Merhabalar!
Bir kısımdan dolayı linç yedim ve orayı düzenledim. Şimdi yine sikik linçlerinizi görürsem teker teker engelleyeceğim.
İyi okumalar <3
<><><><><>
Yazardan~Halk telaşlıydı. Kral bu gün yatağında ölü bulunmuştu. Oğlu veliaht prens Lee Felix 18 yaşında ve masumdu. Daha önceden herkese saygılı ve nazikti. Herkesi affederdi. Bir çiçeği koparmaya bile korkardı.
Halk isyan ediyordu. Daha 18 yaşında masum, korkak bir prens tahta geçicekti. Prensin daha bu güne kadar yaptığı bir kötülük yoktu. Fazlasıyla nazikti.
Yarın akşam tören yapılacaktı. Veliaht prens artık Kral olacaktı. Ama bir sorun vardı. Felix babası için yas tutmuyordu. Dışarda ağlıyordu ama odasına girince kahkaha atarak yatağında oturuyordu. Kim bilebilirdiki Felix'in babasını tahta geçmek için öldürdüğünü.
Felix yine duygusal haline bürünmüştü. Dışarı çıktı ve sarayın önündeki çardağa geçti. Sahte göz yaşlarını serbest bıraktı ve babasının en sevdiği kolyeye baktı. Artık her şey onundu, kimse onun elinden alamazdı!
Kraliçe, oğlu gibi simsiyah kıyafetlerle bahçede çiçeklere bakıyordu. Kraliçe oğlunun aksine yıkılmıştı. Hayatının ilk aşkını kaybetmişti.
Felix çardakta otururken aklına gelen şey ile ayağa kalktı ve annesinin yanına gitti.
"Anne üzgünüm benim gibi kırılgan bir oğlun var ve tahta geçicek. Eminim benden iğreniyorsun"
Felix, timsah gözyaşlarını dökerek konuşmuştu. Annesi oğlunun dedikleri ile şok olmuştu. Oğluna sarıldı ve ağlamaya başladı.
"Hayır senden iğrenmiyorum. Sen başarabilirsin, her şeyin üstesinden gelebilirsin"
Felix annesine sarıldı. Ama bu gerçek bir sarılma değildi. En kısa zamanda bu yaşlı karıyıda diğer dünyaya gönderecekti.
Felix sıkıldığı için bir nehre gitmişti. Şuan mutluydu. Halk onu masum sanıyordu ama o gece annesi odada yokken babasını boğarak öldürmüştü. Tahta geçmek için yapmıştı bunu. Onunla eskiden dalga geçenlerin tek tek kafasını koparacaktı.
____
Akşam hizmetliler Felix'i hazırlıyorlardı. Felix yine duygusal bir ifadeyle duruyordu. Felix hazır olduğunda aşağı indi. Annesine baktı. Annesi onu gururlu gözlerle izliyordu.
Felix babasının eski tahtına oturdu. Taç takılacaktı ve bunun için bir kutlama vardı.
Felix ayağa kaldırıldı ve taç takıldı. Felix içinden kahkahalar atıyordu. Taç takıldığı anda halk Felix'in önünde eğildi.
"Çok yaşayın kralımız!"
Felix tahta oturdu. Yarın, Felix'in gerçek benliğini ortaya çıkarma günüydü.
Halk eğleniyordu. İçkilerini içip gülüşüyorlardı. Felix eline annesi için özenerek yaptığı şarabı aldı ve yanına gitti.
"Al bakalım anne, bu senin kafanı dağıtmana yardımcı olur"
Annesi bir şey demeden oğlunun elindeki şarabı aldı ve kafasına dikti. Zavallı kadın, içkinin içinde uyku ilacı olduğunu bilmiyordu.
Felix rahattı. Annesine tekrar gülümseyip tahtına geçti. Bu gün, bu yaşlı kadını ortadan kaldıracaktı. O olduğu sürece aklındakileri yapamazdı Felix.
Kraliçe odasına doğru gidiyordu. Uykusu gelmişti. Bunu gören Felix muhafızlara uykusunun olduğunu söyledi ve kendi odasına gitti. Bütün muhafızlar aşağıdaydı, kolay olacaktı.
Yarım saat geçtikten sonra odasından bir bıçak alıp annesinin yanına gitti. Kapısını açtı. Annesi yatakta uyuyordu.
Felix hemen annesinin yanına gitti ve bileklerinden birini kavradı. Elindeki bıçağı bıraktı ve cebinden bir kumaş parçası çıkardı. Annesinin ağzını o kumaş ile bağladı ve bıçağı alıp annesinin bileğine derin kesikler attı. Üstüna kan bulaşmamıştı.
İşi bitince bir kağıda annesinin el yazısına benzetip bir mektup yazdı ve annesinin başının ucuna koydu.
Odasına girmişti Felix. Şimdi hizmetlilerden birini çağırıcaktı ve annesinin yemek yemediğini, ona yemek götürmesini söyleyecekti.
Odasından çıktı ve alt kata indi. Hizmetlilerden birini çağırdı.
"Bayan Yun anneme yemek götürebilirmisin, bu gün fazla bir şey yemedi onun için endişeleniyorum"
"Peki kralım, siz ne isterseniz yaparım"
Felix yeniden odasına çıkmış, birazdan olacak kaosu bekliyordu. Ve hizmetlinin bağırışlarını duydu. Şaşırmış gibi yaparak annesinin odasına girdi.
"Kralım! Kraliçe intihar etmiş!"
"A-anne"
Felix göz yaşlarını akıtarak annesinin yanına yaklaştı.
"Neden yanlız bıraktın beni! NEDEN!"
Felix hala ağlama numarası yapıyordu. Kısa sürede herkes odanın önünde toplandı. Halk kraliçeye acımıştı. Eşinin ölümüne dayanamayıp sözde intihar etmişti.
"A-anne lütfen beni bırakma!"
"Kralım sakin olun sizi dışarı çıkarmam gerekiyor. Kraliçenin cesedini alamam lazım lütfen çıkın odadan"
Felix ağlıyormuş gibi yaparak odasına girdi. Bu gün mükemmeldi. Başındaki 2 ihtiyardan kurtulmuştu.
Bunun şerefine odasındaki hamama girip biraz rahatlamalıydı. Hak etmişti, 2 kişiyi bir iz bile bırakmadan ortadan kaldırmıştı sonuçta.
________
Kurgu nasıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brutal Prince/Hyunlix✓
FanfictionKral öldüğünden beri halkta bir huzursuzluk vardı. Tahta geçecek veliaht prens Lee Felix daha 18 yaşındaydı, halk isyan ediyordu. Felix tahta geçtiği gün kendisine karşı çıkan herkese işkence edene kadar masum bir çocuk olarak bilinirdi. Halk Felix...