Demirin anlatımıyla
Onu orada o halde görünce kendimi o kadar kötü hissettim ki onun bağırışları saatler geçmesine rağmen hala kulaklarımda...
Hastaneye getirdiğimde yarı baygındı ve öye çaresizdi ki onu öyle görmemek için herşeyi yapabilirdim.
Ona nasıl bu kadar bağlandığını bilmiyordum. Belki de onu zeynebe benzetiyordum. Eylülün yüzüne her baktığımda aklıma kaybettiğim zeynebimi sevgilimi hatırlıyorum. 3 sene evvel ölen sevgilimi....
Doktorlar büyük ihtimalle artık yürüyemiyeceğini söyleyip uyutuyorlar. Annesi sabahtan beri perişan oldu.
Saatler sonra uyandı. Doktorlar ellerindeki iğneyi ayağına batırmaya başladılar.
"Eylülcüm hissetiğin bir yerin olursa söyle" eylül sadece başını sallamakla yetindi. Sol ayağını tamamen kaybetse de sağ ayağını hissedebiliyordu.
Doktorlar işlerini bitirip odadan ayrıldıklarında eylül hıçkırarak ağlamaya başladı. Kendimi tutamayıp ona sarıldığımda hiç düşünmeden o da bana sarıldı.
"Demir ben ne yapacağım" dedi çaresiz bir sesle.
" hiçbir şey yapmayacaksın artık her şeyi ben yapacağım, iyleşeceksin güzelim" dedimBana daha sıkı sarıldığında sanki beni hiç bırakmayacakmış gibi hissetim.
" sende gitmeyeceksin değil mi beni bırakmayacaksın"
" Hayır güzelim hayır asla ben seni asla bırakmam asla, bunları sakın düşünme"O kadar çaresizdi ki bir şey yapmak zorunda gibi hissetiriyirdu çaresizliği.
"Kızım yeter ağlama bak sana çok güzel yemekler yaptım eve gidince yersin, takma artık kafana olan oldu böyle olacağını zaten biliyorduk"Annesinin sözlerinden sonra eylül daha fazla ağlamaya başladı ve kulağıma eğilip
"Eve bizimle gelirmisin" diye sorduKafamı sallamakla yetindim. Ona o kadar çok değer veriyorum ki ne isterse onu yapacak durumdaydım okuldaki o halini görünce bağırışlarını ve ölmeyi tercih etmesi....
♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Eve geldiğimizde annesi zorla yemek yedirmeye çalışıyordu eylül ise hep aynı şeyleri söyleyip yemiyordu"Anne öleceğim zaten abartmasan mı yemek falan yemeyeceğim"
" Kızım saçmalama ne ölmesi ölmeyeceksin sen" Bunu söylerken bile o kadar umutsuzdu ki"Anne beni iki dakika demirle yalnız bırakır mısın?"
"Ama kızım-"
"Anne lütfen" ben neden hala ağzımı açmıyordum ki? Annesi istemediği halde bizi yalnız bırakınca eylül yanına gelmemi istedi.
"Demir lütfen sözümü kesmeden sonuna kadar dinle. Biz seninle daha 1 haftadır tanışıyoruz farkındayım ama ben çoğu kişide göremediğim sevgiyi sende gördüm. Artık ikimizde benim er yada geç öleceğimi biliyoruz. Benim ölümüm erken olursa benim hayallerimi sen gerçekleştir istiyorum Demir. Hayallerimin bir tanesini gerçekleştirdim bile. Öbürlerini benim yerime sen yaşa istiyorum"
" Eylül saçmalama tabi ki sen yaşayacaksın gerekirse ben ölürüm ama sen yaşayacaksın." Dedim
"Benim söyleyeceklerim bu kadar Demir lütfen git ve hayatına devam et beni bu 4 duvarın arasında bırak ve git"Gitmemi istiyordu ve ben onun istediğini yapacaktım
Eylülün anlatımıyla
Zamanı gelmişti. Artık yaşamamın hiçbir anlamı yoktu. Bugün belki de benim ömrümün son günü olacaktı. Babam polis olduğu için evde sürekli silah taşırdı eğer bizi bırakıp giderken Eve uğramadıysa silahı da almamıştır. Annemi çağırıp ne zaman aldıklarını bile bilmediğim tekerlekli sandalyeye oturmak için yardım istedim sağ bacağımı hissetiğim halde onun üstüne basamıyorum. Bu oyunu bitirmek için sadece annemin evden çıkmasını bekliyordum.
Annem pazara gitmek için beni evde yalnız bıraktığında hemen silahı her yerde aramaya başladım. Annemin yatak odasındaki dolapta bir tane kasa vardı büyük ihtimalle silah kasadaydı.
Aklıma gelen bütün sayıları denedim. Son deneme hakkım kalmıştı. Kendi doğum tarihimi son 2 sayısını annemle babamın doğum tarihlerinin son 2 sayısını birleştirdim. Ve kasa açıldı. Kasanın içindeki silahı alıp içinin dolu olup olmadığına baktım. İçinde 3 kurşun vardı.
Silahı da alıp odama gittiğimde mektup yazmaya başladım.
Eylülden....
Anne, sakın üzülme bu hepinizin iyiliği için... hayatına devam et. Zaten öleceğim belliydi sadece süreci biraz hızlandırdım. Anne ben seni herşeyden çok seviyorum sen bunu okurken belki de çoktan ölmüş olacağım ve eğer gerçekten de ölmeyi başardıysam ne mutlu bana....Demir, sana söylediğim hiçbirşeyi unutma benim hayallerimi gerçekleştirmek için yaşa... beni sakın unutma. hani ben sana bir hayalimi gerçekleştirdiğimi söylemiştim ya. Ben seninle tanıştığımda hayatımın aşkını buldum.... sakın üzülme benim için iyi olanı buydu.
Baba, beni ne kadar sevmesen de hatta benden nefret etsende ben sana hep değer verdim. Seni hep sevdim saydım sen beni terkedene kadar hergün beni biraz sev diye dua ettim.... benim ölümüm büyük ihtimalle seni üzmez...
Hakkım beni seven ve sevmeyen herkese helal olsun....
Yazarken istemsizce ağlamaya başladım benim yaptığım korkaklıkmıydı peki?
Salonun ortasına geçtim ve silahı kafama dayadım
Benim yaptığım korkaklıktı. Kahretsin ben o kadar korkaktım ki hayallerimi bir başkasına bırakıp gidiyordum ben o kadar korkaktım ki ölmeyi çözüm yolu sanıyordum. Herkesi her şeyi geride bırakıp gidiyordum. Kim bilir belki annem mahvolacaktı. Ama bu benim hayatımdı ve ben yarı ölü yaşamak istemiyorum. Hayat ne kadar acımasız; hayallerimi bile gerçekleştirmeme izin vermedi. Ben yaşamayı çok seven bir insandım. Ama maalesef ki hayat acı çektirmeye masumlardan başlıyordu artık yolun sonuna gelmiştim....
Benim hikayem buraya kadar sürüyordu. Benim hikayem çoğu hikaye gibi ölümle sonlanıyordu. Ama ben bunu kendi ellerimle yapıyordum. Ben tam kalbinden yaralı bir kuştum kendimi hep mutlu sanıyordum meğerse ben hiç mutlu olmamışım ki. Her zaman umut vardı içimde, meğerse o umutları ben yaratıyor ben yok ediyordum.Benim hikayemin son cümlesi ise; ve kendine hiç acımadan o tetiği çeker...
Selamm bölümü umarım beğenerek okursunuz♡♡♡
Oy vermeyi unutmayın♡
Bilgisayarımı bozduğum için bu bölümü telefondan yazmaya çalıştım pek istediğim gibi olmadı ama gelecek bölümler daha güzel olacağına söz veriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE HAYALLER
Novela JuvenilHer zaman bir umut vardır sözü eylüle çok anlamsız geliyor çünkü onun için hiçbir zaman umut yoktu.... genç yaşında yakalandığı hastalıkla yaşamaya çalışan Eylül etrafındakilerin teker teker ondan uzaklaştığına şahit oluyor. bazen düşmanımızdan dar...