Yazarın aslında ilk romanı olan Çizgili Pijamalı Çocuk, yayımlanmak için Boyne'un üç romanını beklemek zorunda kalmış. Bunun nedeni romanın çocuk edebiyatı yapmaması(ymış). Küçük Prens gibi bir fabl diyebiliriz Çizgili Pijamalı Çocuk için. Kendisini anlamaya, kavramaya müsait herkese açık sayfaları. Ama Küçük Prens gibi bir astreoidde geçen fablların, gerçeklere değinmek söz konusu olduğunda, daha doğru bir tercih olmasa bile, daha kolay hazmedilir olduğunu da düşündürüyor insana.
Boyne'un kahramanı ve anlatıcısı dokuz yaşında bir erkek çocuğu olduğundan, romanın her satırına bir çocuğun bakış açısı hâkim. Hem de bütün saflığıyla. İnsanı isyan ettirecek bir saflık, bir masumiyet bu. Belki de bu yüzden insan romanı bitirdiğinde içinde kocaman bir boşluk duygusuyla, öfkeyle yazıklanarak, göz pınarları üzüntüden donarak kalakalıyor.
Bruno'nun kurduğu tuhaf dostlukta yalnızlığını gidermek, bu sevimsiz yerde çektiği cezayı hafifletmek dışında bir şey düşünmemesi, o naif, çocuklara has benmerkezciliği, babasına duyduğu sorgusuz sualsiz bağlılık, sormasını beklediğimiz ama sormadığı, görmesini beklediğimiz ama bir türlü görmediği şey, okuyanda romanın sonu kadar çarpıcı bir etki yaratıyor. Tabii biz, Bruno'nun bilmediği bir şeyi daha kitabın kapağını açmadan biliyoruz: İnsan noksanları olan, sakat bir mahluk. Ama bunu bilmek romanın finalinde duyduğu kederi hafifletmiyor insanın. Yazarın uygun gördüğü son, Bruno'nun benmerkezciliğine verdiği bir ceza mı, yoksa olması gereken mi, gerçeğin acı bir tezahürü mü, karar vermek güç.
Yazar, Bruno'nun ağzından yazarak anlatımını istediği kadar basitleştirmeye çalışsın, basit bir hikâye değil anlattığı. Çünkü savaşların, şiddetin tel örgüler çektiği hayatın bir tarafında gerçek insanlar, diğer tarafından gerçek olmayan, gerçek sayılmayan insanlar var. Bu hep böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak.
Şunu söyleyerek bitireyim yazıyı; arka kapağı yazan işini iyi biliyor, kitabın kapağına soluk mavi ve beyaz çizgileri atan tasarımcı da öyle. Çizgili Pijamalı Çocuk'u okumaya başlamak için ruhunuzun sağlam olduğu bir günü seçin. Evin genç ahalisi okuduğunda da gelecek sorulara hazırlıklı olun. Her soruyla kederiniz artabilir; ee hepimiz biliriz, insan insanın kurdudur, yazarsa bütün kurtların kralı...