Tom ve Jullie

1. Bölüm - Tom'un büyük aşkı -

kaleme aldığım ( Tom ve jullie ) olan bu ilk hikâyem, Tom denen; ilk görüşte aşık olduğu ceylan gözlüm, Okyanus dalgaları misali bukleli saçlım dediği;
Ona çok değer veriyor, onu çok seviyormuş gibi yapıp sevmeyen jullie. İki gencin arasında geçen, sevgi dolu, aşk dolu çok güzel bir o kadar da zor ve çok acı verici hikayesini
anlatıyor. Ve bu hikaye gerçek hayattan uyarlanmış olup, gerçek bir insanın yaşamını ele alıyor..

İyi okumalar ❁ ❃

Yıl 2015 İstanbul lise yılları..

Merhaba ben Tom ve İstanbul spor lisesinde okuyorum 11. Sınıfım ve o lisenin yurdunda kalıyorum. Bir gün oda da ders çalışırken kapı açıldı ve benim çok sevdiğim arkadaşım, yoldaşım yıllardır aynı oda da kaldığım arkadaşım girdi odaya ve yanında biri vardı

Arkadaş:
-hey Tom bak kimi getirdim yeni bir arkadaş iyi birine benziyor seninde tanışmanı istedim ne dersin ??" Dedi

-Olur neden olmasın..

Kevin:
- selâm ben Kevin tanıştığımıza memnun oldum.

-Selam ben Tom, bende memnun oldum.

yeni bir arkadaş daha edindim ve umarım bu yılım daha güzel geçer, diğer geçen yılların olmadığı gibi..

Günlerden bir gün arkadaşlarla bahçede otururken karşıdan çok güzel bir kız geçti ve Kevin ona seslenerek!

Kevin:
- hey, jullie! Naber nasılsın?? Dedi

Jullie:
- iyidir senden naber?

Kevin:
- iyim bende

O sırada ben, o cennetten düşmüş kanatsız bir melek gibi, göklerde ki yıldızlar gibi parlayan o gözlere bakarken yüzümde oluşan tebessümün tarifi olmadığı gibi, içimde yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca uçuşan kelebekleri durduramıyorum bı türlü, belki de " ilk görüşte aşk" dedikleri şey budur.
KEVİN'e bakıp ona:

-kim bu tanıyor musun??

Kevin:
-evet, tanıyorum. Adı jullie aynı okuldan ve şehirden geldik.

Meğerse jullie iki yıldır bizim okulda ama ben görememişim ya da denk gelmemişizdir. Çünkü kendisi sessiz ve fazla konuşmayı, insanlarla fazla takılmayı sevmeyen biri idi...
Yüzümdeki oluşan tebessüm, ve aklımdan çıkmayan o gülüşün farkına varmasınlar diye, başımı masaya koyup gözlerimi kapattıktan sonra arkadaşlarımdan biri bana seslenerek!

Arkadaş:
- hey, Tomy bak! voleybol oynuyorlar kalk bizde oynayalım.

- sorry! Oynamak istemiyorum..

Arkadaş:
-hadii ama neden?

Ama voleybol oynayanların arasında jullie'nin var olduğunu görünce peki o zaman oynayalım dedim ve oynamaya başladık.
Tabi ben jullie'yi gördüğüm için oyuna oynamayı kabul ettim yoksa hiç halim yoktu...

Saat 01.27 yatma zamanı.

Başımı yastığa koydum ve uyudum, uyuduktan bir kaç dakika sonra, rüyama
Geldi.. JULLİE..

Melek gibi bembeyaz yüzü,
Okyanus dalgaları gibi dalgalanan o bukleli saçlar, yıldızlar gibi pırıl pırıl parlayan o gözlerle gözlerime bakarak sarıldı.
Rüya da olsa tüm dünyaların benim olduğunu hissetmiştim o an, hiç uyanmak istememiştim o rüyadan.
Onu rüyamda görünce sanki onu yıllardır tanıyormuş, onu yıllardır seviyor, ona yıllardır aşık gibiydim sanki. Öyle bir rüyaydı işte, öyle güzel bi o kadar da acı vericiydi. Çünkü benim olmayacağını biliyordum, onunla birlikte olamayacağımı biliyordum
Tıpkı "olmayacak duaya amin" demek gibi bı şey.
Neyse ki o acı veren düşünceyi unutup o anı yaşamak, o anı unutmamak istedim.

Saat 07.30 sabah
Her zaman ki gibi okul var ama kimin umrunda...
Melek yüzlü, Ceylan Gözlü, Okyanus misali bukleli saçlı kadını görmüşüm sonuçta rüyamda
Enerji; %100
Mutluluk: %1000
güzel bir güne uyanmanın tadını çıkarıyorum...

Okul biter ve ben her zaman ki gibi bahçede arkadaşlarla günlük aktiviteler yaparken, onu gördüm tek başına oturuyordu.. topladım bütün cesaretimi
Gittim yanına tanışmak için,
benim için ne kadar zor olsa da, onun için her şeyi yapmaya hazırdım.
Gittim yanına ve oturdum.

-merhaba, ben Tom nasılsın?

Jullie:
-merhaba memnun oldum, bende jullie!

- bende memnun oldum, aaa.... Şey.. isminiz çok güzelmiş, sizin olduğunuz gibi...

Jullie:
- aa teşekkürler, çok naziksin.

-hey güzellik basket oynamaya ne dersin??
Ve başlar o gün her şey...

Diğer bölümde
görüşmek üzere.. ❀ ✿ ❁ ❃