12

178 10 0
                                    

Evimden ayrılıp eve döndüm, oğlum ve Barış beni kapının önünde bekliyordu. Oğluma uzun uzun sarıldım, kokusunu içime çektim. Çok özlemiştim onu, aklım çıkmıştı ona bir şey olacak diye. Oğlumla yatağıma yattım, ona sarılarak sonunda rahat bir uyku çektim..

Sasha**

Büge gitti, çok sevinçliydi Can bulunduğu için. Büge gider gitmez telefonum çaldı, arayan Barıştı;

''Beybi acil mesajlarıma bak'' deyip suratıma kapadı. Mesajlarıma baktım, yine pis iş kalmıştı başıma, bu seferki hedef Cemre'ydi. Lanet okuya okuya hazırlandım, iğreniyordum artık bu işten de kendimden de. Siyah maskem ve ve beremi taktım, tabancamın susturucusunu takıp belime yerleştirdim. Bıçağımı da dizimdeki kılıfına oturtup evden çıktım. Arabama binip hızla Cemrenin evine doğru yola çıktım.

 Vardığımda evde değildi, ışıklar kapalı ve zili çalınca kimse açmamıştı fakat arabası da evin önündeydi, yürüyor olmalı. Elim belimdeki silahımda, sokaklarda dolanıp onu aradım. Sokakları gezip Cemreyi aradım, fakat hiç bir yerde yoktu. Tanıdık bir sesin bağırdığını duyunca o tarafa doğru koştum.

 Sokağın başında siper alıp içeri doğru baktığımda Fırat'ın silüetini gördüm, yere çömelmiş bağırıp ağlıyordu. Daha iyi görebilmek için siperimden çıkıp ona doğru yavaş adımlar attım. Tam o sırada bir silah sesi yankılandı boş sokakta, ardından karnıma çok sivri bir ağrı saplandı. Aşağı baktım, anlaşılan patlayan silahın hedefi benmişim. 

Karın boşluğumdaki kurşun yarasından sızan kan, yere damlamaya başlamıştı bile. Bilincim kapanmadan muhtemelen 10 saniyem vardı, en iyi ihtimalle 15. Hızlı olmam lazımdı, ilk başta elimi hiç kana sürmeden sırtımı ve belimi yokladım, kurşun çıkmamıştı, gitti 5 saniye. Kim tetiği çektiyse profesyonel olmalıydı, tüm hayati organları es geçip kas ve et dokusuna sıkmıştı kurşunu. Organ yetmezliğini de listemden sildim, sırada kan kaybı. Kan kaybından ölmemem için yaraya baskı yapmam lazımdı ki muhtemelen iki saniye içinde kan kaybından bayılacaktım, o yüzden elimi bastırmak hiç akıllıca değildi. 

Silahımı belimden çıkarıp emniyetini açtım, kabzasını yaramın üstüne bastırıp kendimi yüzüstü ve sertçe yere bıraktım. Eğer yeterince şanslıysam düşerken silahın kabzası yarama pıhtılaştıracak kadar sert iletmiştir darbeyi. Gözlerimi açık tutmak iyice zorlamıştı artık, Fırat'ın beni gördüğünden emin değildim, köşede kalmıştım. Emin olmam lazımdı, son gücümü toplayıp bağırdım;

''FIRat..''

-----

Büge**

Barışın beni dürtüklemesiyle uyandım, Can hala yanımda uyuyordu.

''Ne oluyor ya sabahın'' komodindeki saate baktım, ''sekizinde?''

''Gelsene salona acil'' çok endişeli gözüküyordu. İkiletmeden hızlıca onu takip ettim.

''Gece buraya geldikten sonra Sashadan haber aldın mı ya da yazdı mı sana bir şey?''

''Ne neden?''

''Cevap ver sadece'' telefonumu dün taktığım prizden çekip baktım.

''Hayır, şimdi sen cevap ver''

''Ulaşamıyorum''

''Uyumuştur Barış herkes çok yoruldu''

''Hayır, ya ben gece onu bir yere gönderdim, sonra buluşacaktık ama gelmedi hiç'' kaşlarım çatılmıştı, sinirlerim de gerilmiş.

''Nereye gönderdin''

''Bir kişi için ama haber alamadım evden çıktığından beri'' şimdi de dişlerimi sıkıyordum.

zemheri ~sasbügHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin