belki final belki fragman

694 46 21
                                    

Power- Little Mix

Rebekah cadılardan birinin üstüne dişlerini göstererek atıldı. Cadı hazırlıksız yakalanmış gibiydi. Ama kendini topladı. Rebekah acıyla çığlık attı. Sendeledi. Ama Freya bunu yapan cadının oturduğu yeri yaktı. Yanan cadının çığlıkları etrafta yankılandı. Rebekah Freya'ya bakıp göz kırpmıştı ki Lexi onun üstüne atladı. Elinde kazık vardı. Akmeşeden değildi. Onu öldürmezdi ama zaman kazandırırdı.

Rebekah dizinin arkasıyla Lexi'nin karnına tekme attı. Lexi yere yığılınca Bex üstüne çıkıp kazığı eline aldı. Ben engellemek için gidecekken Bonnie tepeden Rebekah için ateş topuna benzer bir şey gönderiyordu ki Freya'nın bunu suya çevirmesi uzun sürmedi.

Bonnie ona sinirle baktı. Ve eline hançerlerden birini alıp ona doğru atmıştı ki Freya mükemmel bir refleks ile hançeri elinde tutup. Bonnie'ye baktı. Tek kaşını kaldırıp gülümsedi. Hançeri geri yolladığında Bonnie kıl payı eğilerek kurtulmuştu. Ama hançer başka bir cadının kalbine saplanmıştı. Mikaelsonlar şimdiden iki cadıyı öldürmüştü.

Stefan bir anda arkamdan fırladı onu tutamadım. Peşinden koştum. Ama ben yetişemeden Stefan Elijah'ın hazırlıksız anını yakalamıştı. Başka bir cadıyı öldürmüştü ve başka bir saldırıyı beklemiyordu. Bu yüzden Stefan kolaylıkla Elijah'ı yere devirip üstüne atladı.

Elijah gülümsedi. "Cesurca Stefan."

Hareket edemiyordum çünkü zihnim başka bir yere seyahat etmişti.

1864 Mystic Falls

"Katherine seni yakında öldürecek Rhea." diye fısıldadı Elijah.

Yutkundum.

"Planlarına engel olmak istiyorum. Ölmeni istemiyorum." dedi.

"Nasıl yapacağız?" dedim.

Tereddüt etti bir süre. "Seni dönüştürmek istiyorum, izin verirsen."

Afallamıştım. Beklemiyordum. "Nasıl dönüşeceğim?" diye sordum.

"Katherine seni öldürecek ama seni öldüreceği sırada sisteminde vampir kanı varsa tekrar gözlerini açarsın. Ama insan olarak değil vampir olarak. Sana kanımı içireceğim. Kabul ediyor musun?"

Yarım saniyelik düşünmenin ardından "Evet," dedim. "Kabul ediyorum Elijah."

Sonrası ise bulanıktı. Bileğini ısırdı ve bana uzattı. Her ne kadar emin olamasam da dudaklarımı bileğine uzattım. Kanın tadı şu an güzel gelmese de dönüştüğümde bunun farklı olacağını biliyordum.

Elijah sonrasında beni kendine çekti ve sarıldı. Saçıma hafif bir öpücük kondurdu. "Dönüştüğünde yanında olmayacağım beni unutacaksın. Ama dönüşümünü atlatacağından eminim."

"Unutacak mıyım?"

Başını salladı.

"Hatırlayacak mıyım?"

"Zamanı geldiğinde." dedi sadece.

Günümüz

Stefan'ın elindeki kazığa baktım. Hayır! Bu sadece kazık değil akmeşeydi.

"Stefan dur!" diye seslendim. Stefan şaşkınlıkla bana döndü. Elijah da şaşırmıştı. "Lütfen bırak onu." dedim.

Stefan'a zarar veremezdim o benim kardeşimdi. Ama öylece Elijah'a zarar vermesini de izleyemezdim.

"Rhea ama-" demişti ki sözünü kestim. "Bırak onu Stefan."

Stefan yanıma geldiğinde Elijah ayağa kalkmıştı. Bana bakıyordu. Bakışlarımı Stefan'a çevirdim.

"Bunu neden yaptın tam olarak?" dedi sinirle.

Tam ona cevap verecekken uzakta Finn'in Lexi'ye kazık saplamak üzere olduğunu gördüm. Hızla Finn'in üstüne atılıp. Onu yere devirdim. Elindeki kazığı aldım.

"Sana zarar vermek istemiyorum Finn." dedim. Ardından onu bıraktım. Lexi'ye koştum. Ama iyi gibiydi. Gülümsedi.

