Bölüm 17: Uzun Zaman Oldu

7 2 0
                                    

                                   (BELEN'İN ANLATIMIYLA)
   *ON BEŞ DAKİKA ÖNCE*
Arabadan indiğimizde yeni okulumuzun dış binasına bakıyordum. Açık sarı bir rengi vardı. Bahçe bomboştu. Herkes derste olmalıydı. Okulun girişinde ne bir güvenlik ne bir kulübe vardı. Tabelada kocaman bir yazı ile AKTAN ANADOLU LİSESİ yazıyordu.

"Ne boktan bir okul..." diye söylendi Emir.

"Yağmur ve Akın ile aynı okulda olmaktan iyidir." dedi Furkan.

"Buraya zaten onlardan kaçmak için geldim, başka bir nedeni yok!" dedi Emir kaşlarını çatarak.

"Hadi abi tamam inandık hadi." dedi Furkan Emir'i omuzlarından itip okula doğru sürükleyerek. İçeri girdiğimizde okulun kocaman olduğunu fark etmiştik.

"Şuradan sağa dönelim." dedi Emir bana ve Furkan'a. Hemen sağda müdürün odası vardı. Tam içeri girecekken odada bir adam olduğunu görmüştük. Emir ve Furkan içeri gireceğim sırada onları ceketlerinden tutmuştum. "Ne yapıyorsunuz oğlum, içeride biri var görmüyor musunuz?"

   "Hadi Belen gir içeri." dedi Furkan kolumdan tutup beni içeri çekerek. İçeriye girdikten sonra Emir kapıyı çalmıştı.

   "Günaydın Tolga Amca. Geç kalmadık değil mi?" dedi Emir takım elbiseli adamın elini sıkarken. Bu adamı tanıyor olmalılardı.

   "Günaydın Emir, hayır bende daha yeni geldim zaten." dedi adam beni süzerek. Bu beyefendi Hasan hocanız. Yeni okulunuzun müdürü..."

"Çok memnun oldum çocuklar..." dedi Hasan denen adam.

"Hasan Bey sizede çok teşekkür ederim bizim çocukların nakil işlerinde çok yardımcı oldunuz." dedi Tolga Bey.

"Ne demek efendim, lafı bile olmaz. Çocuklarımızı C şubesine aldım. Şimdi dersleri beden. O zamana kadar okulu gezebilirsiniz." dedi bize bakarken göbeğini ovalayarak.

"O zaman bana müsaade. Kolay gelsin Hasan Bey..." dedi Tolga Bey adamın elini sıkarken. Hepimiz dışarı çıktığımızda Furkan Tolga Bey'e sarılmıştı.

   "Çok sağ ol baba, teşekkür ederim..." dedi Furkan. Furkan'ın dediğini duyduğumda gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Tolga Bey Furkan'ın babasıydı!

   "Anlaşmamızı unutmamanı istiyorum Furkan. Bu yıl ki sınavı kazan yeter." dedi Tolga Bey. Bana döndüğünde başımla selam vermiştim.

   "Sen Belen olmalısın..." dedi bana bakarak.

   "Evet efendim benim, çok memnun oldum." dedim elimi uzatarak. O da elini gülümseyerek uzatmıştı.

   "Şimdi gitmem gerek, kendinize dikkat edin. Ceylin'e de selam söyleyin." dedi Tolga Bey. Bu okula Ceylin için geldiğimizi biliyordu demek.

   "Sizde dikkat edin, hoşçakalın." dedi Emir Tolga Bey ile el sıkışarak. Tolga Bey giderken birbirimize bakmıştık. Beni ve Ceylin'i tanıdığına çok şaşırmıştım.

   "Hadi çıkalım artık şu sikik sınıfa..." dedi Emir ellerini cebine koyarak. Tolga Bey'in bizi nasıl tanıdığını sonra soracaktım. Merdivenlerden çıktığımızda sınıfımızın olduğu kata çıkmıştık. Sınıfa girdiğimizde sınıfta sadece çantalar vardı. Sınıf bomboştu. Ceylin'in çantasını arıyordum sınıfın içinde. Sonunda en arka sağda olduğunu görmüştüm.

   "Ceylin'in çantası..." dedim kaşlarımla orayı göstererek. Emir yavaş yavaş Ceylin'in çantasının olduğu yere gidiyordu. Sırasına baktığında eliyle bir şeylere dokunuyordu.

ASİ YILLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin