan sesiyle Berge umursamazca omuz silkti. "Ben de uyandırabilirim."

Hepsi kendi içinde tekrardan bir tartışmaya girdiğinde Agâh bey kızının evine şimdiden nasıl renk getirdiğini görebiliyordu. Onların sesinden uyanan Lema'nın huysuzca konuşmasıyla herkes sessizleşti.

"Ne oluyor ya?"

  Yattığı yerden doğrulmuşken tamamen cam olan tavandan dolayı yüzüne vuran güneş ışıkları gözünü acıtmıştı. Yumruk yaptığı eliyle bir gözünü ovuşturmaya başladığında dudakları büzülmüş, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bu görüntü odadaki herkesin aklını uçururken kendine ilk gelen Agâh bey olmuştu.

"Yok bir şey babacığım, gel elini yüzünü yıkayalım." Agâh bey kızını kucakladığında Lema memnun mırıltılar çıkararak başını Agâh beyin göğsüne yaslamıştı.

"Bir insan nasıl bu kadar tatlı olabilir?" Reha, hayran hayran konuştuğunda gözleri bir an olsun ondan ayrılmıyordu.

"Rahat bırakın kızımı. Hadi siz kahvaltıya, biz de birazdan geliyoruz." Agâh bey kucağında ki Lema ile lavaboya ilerlerken hepsi memnunsuz surat ifadeleriyle kat asansörüne ilerlemeye başlamışlardı.

KAN BAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin