~45. Bölüm şerefine size muhteşem bir hediyem var. Sizlerden de bir şeyler görmek isterim (hayalet okuyucular dahil) Medyada ki şarkıyı da kimler için koyduğumu hepiniz biliyorsunuzdur~
Gözlerimi nihayet aralayabildiğimde çocuklardan biri koşarak ayna getirmişti. Ne olduğunu anlayamadan aynayı elime tutuşturup yüzüme bakmamı sağladılar. Gördüklerim ile şoka girerken diğer elimle bunların gerçek olup olmadığını kontrol ediyordum.
Aynadaki yansımamda yüzümdeki tüm lekeler, izler, sivilceler , siyah noktalar ve aklınıza gelebilecek her şey yok olmuştu. Yüzüm şuan yeni doğan bir bebeğinki kadar pürüzsüz ve sağlıklı duruyordu. Gözlerim saçlarıma takıldığında onların da en az 5-10 parmak kadar uzadığını söyleyebilirdim.
Bakışlarım ellerime indiğinde başka bir şokla daha karşılaşmıştım. Elimde, kolumda olan tüm şeyler yok olmuştu. Bunun üzerine hızlıca ayağa kalkıp vücudumun geri kalanını da kontrol etmeye başladım. Ama hiç bir ize rastlamadım. Sanki yeni doğmuş gibi sağlıklı bir deriye sahiptim.
İçime derin bir nefes çektiğimde ise daha ne kadar şaşırabileceğimi düşünüyordum. Ciğerlerime dolan nefesi ilk defa bu kadar net hissedebiliyordum. Sanki iyileştirme sırasında vücudumdaki organları bile tamamen yenilemişti.
Yerde çekingen bir şekilde hareket eden çocuğa döndüm ve onu ellerinden tutarak kucağıma aldım "Sen tam bir mucizesin" O bana şaşkınlıkla bakarken gülerek döndüm ve yere koydum "Özgünlüğünün ne kadar muhteşem bir boyutta olduğunu şuan anlayamıyorsun ama anlayacaksın. Öğreteceğim"
Daha sonrasında ellerimi birbirine vurarak çocuklara baktım "Biraz önceki şey küçük bir yanlış anlaşılmaymış. Merak etmeden işlerinize devam edebilirsiniz" Daha sonrasında üç gence döndüm ve onlara kapıyı işaret edip beni takip etmelerini anlatmaya çalıştım. Ben ilerlemeye başladığımda arkamdan gelmeleriyle anladıklarını anlamıştım. Odadan çıkmadan önce ruhlara birkaç emir verip hızlıca kendi odama gittim
Koltuğuma oturduğumda çocuklar da içeri girip masanın diğer tarafındaki oturma yerlerine oturmuşlardı. "Eğer yiyecek içecek bir şey istiyorsanız ilerideki masada var alabilirsiniz" Yuji oburluğunu konuşturarak kalktı ve masadaki yiyecekleri incelemeye başladı "Arkadaşların için de getirr" Seslenmem ile kafasını sallayarak tabak bulmak için dolapları karıştırmaya başladı.
Onu umursamadan önümde oturanlara döndüm "Bugün olanlar öylesine bir saldırı değildi. Konuşmalarımdan dolayı rahatsız olan bir grup saldırı düzenlemiş fakat hepsini bir şekilde hallettim. Siz kendi kararlarınızı alacak yaşta olduğunu için sormak zorundayım. Burada benimle kalmak istiyor musunuz? Eğer hayır derseniz sizi daha fazla burada tutamam"
Cümlem karşısında üçü de şaşkınlıkla donakalırken umursamazca omzumu silktim ve masamın üstündeki evrakları doldurmaya başladım. Onlara düşünmeleri için süre tanıyordum. Ama gerçekten gitmelerini istemiyordum. Burada benim yaşlarıma yakın kişilerin olmasını çok sevmiştim. Öbür türlü kendimi yaşlı hissediyordum.
"Burada kalmak istiyoruz" duymak istediğim cümleyle beraber kafamı kaldırdım. "Emin misiniz?" onaylatmak için sorduğum soruya da olumlu cevap verdiklerinde gerçekten çok sevinmiştim.
"O zaman anlatın bakalım bugün eğitmenlerinizle neler yaptınız? Diğerlerine kıyasla sizi daha çok çalıştırmalarını ben istedim" Yuga sorumla beraber hızlıca oturduğu yerde dikleşirken tüm dikkatim ona kaydı "İlk başta vücudumuzu geliştirmek için aşağıdaki spor salonunda çalıştırdılar daha sonra hepimiz dövüş antrenmanı yaptık. Biraz yordu ama değdi. Sonrasındaysa özgünlüklerimizin üzerinde çalıştık. Ama bu yaptıklarımızın aynılarını bir daha yapacakmışız. Öyle diyorlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Kahraman
FanfictionHerkes hayatının bir döneminde kendisini kurtaracak kahramana ihtiyaç duyar. Ama çoğu zaman kendi kahramanımız olabileceğimizi gözümüzden kaçırırız. Ben kendimi dipsiz bir kuyudan kurtarmıştım. Sırada içindeki gücün farkında olmayanları kurtarmak v...