(Kanat Günay)
Okuldan sonra bir partiye davetlisindir. Ne kadar istemesen de herkes orada olacağı için gitmeye karar verirsin. O da orada olacaktır. Kanat... Okulun iyi kalpli kötüsü. Güzel yüzünün altındaki güzel kalbini saklamak için oynadığı kötü adamcılık yalnızca diğerlerinin dikkatini üzerine çekmemek içindir. Oysa sen onun içini görebiliyorsundur. Diğerleri gibi değildir o. Kendi zayıflıklarının üstünü örtmek için başkalarının zayıflıklarını ortaya atmıyordur. İyi biridir o.
Partinin yapılacağı eve vardığında ücretini ödeyip taksiden inersin. Oldukça büyük ve görkemli evin bahçe kapısından içeri girip müzik sesini takip ederek partinin kalbine ulaşırsın. Yalandan bir iki kişiyle selamlaştıktan sonra kendine bir içecek alıp sakin bir köşeye çekilirsin insanları izlemek için. Havuz başında yapılan parti şimdiden epey kalabalıktır. Kimi arkadaş grubu yiyip içerken kimisi eğlenceli muhabbetler ediyor, geleni geçeni izliyordur. Dakikalarca öylece etrafını izlersin. Sıkılmaya başlıyorsundur. Halbuki buraya eğlenmeye gelmişsindir. Yanına gidebileceğin birilerine bakınırken gözlerin mavi gömlekli birini buluverir sana: Kanat'ı. Onun da sana bakıyor oluşuyla göz göze gelirsiniz. Gözleriniz buluştuğunda yüzüne memnun bir gülümseme yayıldığını görürsün. Bu seni de istemsizce gülümsetirken bakışlarını ondan kaçırıp başka tarafa çevirirsin. Parti artık o kadar da sıkıcı değildir.
İlerleyen saatlerde eğlence havuz başına sığamamaya başlamıştır. Birbirini suya atanlar, kendini suya bırakanlar derken insanlar partiyi havuza taşımaya karar vermiş gibidir. Yavaş yavaş herkes tema değişikliğine ayak uydururken bu değişimin etkilemediği 2 kişi vardır: sen ve Kanat. Sen yüzme bilmediğin için yerinden ayrılmıyorsundur ama Kanat'ın neden havuza girmediğini anlamamışsındır. İyi yüzdüğünü okuldaki kızlar kendi aralarında konuşurken duymuşsundur. Belki de canı yüzmek istemiyordur diye düşünüp sorgulamaktan vazgeçersin. Havuza taşınan parti senin için iyice sıkıcılaşmaya başladığında artık gitmeye karar verirsin. Çantanı alıp oturduğun yerden kalkarsın ve ıslak yerlere dikkat ederek yürümeye başlarsın. Suya girip çıkanlara çarpmamaya özen gösteriyorsundur. Ama nasıl olduysa bir anda sana çarpan ıslak bir bedenle tutunmaya fırsat bulamadan kendini soğuk sularda bulursun. Korkudan ne yapacağını şaşırırken anlık şoku üstünden attığında suyun üstüne çıkmaya çalışırsın. Ne kadar çırpınsan da, kendini yukarı itmeye çalışsan da başaramıyorsundur. Sanki çırpındıkça daha da dibe batıyorsundur. Nefesin tükeniyordur. Bir an önce su üstüne çıkman gerekiyordur. Başaramıyorsundur. Ümidini yitirmeye başlarsın. Tam o sırada suda sana doğru gelen bir karaltı görürsün. O karaltı sana yaklaştıkça şekil buluyor, seni kurtarmaya gelen bir kahramana dönüşüyordur. Kahramanın seni tuttuğu gibi sudan çıkartır. Omuzlarına sıkıca tutunup derin bir nefes alarak ciğerlerini saniyelerdir hasret kaldığı oksijenle doldurursun tekrar.
"İyi misin?"
Kanat bir yandan kenara doğru yüzerken bir yandan seni sıkıca kendine yaslamış, suyun üzerinde tutuyordur. Hızlı nefes alışverişlerinin arasından onu başınla onaylarsın. Havuzun kenarına ulaştığınızda bir elinle kenara tutunurken bir elin hala Kanat'ın omzundadır. Aranızdaki mesafe o kadar azdır ki yüzüne vuran hızlı nefeslerini hissedebiliyorsundur. Dikkatle sana bakıyor, iyi olup olmadığını kontrol ediyordur. Üstündeki şoku hala atlatamadığın için öylece duruyorsundur. Nefes alışverişini düzene sokmaya çalışırken onun yaptığı gibi yüzünü inceliyorsundur sadece.
"Gel."
Kanat iki eliyle belini kavrayıp seni havuzun kenarına oturman için kaldırır. Hiç zorlanmadan seni sudan çıkartan elleri belinden göğsünün altına kayar fark etmeden. Sen kenara oturduğunda hemen ellerini çekerken mahcup bir ifade geçer yüzünden. Senin ardından hemen sudan çıkar ve kalkmana yardım eder.
"İyisin değil mi?"
Islanmış olmanın verdiği ürpertiyle titrer vücudun.
"Üşüyorsun. Bekle burada, hemen geleceğim." Seni havuzdan iki adım uzaklaştırdıktan sonra koşar adım oturduğu yere gider ve elinde bir ceketle geri döner. "Al bunu giy."
Ceketi nazikçe omuzlarına yerleştirir. İki elinle ceketin yakalarından tutup sarınırsın.
"Teşekkür ederim. Yani- Sadece ceket için değil. Hayatımı kurtardın..."
"Teşekküre gerek yok, kim olsa aynısını yapardı." der gülümseyerek. Gülüşü çok güzeldir.
"Ama sen yaptın. Ve sana borçlandım."
"Saçmalama, ne borcu..."
"Biri hayatını kurtarırsa hayatının geri kalanında ona borçlu olursun derler, ben de sana borçluyum artık."
"Bana borçlu değilsin Y/N. Ben yapmam gerekeni yaptım."
İnat etmenin faydası olmayacağını anladığında içinden pes edersin. Parmak ucuna kalkıp ıslak yüzüne uzanırsın ve yanağına minik bir teşekkür öpücüğü kondurursun. "Teşekkür ederim. İyi geceler."
Afallamış olacak ki belli belirsiz bir ifadeyle öylece sana bakıyordur. Haline usulca tebessüm ederken düşerken kolundan sıyrılan çantanı düştüğü yerden alırsın ve Kanat'a son bir kez bakıp partiden ayrılmak üzere arkanı dönersin ve havuz başından ayrılırsın.
"İyi geceler."
heellooo!! ben yine geldim :Dd ufak bir açıklama yapacağım
diziden esinlendiğim ya da direkt dizide olanı yazdığım bölümlerin başına bu bölümde olduğu gibi "(Kanat Günay)" yazacağım, tamamen bana ait olan bölümler no caption olacak
açıklama bu kadardı
şimdi yeni kitaba hayırlı olsun oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum love y'all <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Caner Topçu ile Hayal Et ✨
Short StoryBir tutam karizma, bir tutam sevimlilik, harika bir ses tonu... Caner Topçu Evreni seni bekliyor, sen neyi bekliyorsun? İçeri gel dostum!