jeongin
bir şeyler doğru gelmiyor chan. bir şey doğru hissettirmiyor. seni kendi içimde affedebildiğimi sanıyordum öyleyse neden göğsümde uyuyan senken kalbimde hala o sızı var?
bir şeyleri düzelttik sanırım evet, bu yine de her şeyi çözmemize yardımcı olmadı. düşünecek çok zamanım oldu biliyorsun. anlayamıyorum kendimi. son zamanlarda biz nasıl bu hale gelebilecek kadar aptal olabildik?
eski günlerimizi hatırlıyor musun? yazları okul bittiğinden hep birlikte dinlenmek için yazlığa giderdik. ailemizin arkadaş olması bir yandan çok iyi oluyordu. sürekli seninle vakit geçirebiliyordum, 8 yaşında olsam da 18 yaşında olsam da hep seninleydim.
yazlık çok da uzakta değildi bu yüzden bir arabaya doluşurduk hepimiz. rahat değildik ama mutluyduk bir kere bile şikayet eden olmamıştı. yazlık küçüktü, 3 odalı ufak bir ev ama sahile yakındı. o ev, evimdi. seninleyken evimdi.
hatırlıyorum da o günlerde tek yaptığımız sabahtan akşama kadar denizde eğlenip akşamına da dondurma yemek için şehire inmekti. bir avuç ergenden başka bir şey değildik tabii. bazı akşamlar yorgunluktan uyuyakalırdı herkes. ben o zaman bile senin uyumanı beklerdim uyumak için.
o akşamlarda, sen benim elimden tutardın ve sessizce evden kaçardık. elimi hiç bırakmazdın, dondurma alırken bile.
ikimiz de çocukken daha güzeldik chan. senin duyguların saftı. benim de sana olan duygularım. tabii bir de şey var, en son yazlığa gittiğimiz yaz felix ile tanışmamız. en başta nasıl da melek gibi biriydi ama. hepimiz çok sevmiştik onu. taa ki sizin olayınıza kadar.
bunlardan bahsedip güzel anılarımızı bozmak istemiyorum. hatırlıyor musun bir keresinde bana yazlıktaki çiçeklerden taç yapmıştın? onu hala saklıyorum. birlikte gittiğimiz sinema biletlerini, yediğimiz içtiğimiz şeylerin fişini, beraber çekildiğimiz bütün fotoğrafları bir kutuda saklıyorum. bu defter de o kutuda olacak.
benim için yazılan kaderde hep sen varmışsın gibi sanki. seni gerçekten tanıdığım o ilk geceyi hep hatırlamak istiyorum. çok da büyük değildik. ben 15 sen ise 18 yaşındaydın. çocuklar yine yorgun olup uyudukları akşamlardan biriydi.
önce evden sıvıştık. dondurma aldık ve yürüyerek eve döndük. bahçede oturuyorduk. parmakların benimkine değiyordu ama elimi tutmak için bir çaba göstermemiştin, ben de öyle. yıldızlara bakıyorduk sadece. yere uzandın ve beni de yanına çektin. kollarımız birbirine değiyordu.
"bak jeonginnie, bu kutup yıldızı. yanında ben olmadığımda sana yol gösterecek. ben yanında yoksa ona bak ve yanında olduğumu hayal et tamam mı?" dedin gülümseyerek. ses tonun masumdu. hiçbir yalan içermiyordu. nerden anladım biliyor musun? sen sesini yalan söylediğinde kalınlaştırırsın.
"tamam chan hyung. ama neden yanımda olamayasın ki?" dedim sana bakarak. yüzünü bana çevirdin. elinle saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdın. "çünkü bir gün kalbini kırmaktan korkuyorum ufaklık. bunu yaptığımda beni affedebilir misin?" o anlık aptallığım mıydı yoksa cidden sana olan hislerimin başlangıcında mıydım bilmiyorum. "seni her zaman affederim hyung. sen benim kalbimi kırmazsın ki hem." dedim. kırdın chan. kalbimi milyon parçaya böldün.
yine de söz verdiğim gibi yaptım. hep affettim seni. şuan olduğu gibi canım yansa da. o gece benim elimi tuttun ilk defa. sadece elimle kalmadı olay. üstüme eğildin. dudaklarımızı birleştirdin. tadı çikolatalı dondurma gibiydi. ufacık bir öpücüktü. dudaklarımdan çekildiğinde yüzüme baktın. gülümsedin. 15 yaşındaki biri için bu büyük bir şeydi. bayılacak gibi hissetmiştim.
beni daha fazla öp istedim ama bunu sana hiç söyleyemedim. sonra o gece beni yatağıma kadar götürdün. tek kelime edememiştim. yatırdın ve saçlarımı okşadın. daha sonra da yanıma uzandın. "iyi geceler minik jeonginniem."
mutluydum chan. o gece ben hayatımın en mutlu anını yaşadım. ondan sonraki yaz gitmedik yazlığa. ondan sonraki yaz da. tam 4 yıldır gitmiyoruz. beraber ektiğimiz çiçekler ölmüştür değil mi?
sen benim en masum hislerimi çaldın. senden başka kimseye aşık olamadığım için bilmiyorum aşk nedir? aşk gecesine öptüğün insanı sabahına başkasını öperek aldatmak mı? sanmıyorum.
elbette diyeceksin, "sen de hyunjinle birlikte oldun." evet oldum. inkar edemem. sen ne kadar suçluysan ben de o kadar suçluyum çünkü. ama sen bunu zevk için yaptın, ben intikam.
hep farklıydık değil mi? bana yalan söylediğinde anlayabildiğimi bilmiyorsun. benden başkasını istemediğini söylemiştin. yalandı. çok güzel olduğumu söylemiştin. yalandı. beni sevdiğini söylemiştin, o en büyük yalanındı.
bir şeyler artık düzelemeyecek kadar bozuldu. bunu biliyorsun. ben de biliyorum. bazen ölümü hızlandırıyormuş gibi hissediyorum biliyor musun? kendime bile güvenemiyorken sana nasıl güveneceğim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
memories |jeongchan|
FanfictionJeongin, aşık olduğu arkadaşı chan hakkında öleceği güne kadar günlük tutmaya başlar.