''Soğuğa rağmen mutlu olmak...'' diye geçirdim içimden kendi kendime, bunu sesli söylemiş olmalıyım ki çobanın kara gözleri ela gözlerime dokunuverdi. Küçük bir bakış atıp şunları söyledi: ''Sen sıcağa rağmen nasıl mutlu oluyorsun genç bayan?'' Haklıydı, hepimiz bir ateşin içindeydik ama mutluyduk... Bazılarımız kendi iglosuna kapanıp bu sıcaktan kurtuluyordu...
Ben de aslında bir buz kutlesindeydim, benim ateşim hapishanelerde çürüyordu... Evet, hapishanelerde. Babamı tutukladılar. Buse ablaya çarpan babammış. Herhalde çabucak eve gelmek istemiş ve çok hız yapmış, Buse abla da koşarak geçiyormuş yolları işine yetişsin diye... Tam o an, babam frene basmış ama fren tutmamış... Melih abi babama çok sövmüş, arkasından söylemediği söz kalmamış. 30 günde 1 görüşebildiğim babamı çok özlemiştim... Hapis süresi 4 yılmış... Yani ben lise 4'deyken gelecek... 18 yaşımda... Ablam 24 yaşındayken... Ela 5 yaşındayken... Büyüyecektik, ağlayacaktık, gülecektik, başarılarımız olacaktı ama babam hiçbirini göremeyecekti... Annem her sabah polislere uğrar, babamın hatası olmadığını kanıtlamaya çalışırdı... Ben de ailemle Instagram'dan paylaştığım her gönderinin altına babamın baş harfini, "M" yazıyordum... Herkes soruyordu, "Azra, M kim?" Her zaman bu sorunu yaşamaktan bıkmıştım ama babam geri geldiğinde onu ne kadar çok sevdiğimi göstermek istiyordum, biliyordum biraz garip bir düşünce. Ama her çekildiğimiz fotoğrafta onu göremeyince sinir oluyordum... "Bari baş harfini koyayım da tamamlanalım" diye düşündüm... "Çoban amca, ben şimdi evime döneceğim, yarın yine melodilerini dinlemeye gelirim" "Tamam kızım" dedi sopasıyla ayağa kalkmaya çalışırken kolundan âni bir refleksle tuttum, tutmasaydım düşüyordu gerçekten. Hafif bir tebessümle ayrıldım oradan. Kapıyı açtım, Buse ablanin yatağına oturdum, yazmaya başladım düşüncelerimi günlüğüme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem Nöbetçileri
Teen FictionKarakterler: Ali, Ozan, Azra Olay: sabah saatlerine doğru, bu üç arkadaş parkta oynarken yerde bir kalem bulurlar, kalem normal kalemlerin hiçbirine benzemiyordu. Bu kalemin silgisi silmiyordu! Silgisi mor renkliydi. Ve istediği her yere ışınlanabi...