Şarkı: Sia-My Love
URAS
Evden çıkarken kararsızdım. Fakat ben her zaman net bir adam olmuştum. Şimdi neydi bu kendimle olan savaşım? Bal gibi Damla'dan hoşlanıyordum. Bunu ona söylemekten başka bir çarem yoktu, çünkü işleri batırıyordum. Ondan uzak kalamıyordum. Uzak kaldığım kendimle savaştığım her zaman onu da bu savaşın içine çekip paramparça ediyordum. O bunu hak etmiyordu, ki benden hoşlandığını biliyordum. Hatta daha fazla hisler beslediğini... Eh, bende besliyordum. Reddetmek lügatımda yoktu. Zaten kurallarımı çiğnemiştim. Daha fazla yapmak istemiyordum, Damla'yı daha fazla incitmek istemiyordum. Çünkü o her incindiğinde benim canım daha fazla yanıyordu.
Evet, belki çok kavgalar edecektik, belki de iki asabi olduğumuz için anlaşamayacaktık ki anlaşamıyorduk. Fakat günün sonunda yine benim kollarımda olacaktı. Bu döngü hep böyle devam edecekti. Belki düşüp parçalanacaktık fakat bu sefer düşersek beraber olacaktık. Her zaman düştüğü gibi kaldıracaktım. Bu bizi tüketecekti biliyordum fakat ben zaten bencil bir adamdım. Tükeneceksek varsın beraber tükenelim. Her bir parçasını benim için feda edecekti. Bundan daha güzel bir şey olamazdı. Ben, diğer erkekler gibi o mutlu olsun benimle olmasa da olur tarzında şeyler düşünemezdim. Benimle olsun da ne olursa olsun tarzında düşüncelerim vardı daha çok. Buna yeterince sevmiyor diyebilirdiniz. Bunu benden başka kimse bilemezdi. Zaten bir şeyleri kanıtlamak gibi bir saçmalık yapmazdım hiçbir zaman. Kim neye inanmak isterse inanırdı, bırakırdım.
Asıl anlamadığım şey Damla'nın nasıl kalbini avucuma aldığımdı. Neden bana kendini bırakmıştı? Şu kısacık zamanda onu gözlemliyordum. Fark etmeden bile olsa onu gözlemliyordum. Gözlerime söz geçiremiyordum. Her hareketini izliyordum. Buna engel olamıyordum ve onunla ilgili herkesten fazla bilgiye sahiptim. Ailesinden bile iyi tanıdığıma kalıbımı basabilirdim. Evet, inanması zor ama şu kısacık zamanda onu tanımıştım. Zaten Damla açık kutuydu. Her ne kadar hareketleri onu kapalı bir kutu gibi gösterse de her yerden bir özelliğini bulurdunuz. Bunun için çokta dikkatli olmanıza gerek yoktu. En sevdiği renk turkuaz, burcu akrepti. Kitaplara, müziklere ve şiirlere bayılıyordu. Audi favori araba markasıydı. The Vampire Diaries en sevdiği diziydi. Ian Somerhalder en sevdiği oyuncuydu ve daha niceleri. Fakat benim bahsettiğim tanıma sadece bunlar değildi. Bunlar çok basit şeylerdi. Sıradan bir insana bile anlatırdı bunları. Zaten Twitter ve Instagram'ına girdiğinizde görebilirdiniz. Bahsettiğim şey duyguları, mimikleri, tepkileriydi, ne düşündüğünü bile çözebiliyordum ve sanırım Damla bunu duysa deliye dönerdi. Eh haklıydı... Bir kızı böylesine benimsemiş ve tanımışken onu bırakamazdım. Bana iyi geldiği de kesindi.
Damla'da sevmeyeceğiniz bir sürü şey de vardı. Bir sürü kusuru... Mesela marka takıntılıydı, sinirliydi, dobraydı ve sinir anında insanların kalbini kırıyordu. Fiziksel olarak baktığınızda da güzel kategorisine girmiyordu. Burnu büyüktü mesela fakat ben onu kusurlarıyla fazlasıyla benimsemiştim. Umurumda değildi. Herkes onu çirkin görebilirdi. Sadece bana güzel görünse yeterdi ki öyle olmuyordu. İlk başta erkekler ona yanaşmıyordu çünkü cidden çekici bir tarafı yoktu. Fakat kişiliği karşısında büyüleniyordunuz. O güzel dudaklarını açıp sesini size sunduğunda gözlerinizi kamaştırabiliyordu. Kelimeleri çok iyi kullanıyordu.
Saçları ve kirpikleri onda en sevdiğim şeylerdi. Saçları kömür karasıydı. Beline kadar uzanıyordu. Kirpikleri uzundu, gözleri kapkaraydı. Bilmiyordum bir şekilde beni büyülüyordu. Derin bir nefes alıp kızların evine doğru yürüdüm. Oradaydı. Bahçedeki salıncakta oturmuş sıcak çikolatasını yudumlayarak kitap okuyordu. Yanına doğru emin adımlarla yürüdüm. Yanına oturduğumda gözlerini kapatıp nefesini üfledi. ''Ne istiyorsun Uras?'' dedi. Hala bana bakmıyordu ve bu sinir bozucuydu. Bakmıyordu çünkü eğer bakarsa gözleri yüzümde hayranca dolaşacaktı bunu biliyordum. Kendini frenlemeye çalışıyordu. Her ne kadar egolu deseniz de öyle değildim. Gerçekleri fark etmek egolu olmak demek değildi nasılsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT
Teen FictionAşk başlamadan güzel, Kalplerde heyecan Bakışlarda korku olduğu zaman güzel... Birbirimize sezdirmemek için çırpınış, Başkaları görmesin diye çabalayış, Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman... Aşk başlamadan güzel.... Ümit Yaşar OĞUZCAN - Her...