Bölüm 16: Abi Ve Kardeş

357 26 0
                                    


Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Transa geçmiş gibiydim. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Zihnimdeki tüm düşünceler birbirine karışmıştı. Neydi bu öğrendiklerim? Doğru muydu? Ailem alayla yüzünden mi yok olmuştu. Ailem..hiç tanımadığım, kimler olabileceklerine dair fikir bile yürütemediğim ailem ateş krallığının kralı ve kraliçesi miydi? Yamaç benim abim miydi? o an bunu yeni idrak etmiş gibi kafamı kaldırdım ve yamaca baktım. gözlerinden tonlarca yaş akıyordu. Bana kilitlenmiş bir şekildeydi, dokunsan yıkılacak gibiydi. Gözlerimi gözlerine dikmiş olmama rağmen çekmiyordu. İkimizide birbirimize acı ve hüzünle bakıyorduk. Alaza döndüğümde o da boşluğa kilitlenmiş bir şekildeydi. Acaba aklından neler geçiyordu. Kızgın ve öfkeli olduğunu varsayıyordum. Selina ise kitaba bakakalmıştı. Eliyle kitabın sayfasına dokunuyor arada bir kafasını kaldırıp yamaca bakıyordu.

Gözlerim tekrar yamaç'a gitti. en çok etkilenen ikimizdik. Hala gözleri üzerimdeydi. Yıllar sonra ikimizde ailemizden biriyle karşılaşmıştık. Ve birbirimizi neredeyse hiç tanımıyorduk. Yaşadığımız duygu selini kimse anlayamazdı. Saatler geçti ama biz birimizden gözlerimizi ayırmadan öylece baktık tam yamaç gözlerini benden çekip yere diktiği sırada sessizliği bozan selina oldu. Her zaman soğukkanlılığıyla gurur duyardım yine aynısını yaptı.

Selina:

-yamaç melina iyi misiniz? Bir ses verin artık. Alaz!. Neden hiçbiriniz konuşmuyorsunuz. Tamam kabul ediyorum kolay şeyler öğrenmedik. Hatta hiç kolay şeyler öğrenmedik. Gerçekler hepimizi derinden yaraladı. Ama böyle konuşmadan bakışarak olmaz lütfen artık konuşun endişelenmeye başlıyorum.

Bunları söylerken ağlamaya başlamıştı. Ardından bir ses daha geldi.

Alaz:

-konuşunca bu gerçekler değişmeyecek selina. Bunlar çok ağır, yıkıcı... ve ben sanırım bunlarla nasıl baş edeceğimi henüz bilmiyorum.

Alaz bunları söyledikten sonra kalktı ve bahçeye çıktı. Selina da arkasından bakakaldı. Diyecek bir şey yoktu haklıydı. Bunlar çok ağır şeylerdi ve biz bu kadar güçlü müydük emin değildim. Ağzımı açmaya ve bir şeyler söylemeye çalıştım ama başaramadım. Daha sonra tekrardan konuşmaya çalıştım.

Melina:

-A-Abi?

Yamacın gözleri tekrardan beni buldu. Bana acır gibi bakıyordu. Belki de hüzünlüydü. Gözlerinden yeniden yaşlar damlamaya başladı. Tam yeniden ağzımı açacaktım ki. Ayağa kalktı ve bir şey demeden çıkıp gitti. Selina da arkasından koşarak kapıyı sertçe çekip uzaklaştı.

Yamaç'ın bu hareketinden sonra içimde tutmadıklarım taştı ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. Hıçkırarak ve bağırarak ağlamamı alaz duymuş olacak ki bahçeden koşarak yanıma geldi.

Alaz:

-melina!? İyi misin güzelim noldu? Diğerleri nerede?

Kollarını bana sardığını ve sakinleştirmeye çalıştığını hissedebiliyordum. Konuşmak istiyordum ama ağzımdan kelimeler çıkamıyor gibiydi.

Melina:

-A-Abim, o gitti.

Alaz:

-sakin ol melina. Bak her şey yoluna girecek. Sen sadece sakin ol.

Bunları söylerken bir yandan o da ağlama başlamıştı. Beni sakinleştirmek istiyordu. Ama kendi yaraları da hala kanıyordu.

Melina:

-ama yamaç..abim. o gitti. Bana tek kelime bile etmedi alaz.

Alaz:

-Melina bak yamaç kafasını toplasın geri döner. Her zaman öyledir o. Yaşadıkları ve öğrendikleri kolay değil. Seninde değil ikinizin de zamana ihtiyacı var. Hatta hepimizin zaman ihtiyacı var. Lütfen yapma böyle üzülmene dayanamıyorum. Kendini bırakma güzelim olur mu?

Ateş Krallığı Ve Son KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin