İyi okumalar, ufak satır içi yorumlar yaparsanız çok mutlu olurum bölüm sonunda görüşmek üzere 💖
Zayn- Windowsill
[Yoongi]
Kendi karmaşıklıklarımla birçok kişinin aklını çeliyor, hayatını dağıtıyordum. Bunu bilerek veya bilmeyerek bir şekilde yapıyordum daha sonra ise bundan pişman olarak onlara geri dönüyordum. Bunu hep yapıyordum lisenin ilk yıllarından şimdiye dek. Kendi gözlerimde devam eden acıları başkalarının gözlerinde görmeyi çoğu zaman severdim.
Buğulu gözler mi demek daha doğru olurdu yoksa tek bir noktada kaybolan bakışlar mı, bilmiyordum. Acı dolu bakışlara eşlik eden hüzün müydü doğru olan emin değildim ancak gözlerin ruhun aynası olduğunu ise çok iyi biliyordum.
"Bu gece bizdeyiz." Amfiden çıkmadan önce omzuma vurmuş ve oturduğu yerden kalkmıştı.
"Ben gelemeyeceğim." Demiştim, gitmek istemiyordum aslında neden gitmek istemediğimi de kendime açıklayamıyordum.
"Bunu diyeceğini bildiğimiz için Hoseok'u çağırdık bir tanecik sevgilin de gelecek yani." Aslında gitmek istememin sebebi buydu. Bana sormadan kendi başlarına benim isteyip istemediğimi sormadan kafalarından plan yapıyorlardı.
Eşyalarımı toplamış ve amfiden çıkmadan Seokjin'i yakalamıştım. Omzuna elini atmış ve kulaklarına fısıldamıştım. "Kavga ettiğimizi biliyorsun Seokjin ve Hoseok'u çağırmış olmanız da gelmeme sebep değil, böyle saçma şeylere tahammül etmeyeceğimi biliyorsunuz her neyse siz yeni arkadaşınız Hoseok ile kaynaşırsınız." Arkamdan amaçlarının bambaşka bir şey olduğunu söylerken kulak asmamıştım.
Kafeteryaya kendime bir kahve almak için girmiştim. Siparişlerini veren kişilerin bitmesini beklerken etrafa bakınmış ve tanıdığım bir çift göz, gözlerimle buluşmuştu. Ufak bir göz kırpışımın ardından ben kahvemi sipariş etmiş o ise arkadaşlarıyla konuşmaya devam etmişti.
Kahvemi aldıktan sonra dışarıya çıkar çıkmaz kendisini aramıştım. İlk arayışımda açmamış, tekrar aramıştım.
"Efendim." Demişti müsait olmadığını sesinden bile anlaşılırken "Dersin kaçta biter."
"Anlamadım." Demişti, gülmüştüm. Umarım sarhoştum hatırlamıyorum gibi klişe bir yalana başvurmasını umarak; konuşmuştum.
"Baskıya katlanabilirsen yanıma gel, dedin ya." Aslında ikimiz de bu baskıya katlanabilir miydik? "Katlanabilirim ve yanına gelemediğim için yanıma gelmeni istiyorum. Şimdi anladın mı?" Kahvemi yudumlamış ve vereceği cevabı merakla beklerken.
"Ah, anladım tabii o ödev." Demişti gülmüştüm. "Dersim bitmiş ancak hemen seninle hızlıca başlayamam anlıyorsun değil mi?"
"Elbette anlıyorum, on dakika sonra okulun çıkışında olabilir misin?"
"Maalesef olamam."
"O halde ben sana evimin adresini atayım saat sana kalmış. Akşam yemeğine yetişmeye çalış."
"Çalışırım. Görüşmek üzere."
Yüzümdeki ufak bir sırıtış ile arabama ilerlemiştim. Park Jimin beni eğlendirmeyi biliyordu. Onu asla kaybedemezdim.
•
Gecenin yeryüzündeki yıldızları şehri aydınlatmaya başlamışken bir paket Parliament'i ufak çekmeceden çekmiş, bir dal yakmıştım.
Elimde bir kadeh şarap ile şehri izliyordum. Ailemle kaldığım eve gitmek yerine bu gece Jimin ile olacağımız için kendi evime gelmiştim. Bu gece Hoseok veya bir başkası onları Jimin için ektiğimi öğrenirse bu Jimin için hiç iyi olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pillowtalk|yoonmin
Fanfic"Yatak arkadaşı mı olmak istiyorsun?" Demiştim kulağına doğru eğilirken fısıldayıp omzuna ellerimi atmıştım. "Ne anladıysan o ister buna yatak arkadaşlığı de ister seks ister sevişme ne istersen de yeter ki ne istediğimi anlamış ol."