"İyi olduğuna emin misin bebeğim? İstersen bir kere daha kontrol edebilirim, hmm?"Namjoon sevgilisine gülümsedi ve uzandığı sedyeden onun elini sıkıca tuttu. "İyiyim dedim ya Jinnie. Gerek yok." Seokjin kalktığı sedyenin kenarına oturdu ve bebeğinin dudağına yaklaştı. Namjoon boştaki elini onun çenesine yerleştirdi ve dudaklarını birleştirdi. Birbirlerini nazik ve duygu yüklü bir şekilde öpüyorlardı. Seokjin tek eliyle Namjoon'un belini okşuyordu.
"Ben de hastaya bakmaya gelmiştim ama..." Yoongi'nin sesini duyan Namjoon hemen sevgilisinden ayrılmıştı. Seokjin oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi tepinmek istiyordu. Dudaklarını büzmüş ve Namjoon'un ellerini tutmuştu.
"Ben baktım zaten sana gerek yok. Hem niye geldin ki sen?" Yoongi Seokjin'in söyledikleriyle kollarını birleştirdi. "Senin için gelmedim zaten. Namjoon'a bakmaya gelmiştim ama görünen o ki sen bayağı iyi bakmışsın, cidden." Başını iki yana salladı.
"Hadi be ordan. Gören de sen hiç hastanede yapmıyorsun sanır. Ne o yoksa Hoseok gelmedi mi bugün?" Seokjin konuşunca Namjoon sevgilisinin ellerini sıktı. "Ne alakası var ya? Her neyse sana geçmiş olsun Namjoon. Daha sonra görüşürüz." Yoongi odadan çıkmıştı. Namjoon gülmeye başlamıştı. "Bir de gülüyor musun? Resmen beni görmezden geldi."
Namjoon omuz silkti ve onun dudağına hızlı bir öpücük bıraktı. "Bebeğim... Bugün beni ne kadar korkuttun biliyor musun?" Seokjin hüzünlü sesiyle konuşunca Namjoon kollarını ona sardı ve hemen karşılığını aldı. "Seni korkutmak istememiştim. Özür dilerim." Seokjin sevgilisinin saçlarına öpücükler dizmeye başladı. Burnuna gelen bu koku nefes alma sebebiydi. Ona bir şey olsaydı ne yapardı?
"Özür dilemelisin. Beni endişelendirdin." Namjoon gülümsedi ve saçlarına konan öpücüklerin keyfini çıkarmaya başladı. Seokjin'in öpüşlerini çok severdi ama özellikle saçına kondurduğu öpücükler çok özeldi ve Namjoon buna bayılıyordu; farkında olmadan gamzelerin açığa çıkarıyordu. Gözlerini kapatmıştı. "Çok mu endişelendin?" Seokjin burnunu bebeğinin saçlarına daldırdı ve derin bir soluk çekti içine. O da gözlerini yummuştu. "Evet, hem de çok fazla endişelendim. Seni acilde hem de sedyenin üzerinde görünce kalbim duracak sandım. Ayağındaki kanı görünce ise zaten bayılmışım."
Namjoon güldü ve kollarını sıklaştırdı. Karşısındaki boyna ise bir öpücük kondurdu. "Evet biliyorum. Yoongi anlattı." Seokjin öpücüklerine ara verdi. "Bir de gülüyor musun? Seni tekrar görene kadar nefes alamadım resmen. Göğüs kafesim sıkıştırılıyor gibiydi." Namjoon gözlerini açtı ve geri çekildi. Gözlerinin dolduğunu fark ediyordu. Seokjin'in yanağını öptü birkaç kez. Ne kadar öperse öpsün asla yetmeyeceğini biliyordu.
"Daha dikkatli olacağım, söz veriyorum." Namjoon evde kahve içerken bardağı yere düşürerek kırmış ve toplamak isterken de kırıklara basmıştı. Sakarlığını hiç sevmiyordu; Seokjin çok tatlı bulduğunu söylese de. Onu endişelendirmeyi sevmiyordu. "Sevinirim." Gülümsediler ve tekrar dudaklarını birleştirdiler.
"Namjoon! İyi misin? Hiii!"
Hoseok'un sesiyle ayrılmıştı öpüşen çift. "Sana meşgul olduklarını söylemiştim güzelim." Arkasından gelen Yoongi sevgilisinin beline sarılmış ve kapıyı kapatmıştı. Seokjin bıkkın bir şekilde nefes verdi seslice. Namjoon kıkırdadı ve sevgilisinin yanağını öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sil baştan | namjin
Fanfic"Keşke hiç tanışmasaydık!!' Seokjin nereden bilebilirdi öylesine söylenmiş bir cümlenin gerçekleşeceğini? Seokjin'in kalbi yine ona aitti peki Namjoon için de aynı durum geçerli miydi? *** semejin ve ukejoon içerir!