1.4

560 57 142
                                    

Son satırlara doğru hafif smut olabilir, isteyen geçsin. Ayrıca bu hikayeyi ilk yazmaya karar verdiğimde öylesine yazıyordum, yayınlamakta bile kararsızdım o yüzden saçmaladığım yerler varsa sakın söylemekten çekinmeyin.
Ve bu bölümde Eddie pek olmadığı için üzgünüm. Diğer bölümde telafi edilebilir belki. 😌🤭

-------------------------------

Sabah neredeyse okula geç kalacağım için Steve'i bile unutup koşarak evden çıkmıştım. Üstüme ne giydiğimi bile bilmezken boş çantamda ders kitaplarım da yoktu. Neyse ki son dakika yetişip sınıfa girebilmiştim.
Ders başladığı sıra bir defter ve kalem çıkarıp defteri karalamaya başladım.
Bugün doğum günüm olduğu için Steve ile küçük bir kutlama yapacaktık.
Aslında ona ne kadar gerekli olmadığı konusunda ısrar etsemde kararından vazgeçirememiştim.
Yine de bugün öyle olsa da, hiç doğum günümdeymişim gibi hissetmiyordum. Sanki bir şeyler eksik gibiydi ama ne olduğunu da bilmiyordum.
Teneffüslerde tek başıma dışarı çıkıp derse geri giriyordum. O kadar sıkıcıydı ki. Etrafta ne Steve, Robin, Dustin ya da görmeye alışık olduğum başkaları vardı. En önemlisi Steve'i merak ediyordum, bugün onu düşünmeden evden çıkmıştım ve o okulda bile yoktu.
Neyse ki zaman hızlı geçmişti ve okuldan çıkabilmiştim.

Eve gitmek için uyuşuk adımlarla yol almaya başladım. İster istemez o yöne doğru baktığımda bir iç çektim. Onu her zaman orada bekler bir şekilde görmeye alışmıştım. Şimdiyse orası bomboştu. Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibiydi.

Çok geçmeden eve gelip kapıyı açmaya çalıştım. Açılmadığında zile bastım ama yine açan olmamıştı. Bir kez daha açmaya yeltenip bu sefer hiç uğraşmadan açıldığında etrafa baktım.

"Steve?"

Sanırım ortalıklarda yoktu. Nerede olabileceğini de bilmiyordum.
Çantamı koltuğa fırlatıp, ardından oturduğum sıra gözlerim bir mendille kapatılmıştı.

O anki şokla hareket dâhi edemezken Steve kulağıma yaklaşıp

"Yavaşça kalk ve beni takip et." demişti.

Onun olduğunu anladığımda yakaladığım koluna vurdum.

"Aptal! Az daha korkudan ölüyordum. Hem sen sabahtan beri neredesin? Tüm bu saçmalıklarda ne?"

"Çok konuşma da beni takip et, Lesley."

O bana gülerken dediğini yapıp elimi tutmasına izin verdim.
Bodrum katı olduğunu tahmin ettiğim yere doğru gidiyorduk çünkü alan gittikçe alçalıyordu.
Kalbim delicesine çarparken gözümdeki mendil ışıklarla birlikte açılmıştı.
Sabah okulda göremediğim için meraklandığım onca kişi şu an karşımda duruyordu.
Dustin, Mike, Nancy, Steve, Robin hatta Jonathan ve Chrissy bile buradaydı.

"Sürpriz!"

Hepsi bir ağızdan bağırıp konfetileri patlatmışlardı.
Açıkcası bunu hiç beklemiyordum. Benim için bir arada olup uğraşmaları... beni oldukça mutlu etmişti.

"Sizler! Sabah bir şey olduğunu sanıp endişelendim! Meğer tüm gün bununla uğraşmışsınız..."

Yanlarına gitmeden önce Steve'e sarıldım.

"Teşekkür ederim."

Onlarla konuşurken Dustin ve Mike ortadaki pastayı yakmaya çalışıyorlardı. Herkes hallerine gülerken ben ise başka birini daha arıyordum.

Etrafımda yavaşça dönerken arkası buraya dönük biraz uzağımızda olan birini gördüm. Kim olduğunu seçemediğimden Steve'e doğru yaklaştım.

86's Baby. • Eddie Munson •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin