SINIR: 100 OY, 50 YORUM. (Sınır geçildiği an yeni bölüm gelecek!)
Oy ve yorum bekliyorum bol bol aşkolarrrr 💋❤
[Göksel- Sen Orda Yoksun]
Mirza abi sessiz adımlarla beni odaya taşırken, zihnim tamamen kapandı. Kendimi o an güvende hissettiğim kokuya ve bedene teslim ettim.
Üzerimde hissettiğim güneşin yoğun sıcaklığı ile gözlerimi aralamaya çalıştım. Bedenim sanki uzun zamandır huzurlu bir uykuya hasret gibiydi. Zihnim biraz daha uyumanın sinyallerini veriyordu ancak güneşin yakıcı etkisi tekrardan uykuya dalmamı etkiliyordu.
Kirpiklerim iç içe girmiş gibiydi. Bacaklarımda hissettiğim pikeyi itmeye çalıştım uyku mahmurluğu ile. Derin bir nefes çekerken, burnumun içinden girip tüm bedenime bir koku yayıldı. Çok güzel bir kokuydu. İnsanın burnunun direğini sızlatan cinstendi. Hayatım boyunca belki de böylesine güzel bir kokuyu içime çektiğimi hatırlamıyordum. Gözlerim kapalı, hala o duyumsadığım kokuyu içime çekerken yaşamım boyunca hep bu anda kalmak istediğimi fark ettim.
Sanki bedenim hissettiği tüm kötü duygulardan arınmış, olabildiğince hafiflemiş gibiydi. Bir bebek kadar tertemizdim o an.
Zihnim bir az olsun kendini toparlayıp dün geceden geriye kalan silik anıları gözlerimin önüne getirdi. Burnumun direğini sızlatan bu koku da anıların arasından bana el sallıyordu.
Amber ve odunsu karışımı koku...
Birinin kolları arasındaydım ve duyumsadığım ilk şey bir dokunuş değil, bu koku olmuştu.
Birinin kolları arasındaydım?
Zihnim söylediğim cümleyi tekrar ederken kaşlarımın çatıldığını hissettim. Dün gece uyku ile uyanıklık arasında biri beni taşımıştı. Üşüdüğümü dile getirdiğimi hatırlıyordum, ısınmaya çalıştığımı. İri bir bedenin beni kolları arasına aldığını, ona sokulduğumu hatırlıyordum.
Gözlerimi kendimden beklenmeyecek bir hızda, korkuyla araladım. Bakışlarım ilk olarak beyaz tavanla buluştu. En son terasta, gökyüzüne bakarken uyuyakalmıştım. Oysa şimdi bir odada açmıştım gözlerimi. Üstelik bu oda, bana yabancıydı. Seray'ın odası değildi.
Üzerinde uzandığım, siyah çarşaf serili yatakta gözümü gezdirdim kısaca. Uzanır vaziyette olan bedenimi toplayıp yatakta oturur hale geldim. Üzerimdeki pijama takımı yatışımdan dolayı kısalmıştı sanki. Üstün körü üstümü düzeltmeye çalıştım.
Sonunda kendimi toparlayabildiğimde bakışlarım etrafta gezinmeye başladı yavaşça. İçinde bulunduğum odada siyah ve gri renkleri hakimdi. Üzerinde oturduğum yatak içine birkaç tane ben sığdıracak kadar kocaman, bir erkeğin yatması için de gayet idealdi. Odanın duvarları grinin en koyu tonuydu sanırım. Yatağın iki yanında siyah komodinler, hemen yanında büyük bir dolap vardı. Yatağın tam karşısında da bir çalışma masası bulunuyordu.
Dolabın ortasını boydan boya kaplayan aynadan kendimi izledim. Aynadaki yansımam, benden uzaktı. Kendime yabancı bir odada, kendime yabancıydım tam o an. Ama hissettiğim yabancılığa tezat kalbimdeki yükün bir o kadar hafiflediğini de hissedebiliyordum.
Sanki bir süre daha burada kalsam, tüm kötü duygulardan ömür boyunca kurtulacakmış gibiydim.
Bakışlarımdaki karmaşıklık aynaya yansımıştı. Gözlerim yorgun bakıyordu aynanın tam karşısında gördüğü bana. Yüreğimin kıyısına vuran minik dalga içimde etkisini hissettirirken derin bir nefes çektim. Gerçeklere dönmeye çalıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN VAKTİ
General FictionHepimizin yoğun çabalarla kat etmeye çalıştığı bir yol, şüphesiz her çıkmazda üzerine kapanan bir kapı vardı. Ben Hazan. Bana yuva olan mahallede tatmıştım tüm duygularımı. Aşkı da, nefreti de ve yarı yolda kalışımı da... Küçük bir kızken gönlüme bi...