Bölüm 10: Savaş Ya Da Dinle

384 32 1
                                    


Dönüşümlerinden sonra onları inceleyeme başlamıştım. Yamacın mavi kıyafetleri vardı, adeta bir şövalyeyi andıran kıyafetler. Uzmanların kıyafetlerinin böyle olduğunu duymuştum. Kanatları maviydi. Mavinin her tonu vardı neredeyse. Oldukça büyüktü ve ışık saçıyordu. Alaz ise koyu kırmızı renkte kıyafetlere sahipti. Kanatları kırmızı ve turuncu tonlarında ışıl ışıl parlıyordu. Gözleri kırmızı olmuştu. Bu beni biraz korkutmuştu açıkçası. Görünüşünden anladığım kadarıyla toprak uzmanı olmalıydı. Yamaç ise su ya da hava.

Onların dönüştüğünü görünce selina havaya fırladı ve yeşil bir ışık patladı. O da yaklaşık on saniye sonra tekrar göründüğünde yeşil bir saten elbisesi kollarında tüller, yeşil tonlarda kanatları vardı, ayağında ise daha koyu yeşil botlar. Saçlarının rengi değişmişti. Ön taraflara doğru açılan kahverengilikleri oluşmuştu. Ayrıca saçında sarmaşıktan bir taç vardı. Bana gelince ben dönüşemezdim bu yüzden dövüşecektim pozisyon alıyordum ki yamaç konuşmaya başladı.

Yamaç:

-senin doğa perisi olduğunu tahmin etmiştim. Sarmaşık kız.

Selina:

-hahaha öyle mi? Su uzmanı ha. Benim karşımda pek bir şansın yok gibi. Bitkilerimi yenemeyeceksin.

yamaç:

-belki yoktur bilemem ama seninde tek başına alazın karşısında pek bi şansın yok. Arkadaşın dönüşemiyor mu?

Bunu söylediğinde sinirlenmiştim. Tam elin kaldırıyordum ki selina elimi tuttu ve bunu yapmamam gerektiğini fısıldadı. Bu böyle sürmezdi harekete geçmeliydik. Alaza baktığımda hiç konuşmuyor ve dikkatlice bana bakıyordu. Bir anda selinanın fırlattı doğa topuyla savaşın başladığını anladık.

Ben alazla dövüşüyordum. Ve aynı zamanda güçlerinden kurtulmaya çalışıyordum. Onun güçleri biraz tuhaftı. Hiç toprak gibi değildi. Bir an kafamı selinaya döndürdüğümde bitkileriyle yamacı sarmaya çalıştığını gördüm. Ama yamaç bitkilerin suyunu emiyor ve onları kurutuyordu. Bu sayede onları etkisiz hale getirebiliyordu. Onları izlerken dağılan dikkatim yüzünden farketmediğim bi topun içerinde buldum kendimi. Evet konsantrasyon önemliydi ve ben bunu atlamıştım. Tekrardan seliye baktığımda o da sudan bir topun içinde çırpınıyordu. Anladığım kadarıyla yamacın gücü kuvvetli olmalıydı. Selina yı etkisiz hale getirmişti. Etrafa bakarken birden nasıl bir topun içinde olduğumun farkına vardım. Bu bir ateş topuydu ama nasıl. Alaz beni nasıl bir ateş topunun içine aldı. Bunu bilmiyordum ama öğrenecektim. Madem ki etrafta ateş vardı ve arkadaşım tehlikedeydi güçlerimi saklayacak değildim. Kolumu yukarı uzattım ve kırmızı bir ışığın içinde dönüşümümü tamamladım. Benim kıyafetlerimde selinanınkine benzerdi. Kırmızı saten elbise kırmızı bot alevli kanatlar kollarımdada kırmızı tüller vardı. Saçlarım kızıl gözlerimde kırmızı oluyordu dönüşümümü tamamlayınca.ayrıca saçımın üstünde parlayan bir gümüş taç oluşuyordu. ortasındada kırmızı değerli bir taş vardı.Ama anlamadığım bir kısım vardı ki. Saçımın sol tarafındaki öndeki bir tutamı mavi veya lacivertimsi bir renk alıyordu. Bunu alaylaya sorduğumda önemsiz biz detay olduğunu söylemişti.

Dönüşümden sonra alaz hala beni fark etmemişti. Bir ateş perisini ateş topun almak büyük hataydı. Ama o bunun farkında değildi. Ateş topunu tek bir el hareketiyle yok ettim. Yamaç ve alaz şaşkınlıkla bana bakmaya başlamışlardı. Ateş gücünü ancak ateş gücü etkisiz hale getirirdi. Ve onlar bunu fark etttikleri için ağızları açık kalmıştı. Savaş yeniden başlamış gibiyidi. Selina da anlık dikkat dağınıklıyla su küresinden çıkmıştı. En sonunda alazı alev sarmaşığıyla sarmıştım. Selinaya baktığımda o da yamacı bitkilerle tutmayı başarmıştı. Yamaç kurtulmak niçin çırpınıyordu ama alaz hareket dahi etmiyordu. Bir şey düşünüyor gibiydi gerçekten sırası mıydı hiç sanmıyorum. O anda konuşmaya başladı.

Ateş Krallığı Ve Son KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin