I did it for love.

362 54 6
                                    

Benim ve Jungkook'un yarattığı alevler etrafa saçıldığında her yer göz gözü görmez hale gelmişti. Havada uçan yuvarlak bir şey ayağımın dibine düşmüştü. Namjoon'un bedeninden ayrılmış kafası. Gözleri bembeyaz olmuştu. Kesin bir şekilde öldüğünü anlamıştım. Jungkook'la göz göze geldiğimde bana göz kırpıp Medusa'yı işaret etmişti. Hâlâ altımda debelenen Medusa'yı da artık öldürmem gerekiyordu.

Odin ve Zeus'un geleceği zamanı bilmiyorduk ve bunu hemen halledip diğerlerine haber vermem gerekiyordu.

"Beni bırak yalvarırım." Ağlayarak konuşan Medusa'ya hiç acımıyordum, aksine daha fazla acı çekmesini istiyordum. "Baya kibirliydin birkaç saat önce." Hırıltılı çıkan sesimle konuştum.

"Sen de öylesin Lucifer. Sen çok kibirlisin." Hâlâ beni kışkırtmaya çalışıyordu.

"En azından benim kibirli olmak için bir sebebim var. Cehennemin yöneticisiyim sen kimsin? Hiçbir vasfı olmayan bir varlık." Konuşmasına izin vermeden devam ettim. "Birazdan seni öldüreceğim ve bundan zerre kadar pişman olmayacağıma emin olabilirsin."

Cebinden çıkardığı hançeri karın boşluğuma sapladığında acıyla inledim lakin bu beni durdurmadı. Boynunu kırmak için kollarımın arasına başını sıkıştırıp sertçe döndürdüm. Kırıldığına dair bir ses duyduğumda ayağımı omzuna yerleştirip başını çekmeye başladım.

Bir anda ellerimden uçan şeye baktığımda kafasını gövdesinden ayırmış olduğumu gördüm. Hemen buradan uzaklaşmamız gerekiyordu. Zeus ve Odin'i sadece ikimiz halledemezdik.

Sağ elimle karın boşluğumdan akan kan damlalarına tampon yapmaya çalışıyordum. Jungkook beni gördüğü an yanıma koştu. Ellerim ve karnımdan düşen kan damlaları onu korkutmuştu. "Lalisa seni hemen buradan götürmem gerekiyor." Neredeyse ağlayacak gibi çıkan sesi benim de halimize üzülmeme sebep olmuştu.

Arkamdan gelen kalın ses olduğum yerde kalmama neden oldu. Zeus buradaydı. "Bu kadar erken ayrılacağınızı düşünmezdim."

Açık yaran var Lucifer, nasıl savaşacaksın? Her şeyi batırdığın gibi bunu da batıracaksın.

İç sesimi susturmak için çabalıyordum. "Bana bu halde saldıracak kadar onursuz olduğunuzu sanmıyorum." Onu manipüle etmeye çalışıyordum. Ama karşımdaki adam o kadar da aptal değildi. "O zaman kardeşini önce sonra da seni gebertirim. Nasıl fikir?" Sonunda attığı kahkaha sinirlerimi germişti.

"Tahta çıkamamak sizi bir hayli üzmüş ki yaralı birine bile saldırabilecek kadar düşmüşsünüz." Hâlâ şansımı deniyordum. Jungkook bir yandan eliyle yaramı tutup az kanaması için uğraşıyordu. Ölmeyecektim ama bu şekilde savaşamazdım.

"Sen kendini çok mu zeki sanıyorsun? Komik kız." Mavi gözlü adamın sözleri beni geriyordu. Şu an gücümü değil zekamı kullanmak zorundaydım.

"Neden önce benimle dövüşmüyorsun?" Sol tarafımdan gelen erkek sesiyle Odin'in geldiğini gördüm. Bunu Zeus'a söylemişti.

Evet Lucifer eline bir koz geçti ve bunu çok akıllıca kullanmalısın.

"Senin için gelmedim buraya. Her şeyi mahvettiğin halde nasıl hâlâ buradasın bazen inanamıyorum." Kardeşini küçümsemişti. "Eğer benim dediğimi yapıp Prometheus'u öldürmüş olsaydın şu an sen ya da ben evrenin efendisi olacaktık. Ama senin gibi uçkur düşkünü ve korkak birisinden bunu yapmasını beklemek çocukluktu." Odin ona ağır şeyler söyleyerek kışkırtıyordu.

Fakat Prometheus kimdi?

Arkasında çakan şimşekler gözlerimin kamaşmasına neden olduğunda ellerim gözlerime gitti. Artık yaram kendi kendini kapatmaya başlamıştı.

Lucifer And Lilth' JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin