Sabah erkenden uyandım ve dünden hazırladığım çantamı alıp hastaneye doğru gittik. Yolda hiç konuşmadım çünkü çok korkuyordum. Gerçekten çok. Hastaneye girdik ve ilk olarak doktor beni muayene etti. Yine kan aldılar ve beynimden bir röntgen çektiler. Daha sonra bana bir oda verdiler dinlenmem için. Oda da başka kimse yoktu yani yalnız kalacaktım, belki böyle de daha iyidir biraz kafa dinlemiş olurum. Annem ve Talatda yanımdaydı ama yinede çok sıkılıyordum. İki gün boyunca bir kaç testler yapılacaktı ve sonrada ameliyata girecektim. Kormamak elde değildi açıkçası. Oradan ya çıkacaksın, ya da kalacaksın. Ölümle yaşam arasında incecik bir çizgi var ama bunu bazen unutuyoruz sanırım. Çok zor bir şeyler beğeniyoruz oysa ki her halimize şükür etmemiz gerekiyor; varlığa da yokluğa da.
Annem ve Talat akşama kadar benimle kaldılar ama ben onların gitmelerini istedim. İstemeselerde onları ikna etmeye başardım. Bütün akşam film izledim ve Sevdayla mesajlaştık.
Uyumak için hazırlandım ve kendimi yatağa attım. Tam uyuyacaktım ki odaya biri girdi. Kapıya doğru baktım ve birden Talatı gördüm.
Kısık bir sesle "Talat ne yapıyorsun burda?" dedim.
"Ne yapayım sevgilimi özledim." dedi ve yanıma oturdu.
-"Sen delirdin herhalde. Ziyaret saati çoktan geçti farkındasın değil mi?"
"Evet, ama ne olacak ki? En fazla beni hastaneden atarlar ama bende seni görmüş olurum."
-"Gerçekten delisin sen."
"Sende çirkinsin."
-"Allah Allah öyle mi?"
"Tabi ki de." Bir şey demedim. O da bana daha çok yaklaştı. "Eeh nasılsın?"
-"Nasıl olayım, bildiğin gibi, sen?"
"Nasıl olayım, senin gibi." Ve yine gülümsememe sebep oldu. "Ne yapıyordun?"
-"Film izledim ve aslında uyuyacaktım şimdi."
"Gideyim mi o zaman?"
-"Gitme." Onsuz kalmak hiç istemiyordum, belki onunla son iki günümüzü yaşıyorduk ve bu son iki günü mutsuz bir şekilde geçirmek istemiyordum. Talatın her zaman yanımda olmasını istiyordum.
Talat bana baktı ve hafif kirli sakalının altından bir gülümseme gördüm. Gülümsemesi kalbime dokundu... Yeşil gözlerine baktım ve ona tekrar aşık oldum. Bu kadar güzel gözleri olduğunu önceden hiç fark etmemişim. Birden elimi tuttu bende ona sımsıkı sarılmak ve bir daha da bırakmak istemedim. Bende aynen onu yaptım ona sımsıkı sarıldım. Saçlarımla oynadı bende kokusunu içime çektim. Yavaşça kollarımı ondan çözdüm ve yine yeşil gözlerine baktım. Kendimi adeta kaybediyorum o gözlere bakınca. Talat bana biraz yaklaştı bende hemen konuşmaya başladım.
-"Benim bayağı bir uykum geldi." Talat biraz geriye çekildi ama yinede gülümsüyordu.
"Sen uyu ben giderim sonra olur mu?"
-"Olur" dedim. Talat yatağa oturdu bende kafamı omzuna koydum. Talat bir eliyle saçlarımı okşuyordu, diğer eliyle de elimi tutuyordu. Kendimi onun yanında güvende hissediyordum ve uyumaya çalıştım. Son hissettiğim şey Talatın kafama bir öpücük kondurduğudu.
Ezan sesiyle uyandım ve hemen doğruldum. Ne kadar da özlemişim Ezan sesini duymak. İnsanın içine bir ferahlık, bir mutluluk veriyordu. Gözlerimi odada gezdirdim ve Talatın yanımda uyduğunu gördüm. Boynum biraz tutulmuştu ama onu görmem yine gülümsememe sebep oldu. Onu sessizce yanağından öptüm ve yavaşça gözlerini açtı. Beni görünce o da gülümsedi ama birden bir hışınla ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime yazılan en güzel İsim
RomanceHava soğuktu. Eylül ayı gibi değildi. Rüzgar esiyordu ama yinede güzel di hava. Arada saçlarım yüzüme doğru geliyordu ve gerçekten çok zorluk çekıyordum simidimi yemekte. "Biliyormusun, bazen bir insanı deniz gibi seversin. Her huyu güzeldir, deniz...