✾
✾
Yer:Lincoln/Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı
Zaman: 1785
"Kont Julian" dedim kapıyı tıklatırken. "Prens Hector sizi bekliyor."
"İçeri gel." dedi kapının ardındaki kişi yumuşak bir tınıyla. Kapıyı açarken moralim bozuk, sanki biraz önce olduğu gibi tekrar Azar iştiecekmiş hissiyatına kapılmıştım. Dedim ya, kırılgan bir çocuktum. Ne zaman ki biri bana kızsa hala 5 yaşındaki halim gibi, gözlerim dolar, küserdim hayata. Bir erkeğe ise kırılgan olmak yakışmıyordu.
İçeri girdikten sonra eğilip selam vermiş, piyano başında oturan Kont'a bakmıştım. Önünde notalarla dolu kağıtlar, parmakları piyano tuşlarında ancak çalmıyordu. Kont Julian diğer kontların aksine daha sempatik ve konuşkan biriydi. Ağırbaşlı biri olmaktan ziyade yersiz ve çoğu zaman müstehcen sayılabilecek şakalar yapar, kendi kendine eğlenirdi. Kitaplarda okuduğum zengin ve çapkın beyefendiydi Kont Julian.
"Hoşgeldin." dedi taburesini çevirip bana dönerken. Yüzünde ufak bir tebessüm vardı. Saçları yeni uyandığını belli edercesine dağınık, ipek pijamaları ise hala üstündeydi.
"Hoşbuldum efendim."
"Hector beni mi çağırıyor demiştin?"
"Evet. Leydi Valentina geldi, Kont Christopher ve Prens aşağıda. Sizi de bekliyorlar."
Yanlış fark etmediysem Leydi Valentina'nın adı geçince gözlerini devirmiş ve iç çekmişti. "Yine mi?" dedi memnuniyetsiz bir ses tonuyla. Anlaşılan Leydi'den pek hazzetmiyordu.
"Çay saatine daha var, şimdilik gelmeyeceğimi söyle." derken oldukça kendinden emindi. Üstelemek ve sorgulamak istemediğimden başımla selam verip çıktım odadan. Umarım Kont Julian'ın gelmemesinin azarını da ben işitmezdim.
Salona indiğimde Sephora, Prens, Kont Christopher ve Leydi Valentina beraber oturmuş çay/şarap -her ne ise- içiyorlardı. "Efendim, Kont Julian çay saatine kadar gelmeyeceğini söyledi."
"Şu çocuk..." diye mırıldandı Kont Christopher bıkmış bir edayla şakaklarını ovuştururken. "O ve Milan ile ne yapacağız biz?"
Bunu söylerken küçük çocuklarının yaramazlığından yakınan bir baba gibi görünüyordu.
"Julian bizi dinliyordur muhtemelen. Ben Julian ile sonra konuşurum, endişelenme.' dedi Leydi çayını bir kenara bırakırken. "Şu an o ikisinin asiliğinden daha büyük bir sorunumuz var."
Prens'in bakışları Leydi'ye odaklanmış dikkatle söyleyeceği şeyi bekliyordu.
"Topraklarda bir Assamit dolaşıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camarilla | Hyunlix
Fanfic'Ve sen Felicia, tıpkı adın gibi uğur getirdin heder olmuş asırlarıma...'