01.10.2013
-Kesin sesinizi! Zırladığınızı duyarsam hepinizin gırtlağını keserim!
Japon asker yerde oturtulmuş Koreli gençlere bakarken gözlerini etrafta gezdirerek istediği çocuğu aradı. Sonunda onu duvar kenarında bulurken sırıtarak ona yaklaşmaya başladı. Kartpostallarının fayans zeminde çıkardığı sesler ona daha çok zevk verirken yerde dayak yemekten baygınlık geçiren Koreli gençler o halleriyle sürünerek o iri postalardan kaçınmaya çalıştı. Birkaç tanesi şanssız olacak ki o postallardan nasibini alırken sonunda istediği yerde durdu. Japon asker sırıtarak ayaklarının dibine bakarken gözlerini diktiği zavallı genç ürkerek duvar kenarına sığınmaya çalıştı. Başı öne eğik olduğu için uzun sarı saçları yüzünü gölgelerken omuzundan kayan gömleği çıplak omzunu ortaya serdiyordu. Bu güzel görüntüyle daha çok keyiflenen asker zevkle ıslık çalırken yerdeki genç kafasını titreyerek kaldırırken sonunda tacizcisiyle yüz yüze geldi. Patlak dudakları korkuyla titrerken kahverengi gözlerinden akmak için izin isteyen gözyaşlarıyla askere baktı. Dün ona yaptıklarından sonra burada tutulan diğer çocuklara kıyasla korkusu iki katıyken zayıf dizleri onu taşımayıp kalçasının üzerine düşmesine sebep oldu. Düşünce düğmeleri kopan gömleği tamamen omzunu meydana serince eliyle kapatmaya çalıştı. Bu çaresiz direnişi alayla izleyen asker vaktinin olmadığını fark edince yere eğilip ondan çekinen çocuğun kolundan kavrayıp ayağa kaldırdı. Zavallı çocuk hıçkırarak olmayan gücüyle direnmeye çalışırken güçsüz bacaklarıyla adama doğru çekildi. Dilini anlamadığı askere yalvarırken o odada bulunan bütün çocuklar korkuyla müzik sınıfının başkanı olan Jeonghan'ın çekilişini izledi.
Yüzünün ve sesinin güzelliğiyle bilinen Jeonghan ağlayarak Japon askere yalvarırken asker en sonunda sıkımış olacak ki hızla Jeonghan'a dönüp tokadı yüzüne geçirdi. Etrafta Jeonghanın yüzüne atılan tokatın sesi yankılanırken aldığı darbeyle yere düşen Jeonghan korku ve acıyla titredi. Tekrar tokat yemenin korkusuyla yalvarmaya son veren Jeonghan hıçkırarak geri geri sürünürken adam etrafta oluşan sessizliğe bakıp sırıttı. Onları anlamayan korku dolu gözlere bakıp yerdeki Jeonghan'ı işaret etti. Kükreyerek
-Ağzını açan bunun için yalvaracak dereceye gelir! Duydunuz mu beni?
Diyerek etrafı sesiyle titretirken odada yankılanan tek ses Jeonghan'ın hıçkırıklarını oldu. Asker onu anlamasa da ne demek istedikleri belli ettiği gençlere bakarken sessizlikten memnun olup hızla yere eğilip ağlayan Jeonghan'ı kolundan tutup kaldırdı. Hızla onu sürükleyerek dolu odadan çıkarırken Jeonghan yalvararak kendini kurtarmaya çalışsa da başarılı olamadı. Sonuç olarak sürüklenerek arkadaşlarının olduğu kafesten çıkartılırken hıçkırıkları daha da şiddetlenmeye başladı ve en sonunda dün sokulduğu korkunç odaya ve adama itildi. Jeonghan acıyla yere düşerken etrafında dolanan ayak seslerini duydu. Korku bütün benliğiye ona saldırırken önünde diz çöken bir adam hissetti.
Jeonghan başını kaldırma cesareti bulamadan çenesi sert parmaklara yukarı kaldırılırken gözlerini kaldırma cesareti bulamadı. Sarı uzun perçemleri ıslak yüzünü kapatırken soğuk bir el yüzünde keşife çıktı. Dün vücudunu parçalayan bu eller şimdilik yüzünü keşfederken Jeonghan dayanamayıp yüzündeki elleri tokatlayarak yerde sürünerek kaçarken aniden yaptığını fark etti. Yüzleşmek için kafasını kaldırdığında gördüğü şey adamın kararan gözleriydi. Korkudan yay gibi gerilen sırtıyla donarken adam yavaşça ayağa kalktı ve onu reddetmeye cesaret eden sürtüğe doğru ilerledi. Jeonghan nefes almadan adamı izlerken ne olduğunu anlamadan kendini yüz üstü masaya yapıştırılırken buldu. Deli gibi kurtulmak için debelenirken kıyafetleri yırtıldı ve bilekleri masaya sabitlendi ve hemen ardından ayakları bağlandı. Sağ tarafının üzerine, masaya yapıştırılmış çırılçıplak bir şekilde dururken saçları tekrar yüzünü örttü. Ağlayarak kurtulmaya çalışırken ağzı da bantlanarak kapatıldı. Jeonghan acıyla inlerken ona acımayan adam bu sefer karşısına geçti. Jeonghan'ın güzel yüzüne bakıp sırıttı ve Jeonghan ne olduğunu anlamadan kalçasında derin bir acı hissetti. Acıdan boğazı yırtılırcasına bağırırken inlerken kalçasına ikinci kez inen kırbaçla ağladı. Nefes nefese terli vücuduyla çığlığı basarken adam saçlarını kavrayıp başını masaya sertçe çarptı. Bu hareket Jeonghanı sustururken Japon general Koreli gençle göz göze gelerek elini pantolonunu götürdü ve kemerini hızlıca açtı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Am Not A Slave
FanfictionTanrının bile unuttuğu Jeonghan'ı uyuşturucu baronunun elinden kim alabilirdi ki? Jeongcheol 21.34 04.07.2023