love me or leave me tonight

82 5 9
                                    


Dürüst olmak.

Dürüst olmak, Johnny'e uzun süredir uymayan bir tanımdı. Son zamanlarda Johnny hiç de dürüst değildi.

Arkadaşı Ten'e aşık olduğundan beri.

Evet, Johnny en yakın arkadaşına aşık olmuştu. Ve bu sanıldığı kadar kolay değildi.

Johnny onunla karşılaşmamak için elinden geleni yapıyordu. Ama sonuçta en yakın arkadaşlardı. Ten'in anlamaması gerekiyordu ve Johnny olabildiğince normal davranmaya çalışıyordu.

Ona göre.

Ten bir şeyler olduğunun farkındaydı. Arkadaşı son zamanlar ona soğuk davranıyor gibiydi. Gözlerinin içine bakamıyor, yanına çok yaklaşmıyordu.

Farklı sınıfta olmaları Johnny'e göre hem iyi hem de kötüydü.

İyi olan, Ten'i görememesi.

Kötü olan ise Ten'i görememesi.

Son ders zili çaldığında Johnny çantasını toplamaya başladı. Aşık olduğu güzel arkadaşını çok özlemişti.

Ten güzeldi. Çok güzeldi. Johnny hayatı boyunca onun kadar güzel bir insan görmemişti.

Sadece dış görünüşü değil, Ten özellikle, kalbiyle güzeldi. İyi kalbiyle. Herkese yardım ederdi. Sevmediği ve sevilmediği insanlara bile.

Güler yüzlüydü. Morali bozuk olsa bile, kimse üzülmesin diye kötü olduğunu belli etmezdi.

İnsanlar ilk görüşte onun soğuk görünüşüne aldanıp onunla konuşmak istemezlerdi. Ama onunla sadece bir kere konuşsalar çok severlerdi.

Johnny işte bu yüzden aşıktı ona. Ten'e aşık olması, hayatında yaptığı en iyi hataydı.

"John!"

Duyduğu sesle kendine geldi. Ona böyle seslenen sadece tek bir kişi vardı.

"John, akşam 9'da her zamanki yerde buluşalım olur mu?"

Johnny zorlukla başını salladığında arkasını dönerek sınıftan çıktı Ten.

Johnny yutkundu. Ten çok ciddi gözüküyordu. Bir şey mi olmuştu?

Johnny çantasını topladığında omzuna astı ve kulaklıklarını taktı. Eve gidip Ten'i görmeye hazırlanması gerekiyordu.

Eve vardığında çantasını yere bırakıp yatağına uzandı. Kulağında çalan müzikle beraber Ten'i düşünüyordu.

Ayağa kalkıp odasının içinde dönüp durmaya başladı. Çok heyecanlıydı ama aynı zamanda da korkuyordu. Ten ona önemli bir şey söyleyecekti. Çok belliydi.

Ya birine aşık olduysa?

En yakın arkadaşı benim bu yüzden bana anlatması normal.

Ama istemiyorum. Yapma Ten. Lütfen...

Kötü düşüncelerine dinlediği müzik eşlik ediyordu. 'Not mine'

Kimden hoşlanıyor?

Kime aşık?

Aşık değildir, değil mi?

Düşünmekten başı ağrıyordu. Johnny saat gelene kadar dinlenmeye karar verdi.

Sakinleşmesi gerekiyordu. Ama şu an tek başınaydı. Ten yanında değildi.

Yatağına uzanıp gözlerini kapattı, Ten'i düşünerek.

Yatağına uzanıp gözlerini kapattı, Ten'i düşünerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerini açtığında saat sekiz buçuktu. Geç kalmamak için hemen kalktı ve giyinmeye başladı. Onu görmek için acele ediyordu. Hayatında ilk kez bu kadar hızlı hazırlamıştı.

Sekizi kırk beş geçe her zamanki yerlerine varmıştı Johnny.

Burası uçurumun kıyısıydı. Beraber dolaşırken burayı keşfetmişlerdi ve o günden beri her zaman buraya geliyorlardı.

Johnny burayı seviyordu. Ten de öyle. Çünkü burası her zaman sessiz olurdu ve kafalarını dinleyebiliyorlardı.

Johnny kıyıda oturan Ten'i görünce ona yaklaştı ve yanına oturdu.

"Neden bu kadar erken geldin Ten?"

Ten ona baktı. Johnny nefes alamadı.

"Sen neden geldin?"

Johnny cevap vermedi. Veremedi. Söyleyemezdi, senin geldiğini görmek için diyemezdi.

Ten artık sinirleniyordu. Johnny'nin ona soğuk davranmasına katlanamıyordu.

''John, neden böyle davranıyorsun? Neden bana soğuk davranıyorsun? Bir şey mi yaptım? Ne oldu?"

Johnny onun gözlerine bakamıyordu.

''Cevap ver Johnny! Gözlerime bak!"

Sonunda ona bakabildi.

Dürüst olmak.

Johnny dürüst olmak istiyordu. Bir kereliğine. Arkadaşını kaybedecek olsa bile, hislerini bilmesini istiyordu.

"Ten, sana aşığım."

Ten gözlerini büyüterek ona baktı. Arkadaşı, ona aşık mı olmuştu?

Johnny ellerini aşık olduğu adamın yanaklarına koydu. Ellerinin altındaki yumuşacık teni okşadı.

"Seni seviyorum. Seni seviyorum. Sana aşığım. Uzun süredir içimde tutuyordum. Sana söylemek istemedim, arkadaşlığımız bozulur diye. Ama artık dayanamıyorum Ten. Dayanamıyorum. Her gün seni görmek ama sana karşı dürüst olamamak. O kadar zor ki. Seni seviyorum Ten. Yemin ederim seni çok seviyorum."

Alnını, Ten'in alnına yasladı. Nefesleri birbirine karışıyordu. Johnny onu öpmek istiyordu.

"Bu yüzden Ten, beni sev ya da bırak beni bu gece."

Ten şaşkındı. Çok şaşkındı. Ne cevap vermesi gerektiğini bilmiyordu. Bilse bile konuşamazdı.

Dürüst olmak.

Ten, dürüst biri olduğunu düşünüyordu. Şu ana kadar. Ten dürüst değildi. Kendine karşı hiç dürüst değildi.

Dudaklarını Johnny'nin dudaklarıyla birleştirdi. Kendine ve hislerine dürüst oldu.

Şaşkınlıktan karşılık veremeyen Johnny'den ayrıldı.

"Dürüst olamamak. Seni anlıyorum John. Çünkü bu zamana kadar kendime ve sana dürüst olamamışım. Seni seviyorum John. Şu an hiç olmadığım kadar dürüstüm. Sevgilim, seni seviyorum."

Arkadasim cok johnten istedigi icin yazdim Guzel yazamayacagimi dudunmustum ama cok icime sindi

🦾

love me or leave me ⌇ johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin