-GK-3

142 40 0
                                    

Multimedya; Sarılmaları olarak düşünebilirsiniz.

Kapıyı açmamla yere yığılması bir oldu Güzel Kadının. Hızla kucağıma alarak odama taşıdım. Dün ki gibi yatağa yatırdım. Çok fazla şarhoştu Güzel kadın. Neden bu kadar içiyordu? Onu bu duruma ne getirdi? Hiç birinin cevabını bilmiyorum. Tek bildiğim şey, şuan yatağımda yatan bedenin bana birşeyler yaptığıydı.

Güzel Kadının yanında beklemeye devam ederken sıçrayarak kendine geldi. Yanında beni gördükten sonra bir an affalasada daha sonra olanları hatırlamış olacak ki "Özür dilerim." Diye sessizce fısıldadı kadın.

"Neden?" diye merakla sorduğumda cevap verme girişiminde bulunmadı Güzel kadın. Bir süre haraket etmeden durdu, bir şeyler düşündü. Şuan aklından geçenleri bilmek için neler vermezdim ki.

Bir süre sonra açıklama yapması gerektiğini hatırlamış olacak ki yavaşça bana yaklaşarak oturdu yanıma Güzel kadın.

"Bak" diye başladı sözlerine, devam et derecesine gözlerine baktım. "Neden buraya geldim bilmiyorum.Ama buraya gelince sanki yanlız olmuyorum gibi, çünkü.. Çünkü sende benim gibisin sanki. Sende yanlızsın değil mi? Hiç kimse yok etrafında. Seni sevenler yok. Sende yanlızsın işte , benim gibi. Bunu biliyorum çünkü , anlaşılıyor gözlerinden. Yalnızlığı belli ediyor." Diyerek sonlandırıldı konuşmasını.

Hazmetmeye çalıştım söylediklerini. Bu kadar mı belli oluyor yalnızlığım? Ben sanıyordum ki,etrafta dolaşan mutlu mesut insanlar gibi gözüküyorum.

Birşey söylememe izin vermeden yerdeki çantasını alıp kapıya doğru yürümeye başladı. Kısa süre sonra dış kapının kapanma sesi geldiğinde tekrar yalnızlığımla kaldığımı anladım, tekrar ve tekrar yalnızlığımla baş başa.

___

Saat gecenin üçü olmasına rağmen hala yatağımda bir bu tarafa, bir o tarafa dönüp duruyordum. Sözlerini hazmetmiş sayılmam. Tamam, yanlız olabilirim ama bundan hiç gocunmadım.

Aklıma gelen saçma sapan bir fikirle evinin önüne gitmeye karar verdim. Uzandığım yataktan doğrularak yan taraftaki masanın üzerinde duran kazağımı üzerime geçirdim.

Oturduğum eski binadan çıkarak evine doğru yürümeye başladım. Bir süre sonra evinin önüne geldiğimde Güzel Kadının balkonda oturduğunu gördüm. Sokak lambaları yardımıyla yüzünü seçmek çok zor olmamıştı. Ama Güzel kadın ağlıyordu. Yine ve yine.. Ağladığını gördüğüm anda oturduğum büyük taşın üstünden hışımla kalkarak evine doğru yürüdüm.

Kapıyı çalmaya başladığımda uzun bir süre açılmadı. Ama ısrarla kapıya vurmamdan gitmeyeceğimi anlamış olacak ki kapıya tam vurmaya hazırlanırken kapı açıldı. Karşımda aglamaktan gözleri kızarmış fakat hala güzelliğinden bir şey kaybetmeyen Güzel Kadın duruyordu.

Hızla bana sarıldığında bir hayli afallamıştım. Şoku biraz atladığımda kollarımı incecik beline sardım. Sarılmamla ağlaması dahada şiddetlenmişti. Bir süre daha huzurla durduğum yerden -kollarının arasından- kendimi çektim.

"Neden ağlıyorsun?" Diye sorduğumda kendine birazda olsa gelmişti.

"İşte." Diye boş bir cevap verirken kapıyı açık bırakmış eve doğru yürümeye başlamıştı. Peşinden bende ilerlemeye başladığımda evi gözlerimle süzüyordum. Oldukça eskiydi, tavan neredeyse başımıza yıkılacak şekildeydi ve halıya toz denecek şeyler dökülüyordu. Ama eski olmasına rağmen temizdi.

Tekli bir koltuğa oturmuş bana bakıyordu Güzel Kadın. Kısa süren sessizlikden sonra "Burayı nasıl buldun?" Diye sordu.

Ne cevap vereceğimi bilemediğimdem "Tesadüf. Yürüyordum, ağlama sesi duydum. Sonrada senin olduğunu gördüm." Diye saçma bir cevap verdim fakat kadın inanmamış olacak ki "Beni takip ettin değil mi?" Diye tekrar sorusunu bana yönelti.

Doğruyu söylemek istediğimden "Ah, evet." Diye bir cevap verdim.

Kadın, gülümsedi. Ben gülüşünde kaybolurken konuştu; "Aslında biliyor musun, buna sevindim. Sanki yanlız değilmiş gibi. Çok güzel bir duyguymuş. Teşekkür ederim." Dedi.

Bir cevap vermedim, veremedim. Kısa süre bekledik. En sonunda en çok merak ettiğim soruyu sorma fırsatı elime geçti diye düşünerek mutlulukla sordum. "Adın ne?" Bakışlarını bana çevirdi. "Deren." Diyerek cevabını verdikten sonra kafasını televizyona çevirdi ve ekledi. "Senin?" Anında cevap verdim. "Çağkan" tekrar bana dönmeden konuştu. "Güzel isim."

"Teşekkürler, seninki de öyle." Dediğimde kafasını sallama yetindi. Artık gitmem gerektiğini anlayıp konuştum. "Ben artık gitsem iyi olacak."

Sessizce cevap verdi "Peki." Bakışlarında sanki gitmemi istemiyormuş gibi bir hal vardı. Kapıya doğru yürümeye başladığımda oda peşimden geliyordu. Kapıyı açıp dışarı çıktım ve kadına doğru dönerek "Görüşmek üzere, Deren. " Diye konuştum. Laf olsun diye söylememiştim bunu. O beni görmese bile ben onu uzaktan da olsa görecektim.

Kendinden emin bir şekilde konuştu. "Hoşçakal, Çağkan." ...

GÜZEL KADIN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin