bölüm 35

10.6K 781 206
                                    


Yorum istiyorum bol bol

Cihat;

Sözleştiğimiz gibi bugün sabahtan kampa gidecektik. Her şeyi hazırlamıştım bile. Sadece Arem eksikti.

Kapının önündeydim. Burası mahallenin girişindeki tek villaydı. Saray gibiydi ve çocukluğumuzdan beri imrenerek baktığımız bir yerdi burası. Eskiden etrafında hiç bina yokmuş ve buralar hep ormanmış, öyle derdi annem.

Aremi bekliyordum. Bana hemen geleceğim demişti ama 15 dakikadır öylece Harun amcayla bakışıyorduk. Eli arada beline gidiyor sanki Areme bir şey yaparsam seni vururum süsü vermek için silahını gösteriyordu bana.

Bu yaptığına gülmek istesem de korkum ağır basıyor geriliyor ve öylece kalakalıyordum.
"Nerede kalacaksınız?"

"Buraya yarım saat uzaklıktaki koyda kamp yapacağız Harun amca." Dedim tedirginlikle.

"Aremi gelince kontrol edeceğim. Bir şey yapmış olursan hem de aremden izin almadan ,seni vururum. Tereddüt bile etmem. Zaten çok üzüldü benim küçüğüm."

"İstemediği bir şeyi asla yapmam efendim zaten. Beni tanıyorsunuz. "

"Tanıyorum tanımasına ama yine de uyarayım. Hazarı da ben büyüttüm ama adam harici her şey oldu."

"Bir haftadır ortalıkta yok Harun amca. İyi mi kendisi?"

"Fransaya gönderdim. Türkiyeye gelirse yasal olarak reddederim evlatlıktan. Bıktım onun piçliklerinden. "

"İyi yapmışsınız efendim." Diyerek onaylamıştım Harun amcayı.

Eren amca çıktı ardından kapıya.
"Cihatım yakışıklı adamım naber?" Dedi neşeyle. Onun bu neşesi hem Harun amcayı güldürmüş hemde benim moodumu yükseltmişti.

"Iyiyim, uğraşıyorum işle güçle Eren amca. Sen nasılsın?"

"Iyiyim hayatım. Evdeki ordumla uğraşıyorum. Baban Nihat abiye söyle ona küstüm, bir aydir hiç gelmedi bize." Dedi sitemkar bir şekilde.

Güldüm "Şule yakında evlenecek ya onunla uğraşıyor, unutmuştur."

"Ya ben unutulacak insan mıyım Allah aşkına. Ayıp ya ."

"Haklısın Eren amca. Ben konuşurum babamla."Demiştim Arem bana doğru yürürken.

Sonunda gelmişti. Hızla vedalaştık ve arabamla yola çıktık. Yarım saatte geleceğimiz yere varmış yolda bolca sohbet etmiştik.

Yanakları hiç olmadığı kadar kızarıktı. Nedenini sormak istesem de daha da utandırmak istemiyordum.

Çadırı kurmuş tüm hazırlıkları bitirdikten sonra akşama kadar koyda dolaşmıştık. Sohbetin dibine vurup grup hakkında da dedikodu yapmıştık. Bolca gülmüş tüm yaşanan olumsuzlukları geride bırakmıştık.

Akşam olduğunda ben ateşi yakmıştım. Arem ise saklama kaplarında getirdiği yemekleri hazırlamıştı. Güle oynaya yemeğimizi de yiyip ateşin başına oturduk. Denizin kenarındaydık. Bir süre sessiz bir huzur eşlık etti bize.

Ardından Arem bu sessizlikten sıkılmış olacak ki "Neden bana yaklaşmıyorsun?" Dedi yanakları daha da kızarırken.

"Kucağımdasın Arem ,daha ne kadar yaklaşabilirim ki?"

"Öyle değil. Of çok utanıyorum. Boşver."Dedi önüne dönerken.