Gülümsedim.

Tam o sırada Lexi'nin arkasından biri hançerle geliyordu ki "Lexi eğil!" diye bağırıp kazığı ona fırlattım. Bu kişi Mikaelsonlar'dan değildi.

O sırada Niklaus'un sesi duyuldu. "Vampir ve kurt adam ordumla tanışın!" dedi kollarını iki yana açıp. Melezleri yaratana kadar vampir ve kurt adamlardan bir ordu yaratmıştı. Gerçekten zekice bir hareketti.

İşte şimdi ortalık karışacaktı. Kol'un deyimiyle burası cidden savaş alanına dönecekti.

Annemi gördüm. Birkaç adım öne çıktı. Diğer cadılar ne olacağını biliyormuş gibi geri çekildi. Gözlerini kapattı. Rüzgar hızlanmaya başladı. Annemin kumral saçları uçuşurken gülümsedi.

"Bu ne?" dedi Kol şaşkınlıkla. Anlam verememişti.

Toprak hareket etmeye başladı.

Rüzgar, fırtınaya döndü.

"Kesin şunu!" dedi Rebekah.

Yağmur yağmaya başladı. Ve yağmur, sağanağa döndü. Gök gürüldedi.

Toprak yarılmaya başladı. Yarıklardan hem çiçekler açtı hem de ateş çıktı.

"Kes şunu!" diye bağırdı Niklaus sinirle. Öfkeden deliriyordu.

Fırtına şiddetlendi. Gök üst üste çaktı. Toprak o kadar şiddetli sallanmıştı ki birkaç kişi yere düştü.

Ve güneş çıktı. Güneş yakmaya başladı. Ama sadece Mikaelsonlar'ı annem gün ışığı yüzüklerinin büyüsünü etkisiz hale getirdi.

Mikaelson ailesinin çığlığı kulağıma geldi. Ne yaptığımı bilmeden anneme koştum. "Anne!" diye seslendim. "Lütfen durdurur musun?" Annem gözlerini açtı benim sesimle birlikte. Her şey normale dönünce Mikaelsonlar onları neden kurtardığımı sorgular gibi bana döndü.

Bana döndü. Şefkatle gülümsedi annem. Elimi tuttu. "Kaderini seçtin Rhea. Onları korudun."

Ona döndüm. "Ne kaderi? Ben sadece onları korudum." dedim kaşlarımı çatarak.

"İki seçeneğin vardı Rhea. Mikaelsonlar'ı öldürmek ya da kurtarmak. Sen onları kurtarmayı seçtin. Artık onlar yaşıyor ve kaderin belirlendi."

Ellerimi bıraktı. Geri çekildi. Diğer cadılara seslendi. "Savaş bitmiştir! Rhea seçimini yaptı." Bu kadar kolay olmasını beklemesem de rahatlamıştım nedense.

Yanımdaki Mikaelson ailesine döndüm. "İyi misiniz?" Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Elijah bana döndü. Ama tam o sırada Stefan seslendi. "Rhea! Gidelim." Kardeşlerimin yanına gidecekken Niklaus kolumu tuttu.

Annem bir anda seslendi. "Niklaus! Kızım isterse gider, isterse gelir. Karışabileceğini sanmıyorum. Böyle bir risk almak istemezsin. Az önce yaptıklarımı kızımın de yapabileceğinden şüphen olmasın."

Niklaus kolumu bıraktı. Anneme "Seni öldüreceğim." diye tısladı.

"Ben zaten ölüyüm Niklaus." dedi sadece.

Annem bana döndü. "İhtiyacın olursa geleceğim Rhea. Yeter ki iste."

Gülümsedim.

Kardeşlerimin yanına giderken bir sis dalgası annem ile birlikte tüm ölü cadıların ruhunu aldı.

Bonnie koşarak yanımıza geldi. Elena ve bana sarıldı. Arkadan da Care ve Lexi sarıldı.

Damon'ın homurdanmasını duydum. "Dram sevmiyorum."

"Biz de seni sevmiyoruz Damon." dedi Care dalga geçerek.

Kahkaha attım. "En azından birimizin espri yeteneği hala kendini koruyor."

Damon'ın yanına gidip saçlarını karıştırdım. O sırada gözüm bizi izleyen Elijah ve Freya'ya ilişti. Tepki göstermedim. Damon'ın koluna girerken hızla diğer kolumla Stefan'a kendime çektim ve onun koluna girdim. Stefan gülümsedi.


mystic falls° elijah mikaelsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin