Hafif esen rüzgar tenimi yakıyordu. Üzerinden dakikalar geçmişti, ama hala böyle bir şeyin olabileceğine inanmıyordum. Şoka girmiştim. Neden kısa ve öz bir hayatım olmamıştı ki? Elimdeki mektup yere düştü. Eğilip alma zahmetine bile girmedim. Bu kadar yaşananlardan sonra daha yeni başlıyoruz ne demekti? Hangi aptal yapmıştı bu şakayı. Evet şakaydı, çünkü gerçek olamazdı.
Aden'in "Ne yapacağız?" sorusuna cevap veremezdim. Vermek istemiyordum. Bu kadar şeyi boşuna mı yaşamıştık? Her düze çıktığımızda alabora mı olacaktık?
"B-bu gerçek olamaz." dedim kekeleyerek.
"Başta ben de öyle düşünmüştüm, ama inan öyle değil."
"Ne demek değil?! Ne demek! Biz onca şeyi boşuna mı yaşadık? Neydi bu kadar olay? Bu şakayı yapanı bir bulursam.."
"Aynısını Kumsal'a da göndermişler! Kumsal'a ulaşmadan ailesi el atmış olaya, görmesine izin vermemişler, eğer görürse yaşadığı travmayı tekrar yaşama riski varmış. Bu haberi aldıktan sonra ben de inanmadım ama haberi aldığım gün akşam eve aynısını kapıma bırakmışlardı. Hem bu olayı sayılı kişi biliyor kim yapabilir böyle saçma sapan bir şeyi?"
"Aden saçmalıyorsun, olamaz böyle bir şey! Biz her şeyi o gece bitirdik ve o sondu! Sen inanabiliyor musun buna?! Şaka, eşek şakası hem de.." yüzüme yediğim okkalı bir tokat kendime gelmemi sağladı.
"Yeter! Kes saçmalamayı biz olayın üstünü kapattık bir daha açılmasın diye sadece! Kendini bittiğine o kadar inanmışsın ki! İlgili bir şey olunca şoka giriyosun!"
Birkaç dakika sonra kapı sesi duyuldu. Çivilendiğim yerden kalkıp kapının önüne gittim. Kapıyı açınca karşımda Leo'yu gördüm.
" Ne oluyor Umay? Kavga mı ediyorsunuz? Sesinizi duyup da geldim, Umay iyi misin sen, rengin atmış? Aden ne oluyor?"
Gözlerim kararırken hatırladığım son şey Leo'nun ben düşerken son anda tutmasıydı.🪷
Pıt, pıt, pıt, pıt, pıt..
Kafayı yedim herhalde. Gözlerimi yavaşça açtım. Ses kolumdaki serumdan geliyordu. Sağıma baktım soluma baktım kimse yoktu.
Neredeydim ben?
En son bir şokun üzerinden bayılmıştım. Bu kadar gerginlik bünyeme fazlaydı. Aden'in söyledikleri gerçek miydi? Gerçek olma ihtimali çok yüksekti ama gerçek olabilmesini kabullenmek istemiyordum.
O sırada kapı açıldı. İçeriye ilk Leo girdi ardından da yere bakarak giren bir Aden. Ah Aden ah.Leo yanıma gelip "Uyanmışsın, iyi misin?" dedi.
"İyiyim, hafif başım ağrıyor sadece."
"Aden'le ne oldu? Seni getirirken çok kötü oldu o da. Baya pişman görünüyor."
"Şuan anlatabileceğim kadar kısa değil inan. Uygun bir zamanda anlatacağım."
O sırada Aden'e baktım. Kafasını eğmiş hala yere bakıyordu. Biraz fazla bağırmıştım ona.
"Aden? Gelsene kızım ben yerde değilim buradayım."
Birkaç dakika ses çıkmadı.
"Umay özür dilerim sana tokat atmamalıydım ama şoka girmiştin nasıl çıkaracağımı bilemedim."
"Bir tane de ben sana atarım ödeşiriz."
"Ya, ya ama ben ne diyorum sen ne diyosun." yanıma gelip sarıldı.
"Ben senin tokatınla bayılmadım Aden çık şu suçlu kafalarından. Ama söylemeden edemeyeceğim elin ağırmış he." dedim gülerek.
" Ya ne bileyim of. Neyse iyisin değil mi şimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lotus
Novela JuvenilBirbirinden farklı 4 kişi adeta birbirini tamamlayan bir vücudun parçaları olmuşlardı. Hayatın getirisi onları değiştirecek miydi? Bir bütün olmaktan parçalara ayrılmış bir limana mı döneceklerdi yoksa birbirlerini tamamlamaya devam mı edeceklerdi? ...