Karşımda duran İspanya'dan gelmiş kardeşim miydi,ben mi yanlış görüyordum?Ben yanlış görmüyordum.Gerçekten gelmişti.
"Abla!" diyerek boynuma atıldı.Boynumuza atıldı desem daha doğru olurdu.17 yaşındaydı ve Şule'yi de ablası gibi görürdü.Onu görünce kafamdaki tüm kötü düşünceler bir anda dağıldı.
Real Madrid de,U-17'de oynuyordu.Futbolu çok seviyordu ve en büyük hayali,çok iyi bir futbolcu olabilmekti.Futbolcu kardeşimdi o benim.
"Boğdun bizi." deyince bize sarılmayı bıraktı.
"Hoşgeldin ablacığım." dedim neşeyle.
"Hoşbulduk." dedi yanıma oturarak.
"Naber bücür." dedi Şule de burnundan bir makas alarak.Her ne kadar bizden sadece bir yaş küçük olsa da,Şule ona bücür diyordu.
"Heyy!" dedi ve burnunu biraz ovuşturdu."İki sene önceki Yağız yok karşında.Artık Real Madrid oyuncusuyuz." deyince Şule'nin laf yediğini hissetmek pek de zor olmadı.
"İspanya nasıl?" diye yeni bir soru yönelttim.
"Muhteşem." dedi böbürlenerek.
"Nasıl geldin sen?" dedim.Çünkü istediği her an gelemiyordu.
"Yürüyen uçak yapmışlar,onunla." deyince omzuna bir tane yumruk vurdum hafifçe.
Tam bir geyikçi kardeşim vardı ve ben onun bu halini çok seviyordum.
Ben "Ne zaman döneceksin?" diye sorduğumda o,benim sandviçimi yemeye başlamıştı ki,içeri beklenen kişi girdi.
"Şule sana da sandviç yaptım kızım." dedi sandviçi uzatarak.Yağız'ı görünce kısa süreli bir şok geçirdi ve ağzı açık kaldı.
Yağız?"
Yağız da sandviçin ısırdığı lokmasını yuttu ve kalkıp,Hilal Abla'ya sarıldı.
"Naber
"İyi işte,geldim."
Sonra ayrıldılar.
"Aç mısın?"
"Yok,akşam yerim saol."
Ben de bu konuşmayı dinliyordum.Şule ise telefondan biriyle mesajlaşıyordu.Sandeviçten bir ısırık almıştı.
"Akşama ne istersin?Sarma,börek falan."
"Hem de nasıl isterdim ama koç keser bizi vallahi.Fast food,yağ,abur cubur,ıvır zıvır her şey yasak.Sağlıklı beslenmemiz lazım.Sen şöyle sebzeli,etli,tavuklu bir şeyler yap.Zaten ablamın sandviçini yiyerek,hakkımı kullandım."
Bunun üzerine ufak bir sırıttı Hilal Abla.Tamam diyerek odadan çıktı.
"Ben de gideyim artık.Davut ile buluşacağım." dedi Şule ve yavaşça yataktan kalktı.
"Tamam." dedim ve Şule ile sarılıp,vedalaştık.Sarılırken kulağıma "takma" diye fısıldadı.
Kafamla onayladım onu.
"Senle de görüşeceğiz." dedi sandviçin son lokmasını da yutan Yağız'a dönerek.
"Tamam." diye karşılık alınca,onunla da sarılıp,vedalaştı ve kapıdan çıktı.
Yağız da bir oh çekip,komidinin hemen yanındaki mavi pufa oturdu.
"Babamın haberi var mı geldiğinden?"
"Sürpriz."
"Ne kadar kalacaksın?"
"Bir hafta kadar işte.Koç izin verdi biraz.Eleme maçları vardı.Biz de elemeleri geçtik çoktan.Koç da izin verdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDE KALANLARIM #Wattys2015
Novela JuvenilKerem ve Ceyda nın,birbirlerinden habersiz yaşadıkları,tutkulu aşkın hikayesi... Wattys keşfedilmemiş hikâyelerdeki ödül için yazılmıştır.