6 Ağustos 2018 Pazartesi
Sevgili günlük,
Biliyorsun bazı konularda başarılı bir insan değilim. Bazı diyorum bak dikkat çekerim bu noktaya. Ama bugün sana resim yapmak dışındaki mükemmel başarımı anlatacağım.
Sıkıcı derslerde her zaman yaptığım şeyi yaptım. Hayır uyumadım daha verimli bir şey yaptım. Sanat tarihi dersinde telefonumla sosyal medyayı talan ediyordum. Büyük başarı hikayem tam da bu derste başlıyor.
O kadar ama o kadar sıkılmıştım ki güvercin sayıyordum. Evet derste yirmiden fazla güvercin saydım. Ve hayır bu gerçekten benim açımdan normal bir şey.
Ama bunaltıcı sıcaklar, sıkıcı ders ve güvercin saymamı zorlaştıran miyopluğum beni öylesine yormuştu ki susuz bir çöl insanı gibi ona sarıldım. Canım teknolojim.
Yapabilecek maksimum aktivitemi yaparak beyaz olmayan beyaz atıma yazdım. Cevap vermiyordu. İnek işte ne beklersiniz. Keşke iyi bir at olup o an bana prensimi de getirseydi. Hiç yapar mı canım benim. Ama dün bana onu getiren o marul kafaya içimden tüm teşekkürlerimi ettim.
Mutlu ol günlük. Bakir ölmeyeceğim. Çünkü elini tuttum. Bunu bulamayanlar da var.
Fikir tam da ne yapacağım atım da cevap vermiyor diye kara kara düşünürken geldi aklıma. Bir kalemle beraber. Yanımdaki Yugyeom şahsı beni dürtüyordu.
Günlük benim tikim var. Beni dürtmemelisiniz. Çünkü Yugyeom'un yaptığı gibi yaparsanız tam olarak böyle oluyordu. Sınıfta annesiyle cinsel münakaşada bulunacağımı söyleyerek bağırdım.
Bu kadar kibarlığa gerek yok annesini sikeceğimi söyledim.
Ve sınıftan atıldım.
Ama bu benim için bir lütuftu. Çünkü rahat rahat ve gizli olmayan bir şekilde araştırmamı yapabilirdim artık. Sanat tarihinin canı cehenneme ben yaşayan sanatlar peşindeyim.
Kafeteryaya inerek boş bir masada kahve yudumlarken telefonumu çıkartarak en acilinden sosyal medyaya girdim. Canım atım bir işe yaradı.
Hemen hesabını kurcalamaya başladım. Yoongi denen çocuk lunaparktaki diğer çocuğun da arkadaşıydı ve bu demek oluyordu ki sihirli parmaklarımla onu bulabilecektim. Ne de olsa yapamayacağım bir şey değil. Ben yaparım günlük.
Dilimi yakan kahvem eşliğinde kurcalamaya başladım. Önce Hoseok'un hesabına girdim. Fenomenim benim. Sırf sosyal medya fenomeni olacağım diyerek her zaman takip ettiği kişi sayısını takipçi sayısından düşük tutuyordu. İnanabiliyor musun günlük böyle manyaklar da var.
Yoongi'nin hesabını bulmam pek zor olmadı. Hoseok ben, birkaç arkadaşı ve akrabaları dışında kimseyi takip etmezdi. Ve bir de Jay Park. Hoseok o adama tapıyordu. Aşık bile olabilirdi ama canım benim. Benimle yönelim konusunu pek konuşmazdı ve bana göre gizli sevgilileri bile olabilirdi. Çoğul konuşuyorum çünkü o da az değil. Keşke paylaşımcı bir insan olsa.
Yoongi aksine Hoseok'un zıttı gibiydi. Pek fazla takipçisi ya da takip ettiği yoktu. Günlük gerçekten insanlara acıdım o an. İnsanların çoğu böyle bir insanı tanımıyordu. Yazık.
Ve çok geçmeden amacıma da ulaştım. Onu buldum. Ama günlük lütfen bana şunu söyle bir insan nasıl bu kadar düz olabilir? Kullanıcı adı Kth95'ti. Ama asıl yıkıcı olan bu da değildi.
HESABI GİZLİYDİ GÜNLÜK. GİZLİ BİR HESAP. BU NASIL MÜMKÜN OLABİLİR? Sakinim.
Ama o da haklı. Bu benim için hem iyi hem kötü bir şey ayrıca. Sonuçta çok sapık var günlük çocuk kendini koruyor. İyi yanı her gelen geçen hesabını kurcalayamayacak. Kötü yanıysa şu. BU KİŞİLER ARASINDA BEN DE VARIM.
Ama sonra aklıma öyle bir şey geldi ki ampulü bulan Edison gibi mutlu ve gururluydum. Evet yaptım. Ona takip isteği attım. Ama sonrası benim için daha da sancılı bir süreçti. Kabul ediyorum karşı konulacak bir tip değilim. Ama bunların hepsi aynı günlük.
Ve hayatımı karartan mesaj bana yarım saat sonra geldi. Mola vaktinde mesaj kutumda ondan gelen bir 'Kimsiniz?' yazısı vardı. Daha dün elimi tuttun adam. Nasıl hatırlamaz günlük?
Ben de ona Hoseok'un arkadaşı Jungkook olduğumu yazdım ve sonrasında bir bildirim daha geldi. Uygulamaya girince üç oldu. Birisi bir yeni takipçi bildirimi, birisi takip isteğini kabul etti bildirimi ve bir de mesaj.
Mesajda 'Doğru düzgün tanışma fırsatımız olmadı' yazıyordu. Bir şeyler geveledim ve tüm postlarına göz atmaya başladım. Geneli ailesi, arkadaşları ve turuncu kafalı bir çocuklaydı. Ama günlük o çok güzeldi. Ve ben gözlerime inanamadım. Miyop olsam bile bir kilometre öteden tanıyabileceğim bir görüntüsü vardı.
Sonrasındaysa gün içinde ufak bir sohbetimiz oldu ama her kötü sonlu hikaye gibi o sohbet de derse gitmesi gerektiğiyle ilgili bir güle güle mesajıyla son buldu.
Siktir çekerek kalktım ve bir sonraki çizim dersinin olacağı sınıfa koşmaya başladım. Günlük yemin ederim son anda yetiştim. Üniversite okumak ne zormuş cidden. Geç kalacağım derslere yarış atı gibi yetişmekle geçiyor okul hayatım.
Ama her şeyi boş ver günlük. Tüm gün yüzümde sırıtmayla gezdim.
BANA MESAJ ATTI GÜNLÜK. Aslında ilk mesajı ben attım. AMA BANA CEVAP VERDİ VE İSTEĞİMİ KABUL ETTİ.
Hala çok heyecanlıyım ama birazı yarına kalsın. Bu gece rüyamda onu görmeye çalışarak uyuyacağım. Umarım bu kez beni Harry Potter filmindeki ruh emiciler değil de o...
Her neyse gerisi bana kalsın günlük. O günler de gelecek. İnanıyorum.
İyi geceler günlük. Hala onun adını doğru düzgün bilmiyorum ama olsun. Bana cevap verdi sonuçta. İnanamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ DEAR DIARY ~
Fanfiction"Sevgili Sikik Taehyung, Günlerden pazar ve ben pazarlardan nefret ederim. Ama şimdi düşününce, sanırım artık pazarı seviyorum."