Bölüm başına şarkı eklemiyorum farkındayım, öyle de devam edecektim. Fakat bu şarkı Silva'ya ait benim nazarımda. Umarım hoşunuza gider ve benim gibi bağ kurabilirsiniz Silva ile arasında.
Şimdi diyeceksiniz ki bu şarkı aşk şarkısı, ne alaka?
Bir insanın varlığına aşık olabilirsiniz, özellikle romantik bir bakış açısıyla bakmanın lüzumu yoktur bazen.
İyi okumalar.
-Ve haykırmak istiyorum, gitmenden ne kadar korktuğumu.
-"Bu görüntüyü görmen gerçekten güzel oldu. Şanslıymışız."
-"Gece gelseydik şansa ihtiyacımız olmazdı."
-"Karanlığın seni gerdiğini söyledin. Bu yüzden de-"
-"Gerçekten mi?"
Yüzüme baktı. Gözlerim kapanırken başımı salladım yukarı aşağı. Gözlerimi açtığımda hala yüzüme bakıyordu, birkaç saniye daha baktıktan sonra emin oldu.
-"Öyleymiş gerçekten."
Sessiz kaldık tekrar.
-"Çözemeyeceğimiz bir şey değil, demiştin." diye giriş yaptım lafa. "Tam olarak ne bahsettiğin?"
Göğe doğru çevirdiği başı ani bir hareketle bana döndü.
-"Bunu bir uçurumun ucunda konuşmak gözüme mantıklı görünmüyor."
-"Neden ki?"
Masum olmayan bir sırıtışla yüzüne baktım.
-"Sadece, oturalım. Başımı döndürdü aynı noktaya bakmak, düşüyormuşum da haberim yokmuş gibi hissettiriyor."
-"Aşağı bakarsan bu düşünceden vazgeçersin belki."
-"Tam tersine, aşağı bakarsam ayaklarım yerden kesilmiş gibi hissederim. Karanlık beni geriyorsa yükseklik korkudan öldürüyor."
Neden bu kadar yaklaştın ki uca o zaman, demek geldi içimden. Dile de getiriyordum bunu az kalsın.
-"Neden-"
Durdum.
Bu kadar sona yaklaştığını fark etmemiş olabilirdi ve bu düşünce onu tetikleyebilirdi dediği kadar korkuyorsa.
-"Hm?" diye mırıldandı gözlerini kısıp.
-"Yok bir şey, sadece dalgaların nasıl köpürdüğünü görmeni istiyorum."
-"Dediğim gibi, yapamam. Özür dilerim. Sana dönmekle bile bizden çok uzakta kalan çardağı gördüm, gerilmem gerekiyor mu bu arada? Gerildim çünkü."
Yüzü asıldı ileriye bakarken. Korkmam gerektiğini o an anladım.
-"Gerekmiyor. Daha çok mesafe var uçurumla aramızda."
Bu bir yalandı, üzerine düşünülmemiş. Hata yaptığımı Louis bakışını indirdiğinde anladım. Muhtemelen sözlerimden cesaret almış, zemini görmeyi bekliyordu. Elimi omzuna uzattım sakince.
-"Dur." dedim.
Çok kısa bir an durdu, bakışını kaldırmadı ama. Bu daha tehlikeliydi çünkü bakışları inmeye devam etti.
Birkaç adım atıp önüne geçtim, intihar gibi bir şeydi bu fakat ellerimle çenesini tutup kaldırdım.
-"Durmazsan seni yere sereceğim ve bu bir şaka değil. Beni duyuyor musun Samuel Louis Foncé?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silva
Fiction Historique"Bir tuvalin kendisinden sakındığı ellerim, Renklendirecek ifade ararken buldu seni." 1920'lerin Marsilya'sı.