⁰⁴

192 24 57
                                    

"O, gerçekten çok güzel."

Bakışlarını gökyüzüne sabitlemiş arkadaşının oradaki bulutları ve mavi gökyüzünü değil, bir haftalık sevgilisinin yüzünü gördüğüne emindi.

"Bazen onun yanındayken öz güvenimi kaybediyorum. Onun gibi birini hak ediyor muyum, emin değilim."

"Saçmalama, sen harika birisin." Haruto'nun söylediklerine karşılık Doyoung sadece gülümsemekle yetindi.

Son dersleri boş olduğu için kendilerini çimenlere atmış, çantalarını yastık gibi kullanarak uzanmışlardı.

Arka plandan gelen bağrışma sesleriyle Haruto başını kaldırarak merakla seslerin kaynağını aradı.

"Alt sınıflar su savaşı yapıyor. Müdür bunu görürse başları belaya girebilir." dedi tıpkı onun gibi sesleri merak ettiği için kalkıp oturmuş olan Doyoung.

Hiç acımadan şişelerdeki suyu birbirlerinin başından aşağı boşaltan öğrencileri izlemek eğlenceli olduğundan bir süre sessizce oturdular.

Sonra Haruto birini gördü.

Çok tanıdık birini.

Bakışlarını, uzun boylu bir çocuk tarafından kovalanan ve her seferinde litrelerce su başından aşağı başarılı bir şekilde döküldüğü için söylenen çocuğa odakladı.

"Eyy, yüzündeki o gülümseme de neyin nesi?"

"Ne gülümsemesi?"

"Kime bakıyorsun sen?"

Doyoung, Haruto'nun bakışlarını takip ettiğinde odağına giren kişiyle gülmeye başladı. "Yoksa birileri dövmesi gereken çocuktan mı hoşlanıyor?"

"Hayır, doğrusu tüm bunlar olmadan önce zaten ilgimi çekiyordu ama,"

"Ama?" Doyoung hâlâ kendisine bakmayan arkadaşına imalı bir sesle sordu.

"Şimdi onu dövmek istiyorum."

"Evet, anlıyorum. Emin ol bunu söylerken sesin gerçekten istekli çıkıyor."

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Haruto kıstığı gözlerini zorlukla arkadaşına çevirdi. "Elbette. Dostum, doğruyu söylemek gerekirse onu dövmek istiyor gibi değil de öpmek istiyor gibi görünüyorsun."

Haruto sert bir şekilde Doyoung'un ensesine vurduğunda, acıyla bağıran çocuk sızlayan ensesini ovuşturmuştu. "Aşk düzgün düşünmeni engelliyor olmalı. Aptalca konuşuyorsun."

Doyoung karşılık olarak dizine tekme attı ve "Kıskanıyorsun." dedi.

"Her neyse,"

Haruto tekrar başını çantasına yaslayarak uzandı ve gözlerini çıkış zili çalana kadar kestirmek için kapattı. "Git sevgilinle falan mesajlaş, ben uyuyacağım."

°°°

jeongwoo
sana bir iyi bir de
kötü haberim var

önce hangisini
öğrenmek istersin

tanrı tipine vermiş
kötü olanı

jeongwoo
farklı sınıftan olan
yaşıtlarımla başım dertte

küçük bir ihtimal
kendilerini bir bok sanan
aptal birkaç kişi tarafından
tehdit edilmiş olabilirim🙄

tanrı tipine vermiş
güzel şimdi kötü olanı anlat

jeongwoo
bu zaten kötü olandı -_-

İYİ HABER!

beni tehdit ettiklerinde
üst sınıflardan çok havalı
yakışıklı güçlü ve cesur birinin
benim arkadaşım olduğunu
ve bana dokunurlarsa
onların işini bitireceğini
bu yüzden beni rahat
bırakmalarını söyledim😌

tanrı tipine vermiş
arkadaşın olan kim
söyle de tanışıyorsak
hayatımdan çıkarayım

jeongwoo
sensin👉🏻👈🏻

tanrı tipine vermiş
güzel şaka

jeongwoo
lütfen ONLARLA KAVGA
ETMENE GEREK BİLE YOK

sadece yanında gezsem ve
beni yanında görseler yeter

kısa sürede peşimi
bırakacaklarına eminim

tanrı tipine vermiş
seni tehdit edenlerden
kurtulmak için seni
tehdit eden başka birinin
arkasına mı saklanacaksın

jeongwoo
oh bu kabul ettiğin
anlamına mı geliyor

tanrı tipine vermiş
ben öyle bir şey söylemedim

jeongwoo
bana arkama mı
saklanacaksın diye sorarak
tam olarak öyle demiş oldun

yani buradaki tek sıkıntı
sana güvenip güvenmeyeceğim

dert etme ruto
sana güveniyorum🥰

tanrı tipine vermiş
bilinçaltımı manipüle
etmeye mi çalışıyorsun

jeongwoo
manipüle ne

doğruyu söylemek gerekirse
senin kadar zeki olmadığım için
neyden bahsettiğini anlamadım

tanrı tipine vermiş
sen

cidden

...

kelimelerin bittiği yerdeyim

jeongwoo
yarın görüşürüz

kanka🤛🏻😉

bodyguaruto
haruto hyung* jeongwoo

ben senden büyüğüm

jeongwoo
tabii her neyse

×××

😼

89ıq✘haruwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin