Jimin elindeki son çileği de pastasının üstüne koymuştu.
"Işte bu kadar"
Kendini alkışlayıp,yaptığı pastayı dolaba koymuştu.
Bulaşıklarıda yıkamış merdiveni önüne çekip dolabı açmıştı.
Bu dükkanın tek bir kusuru vardı. Dolapları Jimin'in boyuna göre fazla uzundu.
Her gün merdiven çıkmak onu çok yoruyordu.
Belki de hayatına biri girer ve onu bu yükten kurtardı değil mi? Kim bilir.
"Kolay gelsin açık mısınız acaba?"
Jimin elindeki saate bakınca saatin dört olduğunu fark etmişti.
"Kusura bakmayın kapalı yazısını çevirmeyi unutmuşum"
"Peki normal oturabilir miyim?"
Jimin hayat arkadaşı ile işte böyle tanışmıştı.
Jimin hızlıca merdivenlerden inip,elini önündeki önlüğe silip karşında kıvırcık saçlı çocuğun yanına geçmişti.
"Buyrun oturun lütfen"
Kıvırcık saçlı çocuk elindeki bilgisayar çantasını masaya koymuştu.
Ya öğrenciydi ya da işini titizlikle yapan bir mimar.
"Tatlılarım bitti ama isterseniz sizin için kahve yapabilirim"
"Mmm kahve değilde acaba sıcak çikolatanız var mı?"
"Tabikii"
"O zaman bir tane alabilir miyim?"
"Memnuniyetle"
•°•°•°•°•°•°•
Kıvırcık saçlarımı saçımdan geçirmiştim.
Son sınavımı vermiştim ama meslek hayatına daha hazır hissetmiyordum kendimi.
Biraz geç meslek sahibi olabilirdim değil mi?
Bunun bir zararı olacağını sanmıyorum.
Girdigim bu dükkan çok tatlıydı. İçerisi yumuşak kahverengi boya ile boyanıp içeride kahverengi masalar vardı.
Mutfak dükkanın içinde olduğu için neler yapıldığını görebilirdiniz.
"Ah orayı kapatacağım"
Karşımda elinde sıcak çikolata tutan sarı saçlı çocuk bunu demişti.
"Neden peki?"
"Bilmiyorum"
Gülmüştü.
Bir dişi kırıktı sanırım. Ama bu onu çok tatlı yapmıştı.
"Eğer çalışıyorsan ben seni rahatsız etmeyeyim. Benimde bulaşıkları dolaba yerleştirmem gerek"
"Ah,hayır. Son sınavımı verdim bugün"
Kocaman gülümsemişti.
Tanrım bu gülüş içimde kelebeklerin uçmasına sebep oluyordu.
"Nasıldı peki?"
"Verdim. Sanırım 1 ay sonra diploma törenim var mezun oluyorum yani"
Burukça gülümsemişti. Ama bu burukluk canımı yakmıştı.
"Vayy ne güzel bir duygu"
"Sen ne mezunusun? Gastronomi sanırım"
Sarı saçlı çocuk ensesini kaşımıştı bu soruya karşı.
"Ben lise mezunuyum. Üniversite sınavına girmeden önce annemi kaybettim. Sanırım ondan sonra da kendimi pek hazır hissetmedim"
"Senin mi bu dükkan"
"Evet. Annem bulmuş zamanında ve bana söyledi. O zamanlar biriktirdiğim harçlıklar ilk defa işe yaramıştı"
"Başınız sağ olsun"
Ama o kafasını önüne eğip sadece dostlar sağ olsun demişti.
Sanırım hayatında tek annesi varmış.
Konuyu değiştirmek üzere ellerimi uzatmıştım ona.
"Hey! Tanışmadık biz seninle. Taehyung ben,Kim Taehyung"
"Jimin ben de. Park Jimin"
Jimin ellerini benimkilere birleştirince midemde yine kelebekler uçmuştu.
Ve elleri benim ellerim arasında minicik kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With you| Vmin
RomanceKüçük bir kafe işlettigimiz minik bir kafede içeride yaptığımız tonlarca çılgınlıklar seninle,hepsi çok özel.