1

739 53 44
                                    

Tüm dikkatimi önümdeki çizime vermiştim. 8 saattir gözümü kırpmadan tek dostum olan Vefaya hediye vermek için çiziyordum. Çok sevdiği bir anime karakteriydi. Anime pek izlemezdim ama Vefa sağolsun ister istemez hepsine aşina olmuştum. Aklıma ileride kambur olabileceğim düşüncesi hücum edince bir hışımla başımı kaldırıp omuzlarımı düzelttim. Ensemin ağrısı yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Elimi enseme atıp masaj yapmaya çalıştım.

"Ay, ay, ay!"

Yavaş yavaş araladım ve saate diktim gözlerimi. Yuh! Saat ne zaman öğlen iki olmuştu? Saat sabah beş gibi uyanmıştım uyanır uyanmaz aklıma bugün Vefanın doğum günü olduğu gelmişti. Nasıl yataktan çıkıp kalemi elime aldım hatırlamıyordum bile. Eh, üşengeç biri olmanın zorluklarını yaşıyordum bu günlerde. Vefanın doğum gününü unuttuğumdan değil, üşengeç bir kişiliğim olduğundandı hediyemi son ana bırakmam. Daha vaktim vardı. Ne yapacaktım erkenden çocuğun yanında değil mi? Laptopumu açıp YouTube'ye girdim. Kolumu masaya yaslayıp keşfetimde gezinmeye başladım. Muhteşem yüzyıl, Adını Feriha koydum, Öyle bir geçer zaman ki, Sihirli annem, Medcezir,
aşk-ı Memnu ve daha niceleri... harika! Aşağı kaydırdıkça daha garip şeyler çıkıyordu.

Ben ne saçma bir kızdım ya rabbel alemin? Gözlerimi devirip laptopu kapattım. Daha fazla aşağı kaydırsaydım bugün beni şu laptopun karşısından kimse kaldıramazdı. Derin bir nefes alıp ayaklandım, belki canım kardeşim bana çizimim hakkında fikirlerini danışırdı. Kocaman gülümseyip masanın üzerinde tüm ihtişamı ile poz veren anime karakteri ile bakıştım. Hoş bir karakterdi. Maşallah yan-
Yok artık yoksulluğun da bu raddesi! Bu kadar yalnız biri miydim ya ben? Kendime okkalı bir tokat attım başım otomatik olarak boy aynasına döndü.

"Hayır! Sen çok seçicisin bir kere!"
dedim kendimden çok emin bir tavırla.

Ay yeter bu kadar saçmalık gidip göstereyim şu çizmi. Saatler sonra mağaramdan çıktım ve seke seke canım kardeşimin odasına doğru ilerledim. Odaya girmeden önce göz ucuyla merdivenlerden aşağı baktım. Annem elinde telefonu ile ilgileniyordu. Dedikodu grubun var değil mi kız? Admin de sensindir şimdi. Kendi kendime kıkırdayıp korkuluklardan geri çektim kendimi. Beş yaşındaki çocuk gibi koştum kapıya.

"Arizona Maymu-"

Sözüm yarıda kesildi. Ah, yok. Kafama veya yüzüme bir şey yememiştim sorun yok. Sözümü yarıda kesen odanın içinde kimsenin olmamasıydı. Ay neredeydi bu hebeş maymunu? Bir yere mi saklandı ki bu? Hızla kapının arkasını kontrol ettim. A-a?! E yok?

Kapıyı öylece açık bırakıp anneciğimin yanına indim. Merdivenlerden tökezlenip düşüyorduk emi. Bizim Vefaya en güzel doğumgünü hediyesi olurdu. 'Kurtuldum bu salak kızdan' diye kalkar göbek atardı. Ama yok, ölsemde yakasını bırakmam ki.

"Nerde bu Arizona maymunu anne?"
Annem anında gözlerini telefonundan ayırıp bana baktı. Yutkundum. Vallah tek bakışı ile taşa çevirirdi bu kadın.

"Ege onun ismi! İnsanların içinde de ağzından kaçıracaksın diye ödüm kopuyor!"

'Tabi, tabi' dercesine başımı salladım. Ne zamandan beri Ege'ydi bunun adı ayol? Ay çocuğa lakaplar takmaktan unutmuşum ismini. Olur öyle şeyler. Ablasıydım ben onun. Tam tamına 5 dakika önce doğmuştum.
Ben kendi kendime konuşurken annemde sorumu cevapladı.

"Arkadaşları ile çıktı."

Gözlerini benden kaçırıp mırıldandı. Gözlerimi kısıp ellerimi beyaz kanepenin üzerine koydum. Çekiniyordu söylemeye. Çünkü Egenin arkadaşlarından hoşlanmıyordum. Hepsi uyuz insanlardı. Kendini bir şey zanneder öyle davranırlardı. Sinirle gözlerimi yumdum tüylerim diken diken olmuştu çünkü. Her ne kadar birlikte büyümüş olsak da, Sevmiyordum işte onları. Sevemiyordum ne yapayım? Çocuk iken zorla oynamak zorunda kalıyordum onlarla. Annem o zamanlar içime kapanık bir çocuk olmamdan korkuyordu. Zorla Çağadaş ile evcilik oynamak zorunda kalıyordum. Gözümde canlanan kesik kesik anılar sardı dört bir yanımı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TozluyakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin