15- Hayal Dünyası

6K 246 13
                                    

"Ben..."
"Ben..."

İkimiz de aynı anda söze girip aynı anda konuşmaya devam ettik.

"Önce sen söyle."
"Önce sen söyle."

"Bu ekodan kurtulalım artık bence." diyerek söze başladım. "Seni dinliyorum."

Atilla önce sağa sola baktı. Düzgün tıraşı, kolundaki saati, üzerindeki güzelce ütülenmiş kıyafetleri ve o tanıdık parfüm kokusuyla beni şimdiki zamandan alıp geçmişe götürürken, kafe çalışanının iki çayı masaya bırakıp yanımızdan ayrılmasıyla gerçek hayata döndüm ve onu dinlemeye odaklandım.

"Ben.... Ben sana her şeyi anlatmak istiyorum."

Kalbim güm güm atıyordu. Bu anı o kadar uzun zamandır bekliyordum ki... Gözlerine takılı kaldı bakışlarım. Nefesimi tutup onu bekledim.

"Senden önce hayatımı hissederek yaşayan biri değildim, hiç olmadım; ama hayatımda olan kadınlara aşkı doruklarına kadar yaşatırdım. Prensiplerim vardı; kural yok, sevgi yok, bebek yok. Seninle tanışana kadar sadece bu üç şey hayatımı yönetiyordu ve ben bununla gerçekten mutluydum."

Hüzünle bana baktı. Yutkundum. Bu zamana kadar geçmişiyle ilgili hiçbir soru sormamış, merak bile etmemiştim. Sanki anlattığı kişi evlendiğim adam değildi. Onun böyle bir hayatının olduğuna inanmak oldukça güç.

"Ama sesini duyduğum o ilk andan sonra bunların hiçbirinin önemli olmadığını fark ettim. Defalarca elim telefona gitti sesini bir kez daha duymak için. Çıldırıyordum. Aklımda senden başka hiç kimse yoktu. Sana ait olmak için yanıp tutuşuyordum."

O anı tekrar yaşıyormuş gibi heyecanla gözlerime baktı.

"Hatta bu düşünce o kadar çok zihnimi dolduruyordu ki seni kafamdan silmek için yeniden denedim ama artık o hayat, kadınlar beni mutlu etmiyordu. Sonra o gün sen çıktın karşıma."

Çayından bir yudum aldı. Düşünceli bir şekilde arkamdaki bir noktaya dalıp gitti. Bense hiç kıpırdamadan onu dinlemeye devam ediyordum.

"Tüm herkesin içinde senin olduğunu bilmeden sana vuruldum. Sorumlun senin adını söylediğinde o kadar şaşırdım ki ilk defa kader bu kadar güzel göründü gözüme, ilk defa kalbimin bu denli derinden attığını hissettim. İşte o an bir karar verdim. Ne olursa olsun benim olmalıydın, senin olmalıydım."

Gözlerimin içi alev alev yanmaya başladı.

"Bir bebek hiç istemedim Bade. Sen, ben, biz... Birbirimize yeterdik."

"Yani beni terk etmenin sebebi yeterli hissettirememem miydi?"

"Hayır, hayır, tabi ki hayır. Seninle olduğum hiçbir an bunu hissetmedim. Ben sadece..."

Duraksadı. Derin bir nefes alıp bıraktı sonra. Ardından gözlerini kaçırdı.
"Evet, ben sadece ne?"

"Ben sadece sana bir şey olmasından korktum."

Gözlerimi kıstım. "Ne gibi bir şey?"

"Ben... Ben..."

Telefonum çaldı. Arayan Cesur'du ve hiç sırası değildi. Sessize aldım hemen. Ardından Atilla'ya baktım devam etmesi için.

"Ben..."

Telefonumun titreşimi tekrar çaldı. Dolunay'a bir şey olduğunu düşündüm. Gözlerimi devirip telefonu açmamla birlikte Atilla'nın konuşması bir oldu.

"Daha önce bir kadın benim yüzümden gebe kaldı ve sonra yine benim yüzümden öldü."

Cesur telefonun diğer ucunda, ben masada, Atilla karşımda donakaldık. Sanki birisi üzerimizde zaman büyüsü yapmış gibiydi. Beklediğim birkaç saniye birkaç yıl kadar uzun gelmişti.

Görevimiz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin