4.Bölüm

112 20 23
                                    

Pazartesi günü yurt dışına gidiyorum. 1 hafta kalacağım için bir dahaki hafta yeni bölüm atamayacağım. Bu yüzden bu hafta bir bölüm daha atmak istedim.
Bu arada kurban bayramımız kutlu olsun. Umarım güzel bir bayram geçirirsiniz.🤍
Keyifli okumalar dilerim.

---

Eve geldikten sonra apar topar hazırlanıp evden çıkmıştık. Balca bana bordo renginde dar bir elbise giydirmişti. İnce askıları vardı ve dize kadar uzanıyordu. Hafif topuklu olmasına rağmen yürürken zorlandığım siyah ayakkabılar giymiştim. Balca saçımı düzleştirip çok hafif bir makyaj yapmıştı. Kendisi ise siyah kısa bir tulum giymişti. Dalgalandırdığı saçları ve parlak makyajıyla çok hoş olmuştu.

Akşam yemeği için bir restorana gelmiştik. Masada otururken herkesi incelemeye başladım. Funda teyze siyah dizine gelen bir elbise, Alev ise siyah mini bir etek ve beyaz bir bluz giymişti. Deniz amca gri bir takım elbise giyerken Barlas da gri eşofmanlarıyla gelmişti. Funda teyze onu üstünü değiştirmesi konusunda uyarsa da Barlas onu dinlemek yerine biz giyinirken uyumuştu. Balca'ya ne kadar bağlı olduğunu da yeni anlamıştım. Onunla küs olmak bile hayatla bağını koparmasına yetiyordu. Sürekli somurtuyor ve Balca'ya bakıyordu. Balca ise onu umursamadan gelen yemeğini inceliyordu.

"Melodi beğendin mi restoranı? Biz buraya çok sık geliriz. Sahibini de tanıyoruz."

Mekan gerçekten çok sade ve şıktı. Duvarlar koyu maviydi. Masaların ve sandalyelerin hepsi bembeyazdı. Hatta o kadar beyazdı ki bir şey dökeceğim diye korkuyordum. Bakışlarım gülümseyerek bakan Funda teyzeye döndü.

"Çok hoş bir yer gerçekten. Sade ve şık."

Alev alayla güldü. Bakışlarım ona döndüğünde "Daha önce hiç böyle bir yere gittin mi?" diye sordu.

Ruhsuzca "Hayır." dedim. Balca nefesini verdi. "Ne alakası var abla?"

Alev'in alaylı gülümsemesi bu sefer de kardeşine döndü. "Ne bileyim. Öyle bir söyledi ki sanki daha önce de böyle bir yere gitmiş de bir fikri varmış gibi."

Gözlerimi devirdiğimde Alev konuşmaya devam etti. "Üzgünüm demek isterdim Melodi ama üzgün değilim. Bizim sayemizde böyle yerler gördün."

Deniz amca sakin bir sesle konuştu. "Alev elini yüzünü yıkamaya git istersen."

Alev itiraz etmek için ağzını açtığında Balca da ayaklandı ve onu zorla yerinden kaldırdı. Onlar tuvalete doğru ilerlerken Deniz amca "Ne diyeceğimi bilemiyorum Melodi. Zamanla alışacak ama bu ne zaman olacak bilmiyorum." dedi.

Omzumu silktim. "Sorun değil. Umursamıyorum."

Böyle olduğuna onları da kendimi de inandırmak istedim.

Funda teyze gülümseyerek Barlas'a döndü. Konuyu dağıtmak istediği belliydi. "Oğlum bugün neler yaptınız? Anlat bakalım."

Barlas somurtarak annesine baktı. "Paraşütle atladık."

Bu sefer Funda teyzenin kaşları çatıldı. "Neden ruhsuz ruhsuz konuşuyorsun? Bir şey mi oldu?"

Deniz amca çatalını bıraktı. "Gitmeden önce de böyleydi. Ne oldu oğlum? Söylesene."

Barlas sinirle çatalı bıraktı. "Yok bir şey diyorum. Neden anlamıyorsunuz? Rahat bırakın beni." Deniz amcanın kaşları çatılırken Funda teyze endişeli gözlerini bana çevirdi. "Sorunu sen biliyor musun?"

Ne diyeceğimi bilemez bir halde Barlas'a baktım. O bana bakmıyordu. En sonunda annesine dönüp sakince konuştu. Hatta siniri gitmişti ve üzüntüsü açıkça belli oluyordu. "Balca'yla aramız bozuk. Ne olur başka bir şey sormayın." Funda teyze ve Deniz amcanın yüzünde olanı anladıklarını belirten bir ifade oluştu. Demek ki Barlas daha önce de böyle olmuştu. Hiçbir şey söylemediler ama Deniz amca elini Barlas'ın omzuna koydu ve hafifçe sıktı. Balca ve Alev'in bize yaklaştığını gördüğümde yemeye devam ettim. Alev adeta podyumda gibi yürüyordu. Saçlarını arkaya attığında aslında ne kadar güzel bir kız olduğunu fark ettim. Kardeşlerinin aksine kahverengi gözleri vardı. Buğday teninin olduğu fiziği bir modelden farksızdı. Boyu benden daha uzundu. Vücudu tamamen orantılıydı. İnce bir yüzü vardı. Büyük kahverengi gözleri onu çok çekici gösteriyordu. Dolgun dudakları ve şekilli burnuyla mükemmel görünüyordu. Belki de bana yansıtmadığı güzel kişiliği dışına da vurmuştu. Onu incelediğimi fark ettiğinde masaya ulaşmışlardı. Tek kaşını kaldırdığında kafamı önümdeki yemeğe çevirdim. Bir anda Funda teyze arkadaki bir noktaya bakmaya başladı. Sonra yüzünde bir gülümsemeyle ayağa kalktı. Benim arkamda kalan bir yere doğru ilerlediğinde yanımda oturan Balca'yla bakışlarımız oraya doğru döndü. Gözlerim kocaman olduğunda bakışlarımı Balca'ya çevirdim. Pis pis sırıtmaya başladığında sandalyeden kayarak masanın altına saklanasım gelmişti. Funda teyze yanında bir kadınla dikilen Demir'in yanına gitmişti. Demir sıkılgan bir tavırla etrafına bakıyordu. Saçları dağılmıştı ve ona serseri bir hava katmıştı. Siyah pantolon ve siyah bir gömlek giymişti. Gömleğinin üstten birkaç düğmesi açıktı. Eli saçlarına gitti ve biraz daha dağıtırken bakışları bana döndü. Eli kısa bir an duraksadı. Sonra belli belirsiz bir tebessümle bakmaya başladı. Funda teyze diğer kadınla konuşurken o bana bakmaya devam ediyordu. Balca bir anda koluma yapışıp sallamaya başladığında irkilerek ona döndüm. "Siz resmen kesişiyorsunuz Melodi! Farkında mısın?"

MELODİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin