"Yüce Baba, kararınızı anlatacağım şeyleri göze alarak açıklamanızı istiyorum." Namjoon birden öne atılmıştı.
Eğer anlatırsa tahtı kaybedersin Lucifer. Engel olmak zorundasın.
Anında konuşmak için öne çıktım. "Namjoon şu an varis seçimindeyiz. Senin saçma ve kafanda kurduğun hikayeleri dinlemeye vaktimiz olduğunu sanmıyorum." Dediğin şeyle Jennie destek verircesine konuştu.
"Birkaç saatimiz var ve inan bana senin anlatacağın şey her neyse şu an kimsenin dinlemek istediğini sanmıyorum."
Medusa'nın yüzündeki tiksindirici ifadeye baktım. Göz göze geldiğimizde konuştu. "Eğer Yüce Baba bunları öğrenmeden karar verirse eminim büyük yanlışlar yapılacak."
"Sen benim kararımı sorgulayacak mevkide misin Medusa?" Yüce Baba öfkeyle konuştu. Hepimiz geri çekildik. Jungkook kolumdan tuttu ve kısık sesiyle konuştu.
"Öğrenmiş olabilir Lalisa. Bir şeyler yap hemen!" Gerildiğimi hissediyordum. Asıl sorunun benimle alakalı olduğunu bilmiyordu.
Rosé'yi yanıma çektim. "Rosé şu an bir şeyler düşünmemiz gerekiyor. Ben de neden bugüne kadar bir atak yapmadı diyordum. Bugünü bekliyordu orospu çocuğu!"
"Lucy sakin ol. Seni kışkırtmaya çalışıyor olabilir. Lütfen sakin ol." Her ne kadar beni sakinleştirmeye çalışsa da kendisi de gergindi.
"Neden bu kadar gerildiniz. Yoksa korkuyor musunuz? Korkmalısınız." Namjoon'un sesi, beni sinirlerimin boşalmasına çok yaklaştırıyordu.
"Sen beni tehdit mi ediyorsun, zavallı bir ölüm meleği beni tehdit ediyor öyle mi?" Sonlara doğru yükselen sesimle irkilmişti.
"Ah Namjoon... Gölgemle savaşıyorsun. Eğer birgün gölgeyi aşıp bana ulaşırsan sana neler yapacağımı tahmin edemezsin." Medusa'nın Namjoon'un arkasında bekliyor oluşu ona acımam için yeterliydi."Madem öyle Lalisa, söyleyeyim her şeyi. Neler çevirdiğinizi." Biraz daha beni zorlarsa onu varis seçilemeden öldürecektim. Jennie bir anda sesini yükselterek konuşmaya başladı.
"Anlat Namjoon. Biliyorsun ki kimse masum değil ve eğer sen burada kirli çamaşırları dökmek istiyorsan seni kimsenin karşısına çıkamayacak hale getiririm. Bu yüzden sesini kes."
"Lilth senin, pardon sizin yaptığınız şey ile kıyaslanabilecek bir şey olduğunu sanmıyorum. İstediğini anlatabilirsin." Namjoon kendinden emindi.
"Kendi cinsine aşık olan bir aşağılık tahta çıkmamalı." Bir anda söylediği şey mideme ağrılar girmesine sebep oldu.
"Namjoon ne diyorsun sen?!" Yüce Baba'nın bağırarak söylediği şey yüzünden ne yapacağımı bilemedim.
"Sana kes sesini dedim Namjoon!" Gözleri mora dönen Lilth bağırdı.
"Bunlar gerçekler Jennie. Eğer bu günahı işlediyseniz sonuçlarına katlanmak zorundasınız. Foria nehrinin gerçek günahkarları Lilth ve Lucifer." Namjoon geri adım atmakta ısrar ediyordu. Bu yaptığı şey bardağı taşıran son damlaydı.
"Seni paramparça edeceğim. Öyle acılar çekeceksin ki fani olup ölmek için dua edeceksin."
Tanrısal bakış açısı.
Lucifer'ın gözlerinden alevler fışkırıyordu. O kadar öfkelenmişti ki Namjoon'u yakasından tuttuğu gibi mermer duvara fırlatmıştı. Mermer duvar paramparça olmuştu. Genç adamın sırtından kanlar yere damlıyordu.
Lalisa'nın öfkesi geçmemişti. Tekrar yakasına yapışıp göğe yükseldiler. Lucifer bir anda aşağı dönüp Namjoon ile birlikte kendini aşağı bırakmıştı. Yere yaklaştıkları anda Namjoon'u alt tarafa alıp mermer zemine yapıştırdı. Lalisa durmuyordu. İlk katman olan mermeri çoktan delmişlerdi. Namjoon yalvarırcasına konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucifer And Lilth' JenLisa
FanfictionŞeytanların itaat ettiği karşısında titrediği Lucifer olaran bilinen Lalisa'nın tek zaafı, cennetin yöneticisi Lilth olarak bilinen Jennie'ydi. #JenLisa