Yutkunup kaşlarımı indirdim bu adamın bakışlarından hiç hoşlanmamıştım. Sağıma doğru baktığımda Merih'in yüzünde bıkkınca bir ifade vardı
"Ne zaman tatil yapacaz amına koyayım"
Komutanın gözleri ona doğru çevrildi, gözleriyle yanındaki çavuş a bir bakış atıp bize doğru yürüdü
Merih'in mırıldandığını duymuştum ama Allah'tan komutan duymamıştı-(yada biz duymadığını sanıyorduk) şey dedi,"Aha geliyor hayatımın aşkı."
Komutan yaklaşıp tam önümüzde durdu
"Süper üçlü odama buyrun."
Deyip yürümeye başladı. Yanımdakilere bakınca ikisinden de bir hareketlilik göremeyince arkasından yürümeye başladım arkama bakıp geliyorlarmı diye kontrol etmeme gerek yoktu çünkü adım sesleri geliyordu
Odanın kapısının önüne gelince bekledim. İki yanımda durmalarını bekledim.
İkisinin varlığını yanımda hissedince kapıyı tıklatarak araladım içeriden "gel" sesi gelince üçümüz beraber odaya girdik. Masanın karşısında durdum Prens soluma Merih sağımda durunca kafasını (ne ara bilmiyorum) önündeki dosyaya gömen komutan başını kaldırdı"Vay ne kadar şanslıymışsınız. Asıl görev üçünüze düşmüş aslında dört kişiden oluşmalıydı amaa dördüncü kişi hakkındaki mevzuyu bildiğim için üç kişiye bir şekilde indirdim."
Başımı yere doğru eğdim, dördüncü kişi? Hayır. Hiçbir şekilde öyle bir olaydan sonra birdaha dört kişi olamayız. Hiçkimse Onun yerini tutamaz.
"Görevv İki ay sonra bir buluşma da gerçekleştirilecek. İkinci taraf yani karşı ajan takımı ve çok önemli bir iş adamı katılacak adam sadece bir tür sıvı satmak için orda olduğunu sanıyor ama sıvının içinde küçük çaplı bir çip saklı çipe m-Ao çipi diyoruz çipin içinde işimize gerçekten yarayabilecek silah projeleri ve birçok hainin isim ve soyisimleri çalıştıkları şirketler yaptıkları hatalar ve birçoğu yazıyor. Bu çip bizim için gerçekten çok önemli."
Tanıdık gelen sahneyle gözlerimi hafif kapatıp kaşlarımı çattım
"Komutanım afedersiniz ama bu iki yıl önceki görev değilmi?"
Gözlerini bana çevirdi ve başını salladı
"Maalesef iki yıl önce elimizden kaçırdığımız ve boşu boşuna birçok kayıbın olduğu görev."
Gözlerimi iyice açıp gözlerine diktim, bana bakıp kaşlarını hafif indirdi
Yutkundum. Ama boğazımdaki yumru gitmiyordu. Bu o görevdi. O"Size yapmanız gerekeni söyliycem."
Parmak uçlarını dosyanın üstünde gezdirdi
"Geçen yılki görev nasılsa aynı şekil başlıyorsunuz. Sadece bu sefer üç kişisiniz. Sıvı adamın elindeki siyah çantadaki kırılmaz camlı tüpün içinde onu almanız gerekiyor. Siz masada olacaksınız ama bütün ajanlarımız Restorantın içine dağılmış bulunacak ki büyük ihtimalle o gün Restorantta sadece bizim ve karşı ajanların adamları olacak. Malesefki büyük bir çatışma çıkma ihtimali çok fazla. Diğerlerini sonra konuşuruz çıkabilirsiniz."
Ellerini yüzüne götürüp ovmaya başladı,
Buz gibiyim şu an donuyordum. Hareket edemiyor yalnızca önümdeki siyah saçlı adama bakıyordum. Bir anda yürüyüp kendimi kapının dışına attım, yere oturup dizlerimi çektim , dizlerimi hafif araladım ve dirseklerimi dizlerime yaslayıp başımı kollarıma gömdüm.Aynı görevdi bu. Aynısı. AYNISI! Yine büyük kayıplar yaşayacağımız o görev! AYNI GÖREV!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Yılın Görevi(bxb)
Hành độngYeşil gözlü adam köpeğin beyaz tüylerini bir defa daha okşayıp arabaya dönmüştü.. Yukarıda neler yaşadığını belli etmemeye çalışyordu. Ama birazdan patlayacak olan gözyaşı kanallarıyla bu imkansızdı nerdeyse..