"Güzelim utanma benden. Neden utanıyorsun ki. Sana yaklaşmıyorum çünkü çok utanıyorsun, sonra pişman olmanı istemiyorum."

"Buraya gelmeden önce Egeyle konuştum. Bana bir şeyler dedi. Ondan dolayı utandım. Ben istiyorum. Seninle bir olmak fikri beni mutlu ediyor." Dedi gözlerimin içine bakarak.

Bundan cesaret alarak elimi yanağına koydum ve onu öpmek için eğildim. Dudaklarımız buluştuğunda beynimde küçük bir şimşek çaktı.

Bu bizim ilk öpüşmemizdi.

Uzun bir süre masumca öpüştükten sonra Arem kucağıma iyice yerleşti ve bu öpüşmeyi tutkulu bir şekilde değiştirdi.

Dudaklarımla dudaklarını öpmeyi bırakıp boynuna yöneldim. Her bir zerresini öpmek istiyordum. İçim yanıyordu sanki.

Boynunun her tarafını öptükten sonra kalçalarından tutarak ayağa kalkmış çadıra ilerlemiştim. İçeriye girince tekrar bir öpüşme başlatmış kıyafetlerimizi çıkartmıştım.

Çıplak kalan gövdesine baktım. Parlıyordu. Göğüslerinden başlayarak vücudundaki her yeri öptüm. Arem ise arada beni yönlenmiş arada da inlemişti.

Hararetle başımı kaldırdım ve "krem yok."Dedim Areme bakarak. Yanakları  kulaklarına kadar bir anda kızardı ve çantasını göstererek "Ege al demişti. "Dedi.

Kendisini bana teslim etmek konusunda tereddüt etmeyen bu küçük adamı şuan yiyordum işte. Tam da istediğim gibi. Dünyalar tatlısıydı.

Elimi çantasına atmış zar zor kremi bulmuştum. Ardından parmağıma bulamış Aremin deliğinin çevresini de kremleyip tek parmağımı yavaşça içine itmiştim.

Çok dardı. Uzunca bir süre alışmasını bekleyip sırasıyla ikinci ve üçüncü parmağımı itmiştim içine. Bunu yaparken de bolca öpmüş sakinleşmesi için elimden geleni yapmıştım.

Parmaklarıma tamamıyla alışmasının ardından parmaklarımı çıkarmış kendimi de kremleyip girişine dayadım. Yavaşça içine itmeye başladım kendimi. Çok yavaş ilerlesem de Arem acıyla inliyor kendisini geriye çekiyordu.

Sakinleşmesi için bir süre durdum fakat acı geçmiyor benim de canımı yakıyordu. Yarısına kadar alabilmiş gerisinde canı acıdığı için kendimi durdurmuştum.

Şimdi de ikimizin de canı yanıyordu. Bende kendimi bir anda içine tamamıyla itmeye karar vermiştim. "Özür dilerim birtanem."demiş kendimi tamamıyla itmiştim.

Acıyla çığlık attı. Bende hırıltılı bir inleme bıraktım ortama. Kaskatı kesilmiştik. Kıpırdarsam Aremin canı yanacağı için kıpırdamıyordum.

Uzunca bir süre beklemiştim olduğum yerde. Arem hafifçe kıpırdadı ve hareket etmem için ellerini saçlarıma götürdü. Bende hareket etmeye başladım.

Tüm deniz kenarında inlemelerimiz duyuluyordu. Umurumuzda bile değildi bu. Sadece birbirimize odaklanarak sabah etmiştik.

Biz artık tek kişiydik.

Bu sikik smut işini de beceremiyorum
Yazmayı da sevmiyorum
Ulan ya

Neyse aremin ikiye ayrilis hikayesiydj bu
Geçmişler olsun kendisine

Bölüm nasıldı

Sizi seviyorum 💜

ağır mısın abi [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin