15~

2.8K 162 58
                                    


Medya: Ayperi'nin bölüm sonunda giydiği kıyafet

"Yani sen cidden buranın sahibisin?" diye sorduğumda kelimelerin ağzımda dönüp garip bir şekilde çıktığını farkettim. Hıçkırdığım için bozulmuş olabilir miydim? Dudakları alayla yukarı kıvrıldı. "O kadar şaşıralacak bir şey mi?" kafamı hızlıca olumlu sallayıp oturduğumuz kaldırım taşında biraz daha yanaştım ona. Çok uzağa oturmuştu. "Beni içeride aldın. Başına bela da oldum." hala gülerek gözünü ayırmadan bana bakıyordu. Galiba ona yaklaşmaya çalıştığımı anladığı için kayarak iyice dibime girmişti. "Ben halimden memnunum." kafamı eğip kıkırdadım. 

Neye güldüğümü bile bilmiyordum. Abimler aradığında ve ben Alp'le çarpıştığımda mekanın arka kısmına gittiğimi bile farketmemiştim. Bana "Burada napıyorsun?" diye sorduğunda telefonla konuşmaya çalıştığımı anlatmıştım. O benim sarhoş olduğumu anlamış telefonu elimden alıp abimlerle o konuşmuştu. Ve şuan mekanın yan tarafında ben ve o - benim isteğimle - kaldırımda, Sıla ve Yağmur arkamızda bankta otururken abimlerin gelmesini bekliyorduk. Alp'le. Abimlerin. Gelmesini. Bekliyorduk. Hemde Alp'le. Sahi Alp neden bu kadar yakışıklıydı? Başımı bacağıma koyup, kollarımı bacaklarıma sardım ve alttan alttan ona bakmaya başladım. Omzuma koyduğu ceketi biraz kayınca geri düzeltti. 

"Noldu?" diye sordu kafasını yana eğerek. Gözlerimi yumdum ve hıçkırdım. Sessiz sokakta araba park etme sesi gelirken tekrardan ona bakmaya başladım. "Bir daha görüşmeyecek miyiz?" kafasını olumsuz anlamda saladı. "Belki görüşürüz küçük hanım."

"Ayperi!"  

Kafamı kaldırıp gelen sese bakarken Evren abinin koskoca sokağa çarpık şekilde bıraktığı arabanın sürücü koltuğundan inmiş bana doğru geldiğini gördüm. İnşaallah polisler gelirde, ceza yazarlardı. Oturduğum yerden kalkıp sarsak bir adım atarken hızlı adımlarla gelen abim beni hemen kollarının arasına almıştı. Bulanık gözlerim arkasından gelen Asrın abiyi yeni görüyordu. Asrın abi neden üç taneydi? 

"Sen bu sefer çok güzel bir cezayı hakkettin Ayperi! Ama ben bir şey yapmayacağım direkt babama götüreceğim seni. O bakar senin icabına." kendimi abimden ayırıp yalvaran gözlerle ona baktım. Ya bana yazık değil miydi? "Abi ya..." iki kolumu sıkı sıkı tutup çok kötü bir şekilde bana bakmaya başladı. Ne vardı bu kadar sinirlenecek ya? "Yaşın kaç başın kaç senin?! Çıldırtmak mı istiyorsun beni?" kafamı olumsuz anlamda salladım. "Yoo."

Evren abim hala bana saydırırken omuzlarımda ki ceketin yavaşça alındığını hissettim. O tarafa baktığımda Asrın abinin bana sırtını döndüğünü, ceketi Alp'e uzattığını gördüm. Ya o ceket benim olmuştu, niye almıştı ki? "Teşekkür ederiz." Asrın abinin sert sesi sokakta yankılanırken Alp ceketi alıp bana baktı. "İçeri ben aldım. Sizin haberiniz vardır diye düşündüm. Kusura bakmayın, benim hatam." burada tam olarak hata ben miydim ve neden ayaklarım uçuyordu? 

Zar zor ayakta kalan bedenimi abime yasladım ve göğsüne kafamı koydum. Kirpiklerimi bile kırpmadan izlediğim görüntü çok ilginçti. Nerdeyse ikisi de aynı boydaydı ve büyük ihtimalle aynı yaşta. Aynı yakışıklılıkta... Aynı centilmenlilikte... Aynı kibarlılıkta... Asrın abinin kayıp ikizini bulmuştum.  Asrın abi kendi ceketini kollarından çıkartırken başını sallayarak "Sıkıntı yok." gibi hareket yaptı. Geri bize doğru dönerken az önce ifadesiz olduğu tahmin ettiğim bakışların şevkate döndüğü an be an gördüm. Bana iyice yaklaşıp omuzlarımda kendi ceketini koydu. Tamam bu ceketide alabilirdim, sıkıntı yoktu.

Yıldızların ArkadaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin