Arkadaşlar bölümlerim size kısa gelebilir ama ben devamlı yeni bölüm paylaşıyorum o kısa yazılan bölümleride böylece tamamlamış olduğumu düşünüyorum.Umarım sizde böyle düşünüyorsunuzdur :) ve umarım yazdıklarım sizi bam başka dünyalara sürüklüyordur. Unutmayın hayaller sizin asıl gerçeklerinizdir.
20 dakika sonra yemyeşil çimlerin, gökyüzünün pamuklarla kaplı, mis gibi çicek kokularıyla etrafı saran papatyaların bulunduğu eşsiz güzellikteki bir yerde ağaçlar göğe değecek kadar uzun, bulunduğumuz ortamda bi o kadar huzur vericiydi. "Biz neredeyiz?" Bu soruyu hala etrafıma büyülenmiş bir şekilde bakarken sordum. Bu durumum onun hoşuna gitmiş gibi görünüyordu ama umursamadım.
İpin bir ucu bir ağaca bağlıyken diğer ucu ise hemen yanındaki ağaca bağlı bir şekilde salıncak görünümünü almayı başarmıştı. Biraz daha ileriye gittiğimizde ucu bucağı görünmeyen berrak bir deniz, denizin ortasında üstünde sarmaşıklardan yapılmış bir köprü ne kadarda hoş. "Hadi gel, büyük bir ihtimal sallanmayı seviyorsundur." Ateşin bu teklifine balıklama atlamıştım, hatta salıncağın yanına uçarcasına gitmiştim. Güneş ışınları yüzüme hoş bir şekilde değerken rüzgarda saçlarımı okşuyordu. Tüm bu etkili görünüm Ateşin birden beni sallamaya başlaması ardından da benim istemsiz çığlığım sonlandırmıştı. Habersiz bir sallama girişimi biraz canilikti fakat daha sonra kahkahalar eşliğinde "Daha hızlı, daha..." diyerek bağırmaya başlamıştım. Bu eğlenceli anlar fazla uzun sürmedi.
Denizdeki dalgalar büyük bir hiddetle sahili dövüyordu. O da yetmezmiş gibi çimlere doğru gelemeye başlamıştı. Ateş beni kucağına kaldırıp koşmaya başladı. Çünkü dalgalar hemen arkamızdan bizi takip ediyordu.
Ah! Hayır yine o berbat ses. Yine vücudumun tutulması ve yine ağzımı açmaya çabalayıp bağarmak isteyip bunların hiçbirini yapamamam. Sanki vücudumdaki sinirler ölüyor, yüz hatlarım gerilip gerilip cildimdeki deri yüzülüyor. Gözlerim ise kapkaranlık ıssız bir dünyaya misafir oluyordu. Çılgın bir deli gibi ağlayan bir bebek kulaklarımı iyice tırmaladıktan sonra gözlerimi bu karanlık dünyada açtım. Leşler yerde boylu boyunca yatarken onların hayattan kopmuş damarlarındaki kanların kokusu odayı sarıyordu. Yerde her adım başı bir leş yer alıyordu. Kollarım zincirlerle duvarın kenarına gerilmiş bir şekilde bağlanmışken bacaklarımdaki ağrı inlememe neden oldu. Gözlerimi bacağımın jiletle parçalanmış kanlar akan tenime diktim. Ağlamak, bağırmak çok istedim fakat şoka girmiş halde gözlerimi karşıdaki külden bir şeytan gibi duran nesneye kilitlemiş halde buldum. Hop! arkamda hop! Karşımda. Sanki ışınlanır bir halde gibi hareket eden külden nesne şimdide başımda bir şiringayla dikiliyordu. Şiringanın hedefi gözlerimdi. Tam saplamak üzereyken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRMELK
ChickLitBir genç kız,17 yaşlarında neşeli, yerinde duramıyan, arkadaşlarıyla iyi anlaşan, komik yapısı olan, her şeyi alaya alma yeteneğine sahip bir genç kız.Her şey ne kadarda yolunda görünüyor diğmi? Peki ya ailesi? Herkesin gizli bir sırrı, olayı ve hay...