12. Bölüm: Fırtına Yaklaşıyor

59 13 5
                                    


"Anti-Süperler yeniden saldırmış. Bu kez konsey ve devletin ortak üssüne." dedi Vincent çantasından Super Times'ı çıkararak. 

"Saldırı mı?" dedi endişeyle Roxy Vincent'ın uzattığı gazeteyi aldı.

"Evet, bu kez Konsey işi bizzat ele almış. Supernova'nın işin başına getirildiğini duydum. Geçen sefer hükümet işi eline yüzüne bulaştırdığı için ona bir sürü yetki vermişler."

Roxy Penteus'un toplantı günü onların evine gelmediğini ve annesinin yetkililerin gereksiz Penteus'un üstüne geldiğinden söz ettiğini hatırladı. Demek ki şimdi yaptıkları yanlıştan dönüyorlardı. "Bu sevindirici, Supernova işinin ehlidir."

"Sabah annem söyledi. Ama bu saldırıların ilerlediği nokta hiç hoşuma gitmiyor. Ya okula saldırırlarsa? Ne kadar ileri gideceklerini asla bilemeyiz." dedi Vincent canı sıkkın biçimde.

Elain araya girdi, "Biz daha reşit bile değiliz, direkt öğrencilere saldırdıklarını düşünemiyorum. Öyle bir olay karşısında sadece Konsey değil, askeriye de devreye girer. Sonuçta bizler de birer vatandaşız."

"Peki neden şimdiden devreye girmiyorlar? Anti-süper taraftarları zaten süper-suçlu değil Sıradanlar."

Elain ve Vincent başlarını salladı onaylayarak. Ardından önlerindeki mekanik parçaları birleştirmeye devam ettiler.

Üçlü gruplar halinde oturarak masalarındaki çeşitli temel mekanik parçaları söküp tekrar birleştireceklerdi. Roxy elindeki tornavidayla dizüstü bilgisayarın içerisinden ana kartı almak üzere sökerken Elain laptop'un iskeletini kenarlarından tık ettirerek çıkardı, "Sorun bataryada değilmiş." dedi. Roxy ana kartın yandığını tahmin ediyordu ama açmadan öğrenemeyeceklerdi.

"Kontrol kalemini uzatır mısın?" dedi zayıf bir sesle. Annesini düşündükçe içi içini yiyordu. Ayrıca Penteus'u da aramalıydı. Herhangi bir kaçak olmadığından emin olunca ana kartı çıkardı ve onun yerine uydu iletişimi kurmalarına yarayacak frekanstaki plakalardan birini aldı.

Zil çalarken öğle arasından sonra devam etmek için malzemelerini masada bıraktılar. Roxy beklemeden koridora çıkıp annesini aradı. Telefonun dördüncü çalışında annesi açtı, "Roxanne, efendim tatlım?"

"Anne? Sen iyi misin? Vincent -Melody'nin oğlu- bana saldırılardan söz etti. Çok endişelendim."

"Ben iyiyim canım, burası üst düzey güvenlikle korunuyor. Haberde geçen üs alt seviye bir merkezdi."

Annesiyle kısa bir süre daha konuştuktan sonra telefonu kapadı. Tekrar rehberini açtığında eli Penteus'a gitti. Ama onu arama fırsatı bulamadan Atomik Teknoloji profesörünün başka iki kişiyle ile grupladığı Darren sınıftan çıkarak yanına geldi ve yanağına bir öpücük kondurdu. "Bebeğim, nasılsın? Paten kayarken düşmüş olmana hala inanamıyorum."

"Emin ol ben de inanamıyorum." diye mırıldandı Rox ve Darren ile birlikte el ele yemekhaneye doğru yol aldılar. Yiyecek tepsileriyle Anka masasına geçtiklerinde Ulrich çoktan herkesi etrafına toplamış, perşembe günü olan maça dair taktikleri konuşuyordu. Elindeki kağıdı masanın üzerine sermişti. Kağıtta cetvelle çizilmiş bir Field - Run sahası ve de üzerine oyuncuları simgeleyen yuvarlaklar vardı.

"Maçın perşembeye alındığını bilmiyordum?"

"Evet daha dün belli oldu. Senin paten kazanı duyunca bununla rahatsız etmeyelim dedik." dedi Ulrich aceleyle. "Yine de seni yedeklere yazdım, Steel. Sen bizim jokerimizsin."

Rox başını salladı ve salatasını yerken onların taktiklerini izledi. Birinci sınıflardan ankalarla beraber maça çıkacak tek kişi Darren'dı. Darren ve Ulrich taktiği önceden konuşmuş gibi görünüyorlardı. Roxy kendisine sonradan haber verilmesinden hoşlanmamıştı.

Kahraman Olmak İçin Bir SebepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin