24- Sükunet

4.2K 166 3
                                    

"Birce! Dur kızım!"
Melina'nın saçlarını eline dolamış ama hala hıncını alamıyordu.

"Bade bırak beni! O benimdi. Ne hale getirmiş!"
Zor da olsa Melina'nın saçını kurtardım.

Melina öfkeyle Birce'ye bakıyordu.
"Ne olmuş? Geçen defa da sen benimkini almıştın."

"Bir önceki sefer sen aldığın içindi o." Birce'nin sesi gırtlaktan patlayarak çıkıyordu.

Cesur da çalışma odasından üst kata geldi o sırada.
"Neler oluyor? Birce! Melina!"

İkisi de babasını duymazlıktan gelip birbirine saldıracaktı ki Birce'yi ben belinden kavradım. Melina'yı o. Geriye doğru çektik ikisini de. Birbirlerine ciddi anlamda zarar vermek istiyorlardı.

Ayrı odalara geçip bir süre sakinleşmelerini bekledik.

"En sevdiğim tişörtümdü." Birce ağlıyordu.
"Ondan büyüğüm diye her şeyimi vermek zorunda değilim."

Burnunu silmesi için ona banyodan bir peçete getirdim.

"En sevdiğin tişörtün müydü?"

"Evet, en sevdiğim! Ve şimdi onun yüzünden berbat oldu."

"Onu diğer tişörtlerinden ayıran özelliği neydi?"

"Ooof, Bade..." Gözlerini devirdi.

"Cidden merak ettim."

"Arkadaşım almıştı."

"Sınıftan mı?"

"Hı hı."

"Özel biri mi?"

Gözlerini kaçırdı.

"Seni anlıyorum. Aldığı hediyeye değer vermediğini düşünecek diye endişe ediyor olmalısın."

"Evet. Kesinlikle öyle düşünecek! Oysa ben ona bir şey olmasın diye giymiyordum bile."

"Peki, ya tam tersiyse."

"Nasıl yani?" Burnunu çekti. Ağlamaya devam ediyordu içli içli.

"Eğer hiç üzerinde görmediği için hediyesine değer vermediğini düşünüyorsa arkadaşın."

"Gerçekten mi?" Gözlerini irice açtı. "Öyle mi düşünür?"

"Sen birine bir kıyafet alsan ve o hiç giymese ne düşünürdün?"

"Beğenmediğini ya da beni sevmediğini." Utanarak gülümsedi. "Haklısın sanırım." Sonra yeniden ağlamaya başladı. "Ama artık onu hiç giyemem baksana..." Tişörtünü gösterdi ağlayarak. "Şu hale bak! Her yeri boya ve toprak içinde. Üstelik yırtmış."

"Yıkarız. Orayı da bir güzel dikeriz. Hem arkadaşın kullandığını görünce daha çok sevinir."

"Hayır! Onu güzel kullanmadığım için benimle bir daha arkadaş olmaz. Ben de Melina'nın bütün kıyafetlerini keseceğim."

"O zaman mecburen seninkileri giymek zorunda kalır."

"En sevdiği oyuncağını boyarım o zaman."

"Sonra?"

"Zarar vermek nasıl olurmuş görsün."

"Bunu yaptığında seni anlayacak mı yoksa sana daha mı çok öfkelenecek?"

"Umrumda değil."

"Birinin üzülmesini umursamaman hoşuma gitmedi Birce. Bunun yerine başka bir şey önerebilir miyim?"

"Ama beni üzdü. O da üzülsün."

"İşte bu yüzden başka birini üzmemelisin canım."

Ağlayarak konuştu.
"Peki önerin ne?"

Görevimiz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin