Vefa'dan
"Çocuklar ben size bir şey söyleyeceğim. "
İki saattir Zeyno'ların evinde oturmuş, bize söyleyeceği önemli şeyi söylemesini bekliyorduk. Heyecandan yerinde bile duramıyordu hanımefendi.
"Ya tamam kızım amma da kastın he, az rahatla. Ayrıca Ali neden yok, onu niye çağırmadın? "
"Arap doğru söylüyor. Ali niye yok? "
Çok özlemiştim, nerdeyse 2 gündür yüzünü görememiştim ders çalışmaktan. Çalışmak zorundaydım, bursumu kaybetmemeli ve garsonluğa devam etmeliydim. Babama bakmalıydım.
"Konu Ali de ondan. " demesiyle daha da dikkat kesildim Zeyno'ya.
"Ali'yle ne alakası var? Hadi anlat be kızım. Boşuna gerginlik yaratıyorsun. "
"Tamam, anlatıyorum o zaman ama fazla tepki vermeyin. " diyerek bi sandalyeye oturdu.
"Ben, b-ben uzun zamandır Ali'den hoşlanıyorum. "
Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Yanımda oturan Sinan'ın kalkıp Zeyno'ya sarıldığını hissettim.
Bana dönen bakışları hissedince zorla da olsa gülümsemeye başladım. Ayağa kalkıp Zeyno'ya sarıldım.
"Kızım hangi ara ya? Çok mutlu oldum. Ali'nin haberi var mı peki? "
"Yok olum haberi. Olmayacakta. Bakın siz de söylemeyin sakın. "
"Neden öyle diyorsun ama bence gayet yakışırsınız. " dedi Sinan.
Oturup bir yerde hüngür hüngür ağlamak istiyordum.
"B-bence de y-yakışırsınız. Hem belki A-Ali'de seni seviyordur. "
Yıllardır aşık olduğum çocuğa aşık olduğunu söylüyordu ve ben de onu tebrik ediyordum. Sıçardım ben böyle işe.
"Ya öyle mi diyorsunuz? Bilmiyorum ki. " Zeyno ciddi ciddi düşünmeye başladı. Daha fazla bu ortamda kalamazdım.
"Ya evde beni babam bekliyor benim gitmem lazım. " vedalaşarak Zeyno'lardan çıktım.
Nereye gidebilirdim bilmiyorum ama şu an burada duramam. Nefes alamayacak gibiyim. Ağlamak istiyorum ama mahallede olmaz.
Mahalleden çıkmak üzereyken arkamdan sesini duydum.
"Vefa! "
O'ydu. Biliyordum. Yıllardır duyduğum sesi nasıl tanımazdım.
"Nereye oğlum? Zeyno'lar çağırdı gel birlikte gidelim. "
"Yok Ali ya. İşe gidiyorum, acil çağırdılar. Eğlenin siz ben sonra katılırım. "
"Tamam, sen bilirsin. " dedi ve bisikletiyle uzaklaşmaya başladı.
Okuluma doğru yürümeye başladım. Nereye gideceğime ordayken karar verebilirdim. Tozluyaka'dan kimseyi görmezdim en azından. Gözlerimden akan yaşları hissedebiliyordum.
Okulun yakınlarındayken duyduğum müzik sesiyle duraksadım. Okulun yanında olan kafeden geliyordu. Tanıdık bir ses, tanıdık bir şarkıydı.
Her anın aklımda, her kıvrımın
Sanmasınlar asla, seni benden ayrı
Savrulur savrulur, saçlarında hayatın
Seni sorsunlar benden, bi' tek ben anlarımKafeden içeri girip bi masaya oturdum. Şarkıyı söyleyen kişi Çağrı'ydı. Bizim okulun popülerlerinden. Göz göze geldiğimizde kaşları çatıldı. Ah beni burada görmeyi beklemiyordu büyük ihtimalle. Gözlerimden hala akan yaşları hissedince küfrettim. Hadi ama beni bu şekilde görmüş olamaz.