Karanlık koridorlarda neler olduğunu bilmiyorduk fakat korkmamaya çalışıyorduk. Deniz'in elimi korkuyla sıktığını farkettim. Deniz'e döndüm ve mırıldanarak "Herşey yolunda."dedim. Merdivenlerden aşağıya iniyorduk. İkimizde birinci binaya gitmek istiyorduk fakat korkuyorduk. Birinci binaya gidip bakalım mı?demeyi becerebilmiştim. Kafasıyla bana tamam işareti yaptı. Yavaşça birinci binaya gittik. Ana katta bir şey yoktu. Gayet sakin ve sessizdi. Sessiz adımlarla yukarı çıktık. Yukarıdaki manzara... Çığlık atmamak için kendimizi zor tutuyorduk. 6 yıldır bu okuldaydık ve böyle bir manzarayla karşılaşmamıştık. Deniz, parmağıyla yerde yatan Alara, Kardelen ve Gizem'i gösterdi. Onlarda Tuana gibi olmuştu artık. Yüzleri yarılmıştı ve yerde baygın halde yatıyorlardı. Şoktaydık. Korkuyorduk. Alara'ya yaklaştım ve yanağındaki yarığa hafifçe dokundum. Dikiş izleri. Yarığın üzeri dikişle dikilmiş, ayriyeten dudağı kesilmiş ve dikilmişti. O da Tuana gibi kansız,soğuktu. Bu okulun geçmişinde ne olmuştu? Arkadaşlarımız neden bu hale gelmişlerdi? Adrealinle dolmuştuk. Yeterdi bu kadar. Bir şimşek hızında ikinci binaya, 8/B sınıfa gittik. Kapının kolunu hafifçe kıvırdık. Bizimkiler hâla uyuyordu fakat Nil yerinden kalkmıştı, dolaşıyor ve ağlıyordu. Bizi görünce bize döndü ve bize sarıldı. Dudaklarından dökülebilen tek kelime "neredeydiniz?"olmuştu. Deniz soluk soluğa"Bir maceranın içinde." dedi. Tüm olanları ayrıntısıyla Nil'e anlattık. Şaşkın gözlerle bize bakıyordu. Bu okulun geçmişini araştıralım. Telefonum yanımda.dedi. Doğru ya! Benim de telefonum yanımdaydı. Heyecanla annemi aradım ve bu gece bir arkadaşımda kalacağımı söyledim. Nil telefonunu açtı ve okulun geçmişini araştırdı. Şöyle yazıyordu: bu okulun altında binlerce yıl önce bir mezar vardı. Bu mezarın B82 virüsü taşıdığı öğrenilince mezarın üzerine bir okul kuruldu...