bütün bölümü yukarıdaki şarkıyla yazmış olabilirim... özellikle bu fmvyi sevdiğim için bunu ekledim.
***
Saat çoktan gece iki olmuştu. Jungkook hala sahnede kendinden geçmişçesine şarkı söylüyordu. Kimse şikayetçi de değildi bundan. Birçok kişi sarhoşluğun dibini vurmuş deli gibi eğleniyordu. Seokjin dalmış şekilde Jungkook'un sahnedeki aşırı karizmatik halini izliyordu. Taehyung uzunca bir süre aileyi izlese de sonunda sarhoş olmuştu. Jimin hiçbir içeceğe dokunmamış, kardeşlerini kontrol etmişti sürekli. İkizler ise tam olarak sarhoş olamayacaklarını bilselerde kadehlerce şarap içmiş ve pistin ortasından yarın yokmuşçasına dans etmişler, tüm bakışları üzerlerine çekmişlerdi. Yoongi ve Namjoon ise hafif çakırkeyif olmuştu. Jungkook ara verip sahne arkasına geçerken Jimin de onun peşine gitmek için ayrılmıştı oradan. Tam içeri girecekken biri tarafından durdurulmuştu.
Arkasını döndüğünde Taehyung'un onu durduğunu fark edince şaşırmıştı. Evet bir ara görmüştü onları fakat önceliği farklıydı, bundan dolayı çokta üzerinde durmamıştı.
-Jiminie~
Gözlerini açamayışından belliydi körkütük sarhoş olduğu. Sendeleyen çocuğu belinden tutarak kendine çekti ve köşeye geçti kimsenin çarpmaması için.
Taehyung o kadar yumuşak ve hoş kokuyordu ki, farkında olmadan burnunu boynuna sürtecekti az kalsın. Gözleri bal rengine dönmek üzereydi ki gözlerini kapadı ve sakinleşerek açtı hemen.
Taehyung hala sarhoş sarhoş o keskin yüzü inceliyordu. Onu neden durduğunu unutmuştu çoktan. Ellerini göğsüne yasladı, nasıl hem yumuşak hem sert olabilirdi bir vücut? Gözlerini kapatıp sarılacaktı ki geri çekildi Jimin.
-Neden durdurdun beni?
Taehyung afallamıştı fakat kafası zaten yerinde değildi, çokta umursamadı.
-Hatırlamıyorum.
-Pekala, arkadaşının yanına git hadi.
Jimin sonunda elini ince ve kıvrımlı belden çekmiş ve geriye adımlamıştı. Fakat Taehyung yerinden kıpırdamadı.
-Hangi arkadaş Jiminie?
Kıkırdayarak söylediği soru karşısında Jimin onun kafasının feci uçtuğuna kesin kanaat getirmişti.
-Pekala seni taksiye bindireceğim.
Onu emin olamasa da tekrar belinden tuttu ve çıkışa doğru adımladı.
O sırada Yeji ikiliyi gömüş hemen yanlarına adımlamıştı.
-Nereye? Kim bu? Karşı kafenin sahibi değil mi?
-Karşı komşumuz Taehyung. Önünü bile göremiyor. Taksiye bindireceğim.
-Oppa, önünü bile göremeyen çocuğu bir taksiciye mi emanet edeceksin? İnanamıyorum sana. Sen götürsene. Ya da arkadaşı falan yok mu?
(metin arasına not bırakmayı sevmem ama,,, oppa korede kızların kendinden büyük erkeklere karşı kullandığı bir kelime. Toxic oppacılarla karıştırıp nefret söylemleri yapmayın. Teşekkürler)
-Göremedim arkadaşını, odalardan birinde olabilir. Ya da gitmiştir.
Saçlarını karıştırmış, kaymak üzere olan çocuğu belinden daha sıkı tutarak kendine yaslamıştı.
-O zaman şey yapayım, ben götüreyim. Siz bir yere ayrılmayın sizi almaya döneceğim.
Yeji zaferle gülümsemiş ve omzunu pat patlayıp Hyunjin'in yanına dönmüştü.