Taksi garajın olduğu bölüme park etti.
-''Bırakılmak istediğiniz yer burası. Beyefendinin üzerinde şurada ki asansöre uyacak bir anahtar olması lazım. İsimler anahtar deliğini yanında ve kaçıncı kata çıkacağın yazıyor. İyi şanslar.''
Taksiciye bakakaldım. Bunları nasıl biliyordu ve ikinci olarak onu asansörden ileriye götürmek gibi bir niyetim yoktu. Cüzdanını çıkartıp para bulmak için karıştırdım. Cüzdanında hiç bozukluk yoktu. Yüz lira çıkartıp verdim.
-''Üstü sende kalsın.'' diyerek göz kırptım.
-''Teşekkürler.'' adamın yüzünde bir gülümseme belirmişti.
-''Lafı bile olmaz bir daha ki sefere ona teşekkür edersin.''
Kapıyı açıp onu kolundan tutarak taksiden çıkarttım. Kolunu omzuma dolayarak asansöre taşımaya başladım. Sendelerken beni de beraberinde düşürüyordu az kalsın. Elimi yan cebine sokmuş anahtar ararken anahtar olmayan hafif set bir şeye elimin denk gelmesiyle utanmam bir olmuştu. Asansörün düğmesine bastım ve yeşil gözler bana dönmüştü.
-''Güzel bir kadınsın seni sertçe becereceğim.'' derken kalçamı kavradı.
İç çekerek elini kalçamdan uzaklaştırdım.
-''Anca rüyanda canım, anca rüyanda.''
Asansörün kapısı açıldı. Adamı içeri soktuktan sonra anahtarlığında ki farklı anahtarlara göz gezdirirken hangisinin asansöre uyacağını merak ediyordum. Asansöre yaslanırken ona doğru döndüm.
-''Buranın anahtarının hangisi olduğunu gösterebilir misin ?''
Bana sarhoş bir gülümseme gönderdikten sonra baştan çıkartıcı bir şekilde anahtarları elimden alıp bir tanesini seçip geri uzattı.
-''Teşekkür ederim.'' dedim gülümseyerek.
İsminin yanında ki bölüme anahtarı koyduktan sonra asansör bizi üst kata çıkarmaya başladı. Asansör kapıları şu ana kadar gördüğüm en büyük ve en güzel çatı katı dairesine açılmıştı. Tamam, bu şu ana kadar gördüğüm ilk çatı katı dairesiydi ama yine de çok güzeldi. Bütün niyetim adamı duvara dayayıp çekip gitmekti. Yerde sızıp kalan, sabah uyanacağını düşünmüştüm ama bütün planlarım adamın bana kusacakmış gibi bakmasıyla iptal olmuştu. Gözlerimi devirdim ve dikkatini çekmek için beni yatak odasına götürmesini istedim. Merdivenleri gösterdi ve ben de takıldığı her adımda düşmemesi için onu sıkıca tuttum. Sonunda üst kata geldiğimizde sol tarafta ki banyoyu görebiliyordum. Ama adam o kadar dayanamadı. Bütün kıyafetlerine kustu. Bana çok tanıdık gelen bir manzara olduğu için kafamı salladım.
Hızlıca onu banyoya yetiştirdim. Adam neredeyse bir saat lavaboyu can havliyle tutmuştu. Ben de öylece durmuş bant-yonun güzelliğini takdir ediyordum -_- Boz kahverengisi duvarlar ve siyah granit tezgah ortama klasik ama lüks bir hava vermişti.
Küçük bir havlu bulup ılık suyla ıslattım. O kafası öne eğik bir şekilde duvara yaslanmışken ona doğru yürüdüm. Kusmuk gibi kokuyordu ve elbiselerini değiştirmem gerekiyordu.
-''Hadi bakalım üstünü değiştirebilecek miyiz ?''
Kollarını bedenime dolayıp ondan gelen biraz yardımla onu yerden kaldırmayı başarabilmiştim. Koridordan geçerek odasına kadar gelebildik. Çift kanatlı kapıları açtıktan sonra karşımda ki görüntü nefesimi kesmişti. Yatak odası benim dairemin tamamından büyüktü. Onu battal boy yatağının yanına götürüp oturmasını sağladım.
