Evet,yine ben.Daha önceden de söylediğim gibi,adım Kazutora.
Hanemiya Kazutora.Biraz garip gelecek ama zamanda yolculuk yapabiliyor(d)um.
Fakat buna değinmeden önce,hikayemi en başından anlatmak isterim.
Sonuçta beni anlayabilmen için yaşadıklarımı bilmen gerek.***
Küçüklüğümden beri babamın tek ve en sevmediği evladıyım.
Gerçi birincisinden pek emin değilim ama neyse.Her gün akşam yemeği niyetine yediğim dayaklar - ki bazen bunlardan annem de nasiplenirdi- sayesinde tüm kötü alışkanlıklarımdan kurtuldum.
Mesela artık daha çok içiyorum,bazen kendime zarar veriyorum ama en iyisi de bir erkeğe aşığım.
En iyisi dedim,çünkü en çok bunun için dayak yemiştim.
Babamın dayakla düzeltmeye çalıştığı tüm kötü davranışlarım artık normalim oldu benim.Nihayetinde annem,bir gün trafiğe çıktığında arabayı bilerek uçurumdan aşağı sürmüş ve kendince bu işkenceden kurtulmaya çalışmıştı.
Ondan sonra yaşamım daha da sağlıksız olmaya başladı.
Keisuke'nin yanımda olmadığı zamanlar ölümüme sebep olabilecek bir çok şey yapar ama yine de hayatta kalırdım.Daha sonralarında müzikle ilgilenmeye başladım.Önce yan flüt ve ardından piyano çalmayı öğrendim.Keisuke'yle birlikte ayrı bir eve çıktım ve hayatım biraz da olsa normalleşmeye başlamıştı.
Tabi bir de Hanma piçi vardı.En başından söylemeyi unuttum ama,o aslında hiç bir zaman mutlu olamamamın tek nedeniydi.
Babamla ikisi bir olup beni çileden çıkartıyor,her geçen gün bir tahtamı daha acımasızca söküp atıyorlardı yerinden.Ve sırf bu yüzden Keisuke'ye asla açılamıyordum.
Hanma söylemişti.
Uzak dur o gerizekalıdan.Kıskanıyorum seni demişti.
Boynumdaki o morluk keman çaldığım için değil,Keisuke'yi sevdiğim içindi.Bütün bunların arasında bir de şu lanet zaman yolculuğu işinin çıkması hayattan aldığım bir gıdımcık zevki de benden çalmıştı.
Ama neyseki Traçe vardı.
Kavga esnasında ağaçların ve çalılıkların arasından gelen yumruk sesleri,
Ve öte tarafta kendilerince müzik yapıyor gibi görünen bir grup genç.Biz gündüzleri basit bir orkestra,
Geceleri ise Traçe adında bir çeteydik.Gündüzleri insanların kulaklarının pasını silmek,
Geceleri ise kanatmak için çalardık.Fakat Keisuke,evinde bir sürü müzik aleti olmasına rağmen hiç birine elini sürmüyordu.
Yalnızca yan flütünü çalıyordu ve sadece benim seyirci olmama izin veriyordu.Tıpkı gelecekten o kesitte gördüğüm gibi.
"Ne düşünüyorsun Kazutora?"
"Hı?"
Yine olmuştu işte.Kendi iç sesime odaklanıp dış dünyayı unutmuştum.
"Hiç."
"Bi sıkıntın var gibi.Birlikte bir kaç bi' şeyler çalmak ister misin?Kafan dağılır."
"Olur." dedim ve gülümsedim.
Gerçi onun yanında her zaman gülümsüyordum.
Çünkü beni her zaman gülümsetiyordu._______________
Benim neden bi kurgu yazdığımda hemen hevesim kaçıyo
Kitabın başlarında ne kadar hevesli yazıyordum
💆♀️💆♀️💆♀️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orkestra Çetesi
Fanfiction[torabaji] "Hadi çocuklar,onlara Traçe'nin ritmini gösterelim!" "Ritmi şaşıran konserden çıkar!" Onlara göre kavga,bir çeşit konserdi.