biliyor mu?

932 75 35
                                    

İyi okumalar, ufak satır içi yorumlar yaparsanız çok mutlu olurum bölüm sonunda görüşmek üzere❤️

The Weeknd Moth to a Flame

[Jimin]

Birinin ateşinde yanmak mecazen veya fiilen mümkündü, mecazen de fiilen de yansan her zaman bir şeyin bedeli olarak yanarsın yoksa cezası mı demeliydim bilmiyorum.

Birinin yalanları sana kendi hayatının gerçeğinden bile daha gercek gelirken kendine yediremediğin o yalanlar... Hislerine güvenmediğin kadar karşındaki kişilere güvenmen ve hislerinin seni haklı çıkarmasına rağmen hala hislerinden emin olmadan hayata devam etmek insanın kendine yaptığı en büyük haksızlıktı.

Evinde duran çerçevelenmiş fotoğrafları, tişörtleri, şortları, parfümü ve yastığı; bütün arkadaşlarının bildiği "O kişi" ve asıl davetlere davet edilen kişi olmamaksa en acıtan şeydi.

Bunları bir şey olduğundan düşündüğüm yoktu sadece sabaha karşı Yoongi'nin odasında şehrin ışıklarını izleyerek daldığımız uykudan berbat bir telefon sesiyle uyanmış olmak ve bunun sevgilisi yüzünden olması bana bunları yavaş ama derince düşündürtmüştü.

Şimdiyse odasından şehrin ışıklarını izleyip sigara içerken ikimizde sessizce düşüncelere dalmıştık. Ona neden aradığını sormamış kendimde bu hakkı bulmamıştım.

"İçin içini yiyor öyle değil mi?" Demişti yanıma yaklaşırken onun da gözlerinde uykusuz olduğunu, yorgun olduğunu anlamak güç değildi. "Bazı şeyleri bilmeni çok isterdim." Derken dağınık saçlarını daha da karıştırarak saç diplerini kaşımıştı. "Eminim ki bilmen gerektiğini söylediğim şeyleri çok merak ediyorsundur." Neler dediğiyle ilgilenmiyordum çünkü Yoongi'nin böylesine mistik konuşmasından hoşlanmıyordum.

"Zaman hiçbir şeyi gizli kılmaz Yoongi. Her şey bir gün zamanında ortaya çıkacaktır. Bu her şey için geçerli." Demiştim şu an içinde bulunduğumuz ilişkiyi de referans alarak.

"Eğer arkanda iz bırakmamayı bilmiyorsan dediklerin geçerli Jimin-ssi." Demişti. Bense nedense gitmek istemiştim evinden, yanından... Sigaramı söndürmüş ve omzuna değerek yanından ayrılarak kıyafetlerimi giyinmek için odasına gitmiştim. Kıyafetlerimi giyinip aynadan üstümü düzeltirken aynanın altında birkaç fotoğraf gözüme çarpmıştı.

Ancak bunlar beklediğim fotoğraflar değildi bunlar Hoseok ile Yoongi'nin fotoğrafları değildi. Bu polaroidilerde ben vardım. Bir fotoğrafta üstümde beyaz bir gömlek vardı biraz dağılmış olduğum br fotoğraftı saçlarımdan Yoongi'nin elleri vardı. Bu benim evimde beni ekip geç geldiği geceye ait olmalıydı. Birinde siyah çarşafların olduğu bir yatakta -onun parti yaptığı evinde- uyurken çekildiğim bir fotoğraftı. Sonuncusu ise az önce ben uyurken çekilmiş olmalıydı. Yoongi, benim boynumdaydı ve benim gözlerim kapalıydı.

Gördüklerim karşısında oldukça şaşırmıştım ve ne hissetmem gerektiğini hiç bilmiyordum bu fotoğrafları neden çekmiş olabilirdi? Bunlarla bir bağlantı kuramıyordum. Yoongi'nin yanına gitmiş ve hiçbir şey çaktırmadan konuşmuştum.

"Ben gidiyorum ve sen de sevgilini yanına çağırabilirsin böylelikle benim için yanan vücudun bir başkası sayesinde belki zoraki bir şekilde dinginleşebilir." Yanağına yaklaşmış onu öpecekken duraksamış, sadece kokusunu alabilmiştim. Kokusu ciğerlerime dolmuş ve bana çok tuhaf hissettirmişti. Dudakları ne kadar kirliyse kokusu ve teni bir o kadar temizmiş gibi geliyordu bana ama aslında Yoongi'nin hiçbir yanı temiz olacak kadar masum değildi.

Savsak adımlarla odasından ardından evinden çıkmıştım. Arabamla siteden çıkarken yanmış olan odasının ışığına aynadan bakmış ve sanki onu orada bırakmış olmanın ağırlığını yaşıyordum. Beni uyuşturuyordu, her anlamda. Onun benim için dediği ve diyebilecekleri için yapacaklarım ise çılgıncaydı.

pillowtalk|yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin